The Weeknd’e Saygı Kuşağı

“House of Balloons”, “Thursday” ve “Echoes of Silence” albümleri ile hafızalara kazınan The Weeknd ardından yayınladığı “Kiss Land” ile artık Kanada’dan çıkıp dünyayı müziğiyle gezmeye başlıyor. Belki de daha sonralarda yayınladığı ve şimdilerde büyük bir pop star olmasının başlangıç noktası bu dönemlere denk geliyor olabilir. Justin Timberlake’in 20/20 Experience turnesinde 6 konser için sahne alıp, Hunger Games filmi için müzik yapıp, Beyonce’nin ‘Drunk in Love’ şarkısına remix yapması, Ariana Grande ile düet yapması, The Weeknd’in haklı yükselişinin en bilinen basamakları olarak sayabiliriz.

Elbette hayranlık kıskançlığı da beraberinde getiriyor. İlk albümlerindeki orijinalliğini pop kültürüne kaybetmesini eleştirenler olduğu gibi, yeni yeni The Weeknd’i keşfeden milyonlar da bu dönemde yükselişe geçti. 2015 senesinde yayınladığı ‘Beauty Behind The Madness’ ile hafızalara kazınan The Weeknd 1.5 milyonluk büyük bir satış başarısını bu albümle hanesine yazıyor. 2016 senesinde yayınladığı ‘Starboy’ albümüyle müziğine Daft Punk dokunuşunu katan Kanadalı sanatçı bence kariyerindeki en büyük adımlardan birini bu albümle yaptı.

Medyanın gözbebeği olan gönül ilişkileriyle de bir hayli manşetlerde olan sanatçı, yaşadığı inişli çıkışlı gönül dünyasının artından 2018 senesinde mini bir albüm daha yayınladı. Burası mühim çünkü “My Dear Melancholy” bizi 2011 senesindeki The Weeknd’e ışınlayan bir güzelliğe sahipti. Tıpkı o ilk albümlerindeki sound, ama daha modern ve bugüne adapte edilmiş haliyle karşımızdaydı. Ben bu albümün devamı gelir diye bekledim ve fakat gelmedi. Onun yerine nefis bir albüm ile buluştuk.

“After Hours”

2 senelik aranın ardından ‘After Hours’ ile The Weeknd daha büyük bir geri dönüş yaptı. 80’ler disko dokunuşlarını kendi tarzıyla ustaca harmanlayan sanatçı new wave, dream pop ve R&B türlerinde dolu dolu nefis bir albüm sunuyor.

The Weeknd’e zamanında bayılan, sonraki albümlerinde kafası karışan herkes bu albümde eve geri dönecek diye hissediyorum. Son 16 gündür evden çıkmamanın verdiği konsantre ile albüme daha fazla eğildim. Sanatçı albümün tanıtımında ‘aşkı, arkadaşlığı, korkuyu, yalnızlığı, dansı, düşmanları, yalnızlığı ve birlikteliği hep gecenin geç saatlerinde bulursunuz’ açıklamasına hak veriyorum. Zira albümün gündüz etkisi ile gece etkisi kesinlikle bambaşka. 14 şarkılık albüm yayınlandıktan sonra delüks versiyonuna bu hafta eklenen yeni şarkılarıyla birlikte 22 şarkılık büyük bir serüvene dönüştü. ‘After Hours’un ardından tüm albümlerini geriye doğru tekrar dinledim. Hepsinin ayrı bir farklılığı var ancak kesinlikle ‘Trilogy’nin yerini her seferinde kendini belli etse de, ‘After Hours’ bu anlamda ‘Trilogy’e en yakın özellik ve güzellikte bir albüm.

Yıldızlar: Alone Again, Too Late, Scare To Live, Blinding Lights, In your Eyes,

Oscar’ımı Verdim Gitti: After Hours,  Hardest To Love

Ceren Gündoğdu- Kapalı Gözlerle

7 şarkılık Ceren Gündoğdu’nun ilk stüdyo albümü önceki hafta yayınlandı.

Söz ve müzikleri kendisine ait ‘Kapalı Gözlerle’ albümünün prodüktörlüğünü Cihan Mürtezaoğlu ve Arel Koray Nalbant üstlenmiş. Universal Music etiketiyle yayınlanan albümün Babajim İstanbul ve Pür Recording stüdyolarında tamamlanan şarkılarındaki piyano kayıtları Ceren Gündoğdu’ya ait.

2018 senesinden beri belli aralıklarla yayınlanan single çalışmalarıyla dinleyicinin dikkatini çeken sanatçı ilk stüdyo albümüyle zengin bir yelpazede hazırlanmış. Albümdeki şarkılarda duygu dünyasına seslenen Ceren Gündoğdu, kendi hislerini keşfetmekten ve ifade etmekten korkmayan cesur kadınlara sesleniyor. Şarkıların samimiyeti ve Ceren Gündoğdu’nun müthiş sesi ister istemez dinleyeni onu kendi dünyasına alıp götürüyor.

Albümden yayınlanan ilk video klip ‘Değilsin Tanrı’ya çekilmiş. Düzenlemesi Cihan Mürtezaoğlu’na ait şarkının yönetmenliğini Can Özen üstlenmiş. Şarkının duygusal ve romantik tonlu dünyası, albümün genel ruhunu anlatmak açsından albümdeki ilk şarkı olarak çok yakışmış. ‘Kapalı Gözlerle’ albümü hem geleneksel Türk enstrümanlarının, hem de piyanonun başrolde olduğu zengin müzik altyapılı duygu yüklü samimi bir albüm olmuş.

Yıldızlar: Değilsin Tanrı, Telefon, Dert Bizim Kime Ne

Oscar’ımı Verdim Gitti: Beklerim

Hakan Kalgıdım – Derin Hatıra

Hakan Kalgıdım’ın yeni şarkısı ‘Derin Hatıra’ bu haftanın yeni keşfi. Bir haftadır durmadan dinliyorum ve klibini de bir o kadar büyük bir beğeniyle izliyorum. Kaseti başa sarıp Hakan’ı azıcık size anlatayım isterim.

Çocukluğundan beri hayatındaki müzik aşkıyla yol alan sanatçı müzik dolu bir evde büyümüş. Okul korolarından, müzik gruplarına birçok sanatçı gibi müziğin birçok evresini tecrübe etmiş ve adım adım profesyonel olma yolunda ilerlemiş. Mimarlık eğitimi alan Hakan Kalgıdım, üniversite eğitimi boyunca Leyla Demiriş ve Kaan Buldular gibi isimlerden şan dersleri alıp kendisini geliştirmeye devam etmiş. Bu eğitimlerin üzerine Modern Müzik Akademisi’nde caz okumuş. Bu kadar müzikle yatıp kalkan biri olarak, kendi söz ve müziğini de yapmaya bu dönemlerde başlamış.

Yolu Ersen Kutluk ile kesişen sanatçı birlikte çalıştıkları dönemde ‘Derin Hatıra’yı yapmış. ‘Bana şarkı söylemeyi o öğretti’ dediği vokal koçu Onur Selçuk ile çalışmalarına devam eden sanatçının ilk şarkısı ‘Derin Hatıra’ nefis bir çıkış olmuş. Şarkının klibi de bence kendisi kadar ilgi çekici. Çağla Çağlar’ın yönetmenliğini üstlendiği klip farklı birçok mekanda Hakan ve dans partnerinin dans performanslarını konu ediyor. Bundan sonra Hakan Kalgıdım’dan ne gelecek diye merakla beklerken, dansın Hakan’a çok yakıştığını da belirtmem gerek.