Paylaş
Austin’in SXSW başlamasıyla artan nüfusu programda müzik bölümü başladığında bir başka renkleniyor. Şehrin her köşesinden bir başka müzik duymanız mümkün olduğu gibi, yeni müzik severler için SXSW gidilebilecek en iyi adres.
NILE RODGERS’TAN ÖĞÜT DOLU KONUŞMA
SXSW’in müzik bölümü Nile Rodgers’ın konuşmasıyla başladı. ‘Keşfetme’ üzerine bir konuşma yapması istenen Nile Rodgers, müziğe adım attığı ilk günlerden sazı ele aldı, kendi anılarından yaklaşık 1 saatlik bir zaman diliminde enfes tecrübelerini aktardı. Bıkmadan usanmadan pratik yapmanın müzikte onu istediği yere getiren en önemli gerçek olduğunu belirten Rodgers, üretilen her çalışmanın kendi içinde ayrı bir saygıyı hak ettiğini belirtti.
Daft Punk ile yayınladıkları ‘Random Access Memories’ albümünden aslında ‘Lose Yourself To Dance’ parçasının dünya çapında patlamasını beklerlerken Get Lucky’nin global anlamda bir başarı olmasının onları şaşırttığını belirten Rodgers, değişime açık olmanın müzik dünyasının gerçeği olduğunu söyledi. Nile Rodgers’ın açık sözlülüğü, müzik dünyasına dair anlattığı hikayeler saatler sürse dinlerdim. Konuşmasının sonunda gitarıyla birkaç nota çalarak odayı dolduranları ihmal etmeyen sanatçı ayakta alkışlanarak sahneden indi. Haliyle bu anlar da konuşmanın en özel dakikaları olarak hafızalara yazıldı.
MÜZİĞİN GELECEĞİ KONUŞULDU
Müzik oturumlarında geçen sene olduğu gibi bu sene de en popüler konu dijital platformlarda büyüyen müzik piyasasının durumuydu. Dijital müzik piyasasının gelir anlamında geçmiş yıllardaki fiziksel satışları karşılamadığını anlatan konuşmacılar, yeni müzik üretiminin sadece albümlerin yayınlanmasıyla yeterli olmadığı konusunda hem fikirlerdi. Müziğin tanıtımının, sosyal medyanın, sahne performansının ve sanatçıların teknolojiye açıklığının yeni dönemde müzik piyasasında kazandıran esas faktörler olduğu nerdeyse her oturumda enine boyuna konuşuldu. Genel anlamda müzik piyasasının geleceği için umutlar tavandı.
ÖNE ÇIKAN PERFORMANSLAR
Gündüz oturumlarla müzik dünyasının hem sorunları, hem de yeni yolları tartışılırken akşama doğru showcase’lerle Austin dev bir konser şehrine dönüşüyordu. Tüm performansları kaçırmadan izlemek için insanın kendisini klonlaması lazım. Hal böyle olunca mutlaka bazı performanslar arasında karar verip, kapıda sıralar büyümeden yerinizi almanız gerekiyor.
SXSW’a gitmeden önce tüm performansları tek tek inceleyip kendime bir liste hazırlamıştım. Listenin başında ilk albümü ‘Goddess’ ile 2014 senesinden beri radarımda olan, geçtiğimiz yıl ikinci albümü ‘The Altar’ı yayınlayan Banks vardı. Sahne aldığı mekânın küçüklüğü her ne kadar beni tatmin etmese de, Banks’in sahnedeki şovu beklediğime değdi. Üstelik aynı akşam Solange da bir başka mekânda sahne alıyordu ama ben yine de ‘Banks’i canlı izlemek için ısrarcı oldum. Banks’in performansından beri hatıra niteliğinde kulağımda ‘Trainwreck’ çalıyor. Dilerim kendisi bir kere de İstanbul’da sahne alır, doyasıya bir kere daha izleyebilirim.
Kate Nash’i izlemek için erkenden gittiğim Central Presbyterian Kilisesi’nde çok enteresan bir performans yakaladım. 15 yaşında olan Billie Eilish 20 dakikalık hap niyetine verdiği konser ile Kate Nash öncesi tüm izleyenleri büyüledi. 2017’de merakla takip edecek bir yeni ses yakaladığım için kendimi şanslı hissederken konserden bu yana her gün birkaç kere ‘Ocean Eyes’ dinlemeden günü geçiremiyorum.
Kate Nash’e gelecek olursak, bence SXSW’in bu seneki en çılgın performansıydı diyebilirim. Kilisenin sakin havasını daha ilk şarkıdan kıran Nash resmen yerlerde sürünerek şarkılarını söyledi. ‘Foundations’, ‘Mouthwash’ gibi eski şarkılarını da söyleyerek beni ziyadesiyle mest etti.
Austin’de iki senedir izlediğim performanslardan sonra en favori mekânım olan Latitude30’da bu sene sahne alan İngiliz sanatçılar arasında Rory Graham nam-ı diğer Rag ‘n’ Bone Man da vardı. SXSW’da her sene 1-2 sanatçının performansı için mekânın önünde sokakları aşacak kadar kuyruklar oluyor. Bu senenin kazananı bu anlamda Rag ‘N’ Bone Man’dı. Performansına herkesin diline pelesenk olan şarkısı ‘Human’ ile başlayan İngiliz sanatçı, ikinci şarkı için yeni single’ı ‘Skin’ i seslendirdi. Kazakistan’a ‘Skin’in klip çalışması için giden sanatçı çekimlerin tahmininden zor geçtiğini de bizlerle paylaşmadan edemedi. 40 dakikalık zaman şarkılarla akıp gidince sahneye veda eden Rag’n’Bone Man de bizler kadar sahneden istemeyerek ayrıldı diyebilirim.
Bu seneki SXSW’dan arda kalan nedir derseniz, bitmeyen müzik dolu sohbetler, sokaklardaki neşe ve sabahlara kadar süren konserlerle dolu geceler derdim. Uzun seyahatlerden sonra eve dönüş her zaman daha farklı bir heyecanla oluyor. Bu seneki SXSW macerasından yine bavul dolusu anı ve umutla İstanbul’a geri döndüm. Darısı 2018’in SXSW heyecanına ve hazırlıklarına diyelim.
Paylaş