Paylaş
Kaymakam ve Belediye Başkanı sessiz, ama o yörede ziraat yapanlar ve çevreciler işin peşinde. “1 Eylül 2011 Perşembe günü saat 14:00’de Şaphane Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak, yerleşim yeri ortasında kurulmak istenilen asit fabrikasını protesto edeceğiz” diyen çevreciler, halkı bilinçlendirmek için bildiri dağıtacaklarını da söylüyorlar.
* * *
Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan İstanbul Aydın Üniversitesi, öğretim üyesi ve Afet Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) görevlisi. Kaptan Hoca’ya asit fabrikası ile ilgili görüşlerini sormuşlar. Kaptan, “Görüşlerimi bildirmeden önce birkaç olayı hatırlatmak isterim” diye başlamış yazısına ve şu örnekleri vermiş.
1- 1986 Ukrayna – Çernobil Nükleer Santrali patlaması.
2- 2010 Meksika Körfezi – BP Petrol Platformu patlaması.
3- 2009 İzmir – Tüpraş Rafinerisi gaz sıkışması patlaması.
4- 2011 Japonya – Fukuşima Nükleer Santrali patlaması.
Yrd. Doç. Kaptan, “Bu ve benzeri tehlikeli madde tesisleri, en küçük bir hatada çevreyi ve insanları nasıl bir felakete ve kaosa sürükleyebileceğini göstermektedir. 9 büyüklüğünde depreme dayanaklı olduğu söylenen Fukuşima Nükleer Santrali daha düşük bir sallantıda ne hale geldi hepimiz gördük” diyor.
Şaphane’nin 1. derecede deprem bölgesinde olduğunu, 1970’de 7.2 ile sallandığını da söyleyen Kaptan, “Asit fabrikasını çevresinde yerleşim yeri, okul, hastane, sebze ve meyve bahçelerinin olduğu yere kurmak istiyorlar. Burada gerçekleşebilecek olumsuz bir olay felakete dönüşür” diye sözlerini noktalıyor.
Kaz Dağları’nı kazmayın tarihe ayıp yazmayın
NE zaman bir Kaz Dağları ve altın haberi görsem karabasanlar basıyor. Yüreğim deli gibi atıyor. Tansiyonum fren tutmuyor.
Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerli. Dünyanın oksijeni en bol ikinci yeri ve endemik bitki florasına sahip. “Kaz Dağları’nı kazmayın tarihe ayıp yazmayın” diye yazdım 22 Nisan 2008 yılında.
Bunca zaman geçti jetonu düşmeyen kaldı mı? Yetkililer sesimizi duydu mu?
Dünyanın kan emicileri sizde bal olduğunu anlayınca taa Fizan’dan gelip o balı toplarlar.
Engel çıkarmayasınız diye, “Aslansın, kaplansın, süpersin” diye sırtınızı sıvazlarlar.
Sizdeki bal bitince, kirli ve kanlı tabaklarını bırakıp giderler. Siz o zaman bırakın kirli tabakları yıkamaya, içecek temiz su bulamazsınız.
Durumun vahametini anladığımızda iş işten geçmiş olur. Memleket Somali’den beter duruma gelir.
* * *
Şimdi altının zirve yaptığı bir dönemde bu konu gündeme getirilir mi diyeceksiniz..
Getirilir.
Hem de yüz kez daha getirilir.
Toprakların değerli olduğunu anlamayanlar varsa, bin kez bile gündeme getirilir.
* * *
Ağustos başında Çanakkale’de Troya Festivali düzenlendi. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, festivale “Havada Siyanür Kokusu, İzin Verme Doğa ile Barış’ sloganını eklediklerini belirtti. Kaz Dağları’nda üretime geçmeye çalışan madenciler bu mesajı alırlar mı bilemem ama, Gökhan Başkan’a destek boynumuzun borcu. Ben buradan Su ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’na sesleniyorum. “Sayın Bakanım, Madenciler Kaz Dağları’nda ağaçları ağlatıp, suyu kirletecekler. Buna izin verecek misiniz?”
OKUYUCU MEKTUBU
Havuzbaşı’nda fosseptik ayıbı
Bayındır Havuzbaşı Köyü’nde üstü açık fosseptikten taşanlar, tarla yoluna akıp etrafa tehlike saçıyor. Arıtması olmayan köyden tarlalara doğru süzülen pis sular, yetiştirilen mahsulleri de olumsuz etkiliyor. Yüzlerce insanın geçtiği, çocukların dolaştığı yollarda salgın hastalık çıkmasından korkuluyor. Bayındır Belediyesi’nin İZSU yetkilisi olduğunu söyleyen memur da “Telefon edip, bizi uzaktan kumandayla çalıştırabileceğini mi sanıyorsunuz” diye dalga geçiyor. Ben o köyde yetişmiş bir öğretmenim. Her gelişimde bu manzara karşısında utanıyor ve yetkililerin duyarsızlığına kahroluyorum. Bu konuyu lütfen yazın, Vali Cahit Kıraç, Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İZSU Genel Müdürü, İl Sağlık Müdürü belki ilgilenir ve bu sorumsuzluğun hesabını sorar.
? Nevin ÖZAYDIN
Komşunun lağımı tehdit ediyor
Bizler İzmir Karabağlar’ın Üçkuyular semtindeki 11/1 sokak no 5’de bulunan Altın Apartmanı’nın sakinleriyiz. Komşu Uğur Apartmanı’nın lağım suları maalesef bizim apartmanın zemininden çıkıyor. Komşu apartmana sorunu söylememize rağmen hiçbirşey yapmıyorlar. İZSU’ya durumu anlattık. Gelip sokaktaki kendi sorumluluk alanındaki kısmını yaptılar. Ancak sorun çözülmedi. Sorunun apartmanın lağım borularının çürümesinden ya da çatlamasından olabileceğini söylediler. Çoluk çocuğun dolaştığı zeminden taşan lağımlardan bir salgın hastalık çıkmasından korkuyoruz. Sağlık Müdürü ya da bu işle ilgili yaptırım güçü olanlar hastalanmadan bizi kurtarabilir mi acaba?
? Bülent ŞARBALKAN- Ebru ILGIN
ÇEVRECİLERE ÇAĞRI Çevre konusunda her türlü ihbarı, duyarsız çalışmaları ve resimleri bize iletebilirsiniz. Tabii güzellikleri de..
İbrahim Irmak Tel: 0533 414 24 57 cevreciiirmak@hotmail.com
Paylaş