Paylaş
Bazı haklı kaygılar dile getirilse de Ankara’ya göre süreçte sorun görünmüyor…
Mecliste sağlanamayan siyasal uzlaşma, akil insanlar aracılığıyla toplumda aranıyor…
Toplumsal uzlaşmanın sağlanması sürecin olmazsa olmaz ilkelerinden biri…
Çünkü yapılan ölçümlemeler sorunun hızla toplumsallaştığının altını çiziyor…
Problem, devletin yarattığı bir sorun olmaktan çıkıp, toplumsal bir hüviyet kazanıyor.
Resmi paradigma değişti ancak bu defa önemli bir toplumsal rezistans oluştu…
Kısa vadede çözümün önündeki en büyük engel bu toplumsal hassasiyettir…
Ancak bu hassasiyet 2009’daki açılım sürecine göre kısmen iyileşmiş durumda.
TOPLUMSAL DESTEK ARTIYOR…
Hükümet her ay farklı şirketlere araştırmalar yaptırıp, toplumun nabzı ölçüyor…
Çıkan sonuçlara göre bazı kararlarını düzeltiyor veya yeni adımlar atıyor.
Çoğu açıklanmayan bu araştırmalarda çözüm sürecine desteğin arttığı görülüyor.
Demokratik açılım sürecinde SETA tarafından ‘Kürt Sorunu Algısı’ araştırması yapıldı.
2009’da yapılan bu araştırmada şu sonuçlar alınmıştı:
Açılımı destekleyenlerin oranı % 48.1…
Açılıma karşı çıkanların oranı % 36.4…
Fikir belirtmeyenlerin oranı % 15.5…
Rakamlarda bakıldığında açılıma destek verenlerin oranı yüzde elliye ulaşmıyor.
Etnik kökene göre dağlımda ise ciddi problem var;
Açılımı destekleyen TÜRKLERİN oranı % 42.7
Açılımı destekleyen KÜRTLERİN oranı % 75.7
Sonuçlar, Kürtlerin Türklere nazaran açılıma daha fazla destek verdiklerini ortaya koyuyordu.
ÇÖZÜM SÜRECİNE KİM KARŞI ÇIKIYOR?
Yukarıdaki rakamlar yeni verilerle mukayese edildiğinde ilginç farklar ortaya çıkıyor.
7-19 Mart 2013 tarihlerinde ANAR yaptığı ölçümlemede alınan sonuçlar şöyle:
Çözüm sürecini destekleyenlerin oranı % 58.0
Çözüm sürecini desteklemeyenlerin oranı % 34.0
Fikir belirtmeyenlerin oranı ise % 8.0…
Rakamlara göre toplum son dört yılda çözüme daha hazır hale gelmiş durumda…
Çözüme karşı çıkanların ve kararsızların oranında önemli bir azalma var.
Aynı araştırmada etnik kökene göre çıkan sonuçlar şöyle:
Çözüm sürecini destekleyen TÜRKLERİN oranı % 54.7
Çözüm sürecini destekleyen KÜRTLERİN oranı % 79.8
Rakamlar yoruma gerek bırakmayacak biçimde olayı özetliyor…
PKK’nın ‘devrimci halk savaşı’ stratejisine rağmen çözüm isteğinin verdiği politik mesajın kıymetini bilmek lazım…
Geçen dört yılda olumsuz verilerde ciddi bir azalma var.
‘Türklerin kaygıları’ nispeten azalmış durumda…
Tüm verilerde pozitife evrilen bir gelişme fark ediliyor
HANGİ BÖLGE, SÜRECE NE KADAR DESTEK VERİYOR?
Çözüm sürecine en çok karşı çıkan Karadeniz ve Ege Bölgesi…
Kıyılara yaklaşıldıkça sürece dair şüpheler ve soru işaretleri artıyor…
En çok destek veren bölgeler ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu…
Bu bölgeler 30 yılda büyük mağduriyet yaşadıkları için çözümü koşulsuz destekliyorlar
Anar’ın anketinde bölgelerin sürece destek oranları şöyle: Karadeniz Bölgesi % 42.8, Ege Bölgesi % 43.5, Akdeniz Bölgesi % 48.7, Marmara Bölgesi % 58.6, İç Anadolu % 59.1, Doğu Anadolu % 77.0, Güneydoğu Anadolu % 80.5…
Bütün bu veriler analiz edildiğinde ‘çözümün Türklerin iknasından’ geçtiği anlaşılıyor…
Kaygılar azalmakla birlikte Türkler hala endişeli, Kürtler ise çözüme görece daha hazırlar…
Üç temel prensibi hatırlatmakta fayda var…
Birincisi çözümün adresi siyaset ve meclistir… Buna sebep siyasal uzlaşma önemlidir…
İkincisi, sorun ‘İzmir’in ikna, Diyarbakır’ın tatmin’ edilmesiyle mümkündür…
Üçüncüsü, çözüm İstanbul modeliyle gerçekleşecektir…
hyayman@hurriyet.com.tr
Twitter.com@HuseyinYayman
Paylaş