Meriç Soylu’ya Buika’lı Veda
Geçtiğimiz Cuma günü İş Sanat sezona Buika’nın Senfonik konseri ile veda etti. Aylar öncesinden biletleri tükenen konserin bir diğer orijinalliği de Buika’nın sahneyi İstanbul Opera Orkestrası ile paylaşmasıydı.
Konser başlamadan geçtiğimiz Temmuz ayında genç yaşta vefat eden İş Sanat’ın Yönetmeni Meriç Soylu anısına yapılan konuşmalar, özellikle Yekta Kopan’ın anlatımıyla ekrana yansıtılan video geceyi daha da duygusal bir havaya dönüştürdü.
Buika sahnede çok fazla konuşmadı ama arada seyircilerle minik iletişimlere de geçmedi değil. Konserin senfonik olması bir yana özellikle İpad’den nota okuyarak piyanoyu çalan piyanist çok orijinaldi, sürekli ipad ekranına dokunarak sayfaları çevirmesi gözüme takıldı. Konser bitiminde bizler salondan çıkarken, İş Sanat’ın tüm çalışanları, binanın çıkışında kapıya dizilmiş bir şekilde alkışlarla Meriç Soylu’yu ve son kez elinden onun elinden çıkan bu 13. İş Sanat sezonuna alkışlayarak veda ettiler. Galiba gecenin bana dokunan bir diğer anı da bu veda kısmıydı.
Bu haftasonunun bir diğer önemli aktivitesi de Soundgarden’dı. #Soundgardening notlarına geçecek olursak, Park Orman Babylon Soundgarden katılımcılarıyla doldu doldu taştı. Havanın da bir yaz gününden farklı olmaması sayesinde, festival alanı da resmen iğne atsan yere düşmeyecek gibiydi. Festivalin benim için en mühim konuğu Kings Of Convenience saat 20.30’da sahneye çıkana kadar Molotov Jukebox, Sattas, İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions ve BaBa Zula sahne aldılar. Kings Of Convenience sahneye çıktığında Park Orman’da gerçekten nerdeyse ayakta duracak yer yoktu. Yaklaşık 75 dakika sahnede kalan grup beni bir kere daha mest etti. Özellikle Erlend’in birçok şarkı çalarken bir yandan da kendi kendine dans etmesi, tüm kalabalığı çoşturdu. Ben grubu bu sene Babylon’da izlemenin rahatlığıyla sahnenin yan tarafındaki bölümde nispeten rahat bir halde izledim. Ama bu konserde de bir kere daha anladım ki, galiba hiçbir konser sahne önünde izlenmedikçe, benim için kâfi olmuyor. Bağıra çağıra önlerde, gruba yakın olarak izlenen konser bence olayın ta kendisi.
Park Orman’a uzun zamandır festival niyetli bir organizasyonla gitmemiştim. Eskiden aynı mekanda gittiğim onca konseri hatırladım, pek bir nostaljik oldu bu yüzden. Yeniden yanımda sevdiğim insanlarla tüm günlük böyle bir organizasyon ve bahar şenliği havası bana da çok iyi geldi. Özellikle tüm konserlerin aksamadan zamanında başlaması ve kalabalığa rağmen sorunsuz bir festival günü yaşatmak için çalışan tüm Pozitif ekibini takdir etmek lazım. Darısı tüm yaz konserlerinin başına.
YILDIZLAR – OSCARLAR
DAFT PUNK – RANDOM ACCESS MEMORIES
Aylardır tüm müzik sektörü Daft Punk’ın yeni çıkaracağı albüm sebebiyle Mayıs ayına kitlenmişti. Ve beklenen günler sona erdi, Daft Punk’ın 4. Stüdyo albümü “Random Access Memories” nihayet piyasaya çıktı. Aslında albümü müzikal olarak değerlendirmenin dışında bir de PR harikası olarak da incelemek gerekebilir. Albüm 70’ler ve 80’ler temasında bir alt yapıya sahip. Fransız ikilinin önceki albümlerinden farklı olarak “Random Access Memories” (RAM) canlı enstrüman kayıtlarının olduğu bir albüm. Panda Bear, Julian Casablancas, Todd Edwards, DJ Falcon, Chilly Gonzales, Giorgio Moroder, Nile Rodgers, Paul Williams ve Pharrell Williams albüme katkı sağlayan isimler arasında.
Thomas Bangalter, Tron: Legacy filminin müziklerini yaparlarken, 2008 senesinde yeni albüm için de çalıştıklarını belirtmişti. Ancak o dönem yaptıkları demo kayıtlarından memnun olmayan ikili, bu albüm için bir farklılık yaparak canlı çalınan kayıtlar kullanmayı istemişler. Albümün kayıtları New York, Kaliforniya ve Paris’te tamamlanmış. Fransız ikili yeni albümlerine RAM ismini seçerlerken geçmişe olan meraklarını teknoloji ve insan tecrübes
iyle birleştirerek bu başlıkta toplamak istediklerini belirtmişler.
Ocak ayında Daft Punk, Sony Müzik ile Columbia Plak şirketi aracılığıyla yeni albüm anlaşmasını tamamladığını duyurdu. Mart ayında 15 saniyelik mini bir video klip Saturday Night Live’da yayınlandı. Hemen ardından Coachella festivalini değerlendiren elektronik ikili, albümde katkıda bulunanların isimlerinin aktığı mini bir slayt şovu “Get Lucky” fonda olmak üzere ilk defa yayınladı.
Tüm bu PR çalışmalarında temel unsur, tamamının çok sade ve minimalist bir yapıda olmasıydı. Tüm bunlar olurken albümdeki 13 şarkının isimleri Nisan ayına kadar saklandı. 16 Nisan 2013 tarihinde Columbia’nın Vine hesabı kullanılarak gizlenen şarkı listesi duyuruldu. Vine kullanılarak böyle bir PR çalışması yapılması da sosyal medya da bir ilk oldu. Birkaç aydır artık dinleyen herkesin ezberlediği Pharrell vokalli “Get Lucky” dijital olarak 19 Nisan’da satışa sunuldu ve tahmin edersiniz ki single’lar listesinde bir numaraya yükseldi. Diğer yandan, pazarlama çalışmalarının yanında, grubun 4. albümü için hazırlanan video serileri de bu dönemde sosyal medyada paylaşıldı. Hazırlık çalışmalarını anlatan bu videolar Intel ve Vice ortaklığındaki “The Creators Project” tarafından gerçekleştirildi. 8 videodan oluşan bu özel seçki, albümün mutfağını daha merak edenler için Youtube’da hala mevcut.
Aylar öncesinde ön sipariş verdiğim albümü inatla hiçbir yerde dinlemedim. Bekledim resmi yayınlanma günü olan 17 Mayıs sabahına kadar. O sabah uyandım, hem de Depeche Mode konseri olacak akşama (ki olmadı hala üzgünüz), nasıl çocuklar gibi şenim, baktım telefonuma İtunes “Random Access Memories” şarklılarının indirmeye hazır olduğunu müjdeliyor, çifte bayram ettim. Ofise giderken metroda, kulağımda ve kafamda çalan yeni Daft Punk ile ayıldım. Yepyeni şarkıları ilk dinleme anı, o heyecan gerçekten paha biçilmez bir his.
Bu kadar uzun süre bu albüm için böylesine büyük bir reklam kampanyası yapılınca, malum eleştiriler de bir o kadar çok oldu. Twitter’da albüm enine boyuna tartışıldı, dinlemeyeni, bilmeyeni kalmadı. Sonuçta herkes haberdar oldu. “Get Lucky”nin komik versiyonu “Goat Lucky” olarak Youtube’da tıklama rekorları kırdı. İtiraf etmeliyim ki, keçi çığlıkları olan bu komik versiyon şarkıyı her dinlediğimde aklıma geliyor. 8 sene aradan sonra çıkan Daft Punk’ın yeni albümü, bence her arşivde olmayı hak eden güzellikte bir çaba.
1 Nisan şakası olarak yediğim “Daft Punk İstanbul konseri haberi” keşke gerçek olsa diyorum yine. Bence ülke olarak bu kadar bağrımıza bastığımız bu grubu, canlı olarak bir kere daha görmeyi hak ediyoruz.
YILDIZLAR:
Give Life Back To Music
The Game Of Love
Giorgio By Moroder
Instant Crush
Get Lucky
Motherboard
OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:
Doin’ It Right (bu da albümün gizli incisidir )
SAHNEDEN KULİSE
Deha, Mutasyon Albüm Lansmanı @ Jolly Joker , İstanbul, 28.05.2013 , 21.00
Mabel Matiz @ Kadıköy Sahne , İstanbul, 29.05.2013 , 21.00
Ramadan – Emir Yargın @ Ghetto , İstanbul , 29.05.2013 , 21.45
Rihanna @ BJK İnönü Stadı, İstanbul, 30.05.2013
KARIŞIK KASET
Riri’nin Diamond Tour kapsamında verdiği son konserlerdeki setlistini, Karışık Kaset’e aldım.
Setlist, Riri adıyla Youtube’da sizleri bekliyor.
Keyifli dinlemeler…
1. Mother Mary
2. Phresh Out the Runway
3. Birthday Cake
4. Talk That Talk
5. Pour It Up
6. Cockiness (Love It)
7. Numb
8. You da One
9. Man Down
10. No Love Allowed
11. Rude Boy
12. What's My Name?
13. Jump
14. Umbrella
15. All of the Lights (Kanye West cover)
16. Rockstar 101
17. What Now
18. Intermission
19. Loveeeeeee Song
20. Love the Way You Lie (Part II) / Take a Bow / Cold Case Love
21. Hate That I Love You
22. Red Lipstick
23. We Found Love
24. S&M / Only Girl (In the World) / Don't Stop the Music /S.O.S
25. Where Have You Been
26. Stay
27. Diamonds
| Yazarın son yazıları |
#24 Mayıs 2013 Jared Leto Travesti Oluyor
#21 Mayıs 2013 Gençlerin müzik dinleme hakkı ellerinden alınıyor
#17 Mayıs 2013 Depeche Mode konseri ertelendi
#14 Mayıs 2013 Onur Özdemir ile “Yeniliğe Doğru”
#10 Mayıs 2013 Keane-James Blake- Blur bu yaz İstanbul’da
#7 Mayıs 2013 Dubai Konserinde Bieber’a Saldırı
