Paylaş
Konser günü öğrendik ki, grubun turnesinin de son ayağı meğer Babylon konseriymiş. İşin aslı her ne kadar Babylon konserlerini sevsem de, Wild Nothing konserinde belki de durduğum yerle alakalı olarak, Wild Nothing konserinden istediğim verimi alamadım. Wild Nothing’in Setlisti gayet iyiydi, Chinatown’ı da çaldılar, Nocturne- Paradise da vardı listede. Konseri izleyen kitle de gayet konuya hakimdi, bunlar çok güzel şeyler. Wild Nothing vokali Jack Tatum konserin ortalarına doğru “You are the best” diye bizlere de selam etti.
Galiba turnenin son konserinde grubun da keyfi yerindeydi. Esas konserle ilgili benim dikkatimi çeken durum ön grup Islandman’dı. İnsanlar mekanı doldurmaya başlarken usul usul müziğini yapan Islandman (Tolga Böyük) ‘i ilk defa dinledim ve sanırım bundan sonra daha çok dinlemek istiyorum. Ön gruplara genelde konserlerde yeterli ilgi gösterilmez, ben de bu duruma hep üzülürüm, ama o gece Islandman’ın performansı da en az Wild Nothing kadar ilgi gördü. İlerdeki yazılarda Islandman’in müziğini ve daha derinlemesine inceleme arzusundayım.
Merak edenler için Islandman’ın soundcloud’da bir hesabı mevcut. Islandman’in müziğini dinlemek isteyenler için iyi bir fırsat olabilir.
Paramore’un uzun zamandır beklenen 4. Stüdyo albümü 9 Nisan’da piyasaya çıkıyor. Bu albüm pek mühim çünkü, grubun iki kurucu üyesi Farro kardeşlerin yer almadığı ilk albüm olarak merakla bekleniyordu. Albümün kayıtları Kasım sonunda tamamlandı, ilk single “Now” şubat ayında kliplendi. İkinci single olarak seçilen “Still Into You” lirik videosu önceki hafta youtube’da yayınlandı. Albümün çıkmasına az bir vakit kala, gelen yorumlara göre sevenlerini önceki albümlerine göre daha farklı bir yönde ilerleyen Paramore bekliyor.
Geçtiğimiz hafta netleşen sevindirici bir konseri haberi daha var. Vodafone Istanbul Calling kapsamında Placebo 16 Ağustos Cuma günü Istanbul’da
Parkorman’da sahne alacak. En son çıkarttıkları EP’leri B3 ile benim gibi tüm hayranlarını iyiden iyiye meraklandıran Placebo’nun bu sene içinde yeni albümlerini yayınlaması bekleniyor.
YILDIZLAR - OSCARLAR
IAMX – The Unified Field
Bazı sanatçılar var ki, onlar için bir şeyler üretmek, aslında varoluşlarının tek sebebi. IAMX, yani Chris Corner işte tam böyle biri, müziği yaşama sebebi olarak görüp, bu amaçla üretiyor, albümler yayınlıyor, konserler veriyor. 5. Stüdyo albümü, önceki albümlerine hem yakın, hem de bir o kadar farklı olmuş. Yeni bir IAMX albümü olması başlı başına bir sevinme sebebi diğer yandan.
Geçtiğimiz sene Şubat ayında IAMX, yeni albüm çalışmalarına başladığını, yeni albümü IAMX5 adıyla duyurmuştu. Takvimler aynı senenin Mayıs ayını gösterdiğinde albüm için her iki haftada bir video bloglar yayınlayacağını ilan etmişti. Nerdeyse tam 2 sene ara verdikten sonra, 4. Albümünün çıkış tarihi ile aynı tarihlere yakın bir dönemde, yani geçtiğimiz hafta, yeni albümü “The Unified Field”ı piyasaya sürdü.
Son albümü “Volatile Times”için verdiği bir röportajda Chris, “artık daha mutlu olacağım albümler yapmak istiyorum, albüm üretme süreci benim için çok yıpratıcı oluyor, bundan sonra farklı bir yol izleyeceğim” demişti. Bu söylemini gerçekten hayata geçirerek, 5. Albümünü diğer albümlerinden farklı olarak tek başına değil Jim Abbiss ‘in prodüktörlüğüyle tamamlamış. Jim Abbiss’i Adele, Arctic Monkeys gibi isimlerle yaptığı çalışmalardan tanıyoruz. Farklılık sırf üretim aşamasında değil, Chris Corner ve ekibi, bu albümle uzun süredir ertelediği Amerika turnesine de çıkıyor.
5. albüm “The Unified Field” da Chris’ın en çok nelerden etkilendiği ve şarkılarını yazdığı sorulduğunda, “insanlar ve onların verdiği umut dolu mesajlardan ilham aldığını” belirtmiş. Aslında yazdığı şarkılardaki melankoliye rağmen, umudun insanlar için her anlamda tek çıkış olduğunun altını çizen Chris, hayata sıkı bağlanabilmek, devam edebilmek için buna ihtiyacımızın olduğuna çok önceden inandığını belirtmiş.
“The Unified Field” albümü, adını evrendeki herşeyin birbiriyle olan ilişkisinden esinlenerek almış. Albümün üretim sürecinde Jim Abbiss haricinde ayrıca Chris’in ilk grubu Sneaker Pimps’ten Liam Howe’la da ekibe dahil olmuş. Chris bu albümünü de önceki 3 albümü gibi 2008 senesinde satın aldığı Turmwerk’te kaydetmiş.
Turmwerk adındaki bu bina aslında Doğu Almanya’da su işleri için kullanılan terk edilmiş bir fabrika. Birkaç sene önce satın aldığı bu mekan aslında Chris için bir üretim merkezi. Fotoğraf çekimi, kayıt, klip gibi tüm albüm uzantıları bu binada üretiliyor neredeyse. Turmwerk’i IAMX dışında da sanatçıların kullanım alanı haline gelmesi için önayak olan Chris, yaratıcılık adına, özgür sanat için bu tip bir yerin çok faydalı olduğunu söylemiş.
Bir ormanın içinde olan bu terk edilmiş yeri bizler ilk olarak 3. Albümünde Imogen Heap ile düet yaptığı “My Secret Friend” şarkısının klibinde görmüştük. Yalan yok biraz izbe, karanlık bir binaya benziyor ama Chris buradan ilham alıyorsa kabulümüz elbette.
12 şarkılık yeni albümün neredeyse tamamı hit şarkılardan oluşuyor. IAMX albümleri genelde içerdiği alt metinlerden ötürü sindirilmesi çok kolay değildir. Şarkılar, onları yazmaya sebep olan hikâyelerini anlamak, yorumlamak açısından hep kafaları çalıştıran, düşündüren cinstendir. Bu şekilde bakınca The Unified Field albümü, ilk dinleyişte bende inanılmaz bir beğeni hissi yarattı. Sonra tekrarlara geçtikçe favori şarkılar oluşmaya başladı. 3. ve 4. dinlemeden sonra Chris’in vokallerini daha detaylı dinleyip, alt yapıları daha farklı duyar oldum.
Albümün ilk single’ı “The Unified Field” Kasım ayında kliplenirken, geçtiğimiz Aralık ayında “Quiet The Mind” ikinci single ve klip çalışması olarak IAMX’in youtube kanalından yayınlandı. Son olarak albüm 22 Mart’ta piyasaya çıkmasına 1 hafta kala Almanca vokallerle süslenmiş, albümün açılış şarkısı “I Come With Knives” a çektikleri kliple albüm görücüye çıktı.
YILDIZLAR:
The Unified Field ( harika bir şarkı, klibini de ayrıca çok sevdim, albüme ismini vermesi tesadüf değil)
Sorrow(şarkıda “Tear Garden” havası var )
Under Atomic Skies ( albümdeki diğer sürekli tekrara alıp dinlediğim şarkı )
Screams (umarım single olarak çıkar ve b-side remixleri de olur diye umduğum bir şarkı)
Walk With The Noise (bu şarkıyı konserde dinlemek çok isterdim, tipik bir IAMX şarkısı, kafada çalıp duruyor sonsuz kere)
OSCAR’IMI VERDIM GİTTİ:
Animal Impulses (albümü ilk dinlemeye başladığımda beni tekrarlara sürükleyen ilk şarkı ),
Land Of Broken Promises (bu albümdeki en orijinal şarkı. Gogol Bordello havası olan bir bölüm var, nefis bir şarkı)
SAHNEDEN KULİSE:
• Daughter @ Salon İKSV, İstanbul, 02.04.2013, 21.30
• Can Gox @Jolly Joker, İstanbul, 02.04.2013, 21.00
• Pinhani Albüm Lansmanı @Ghetto, İstanbul, 02.03.2013, 21.45
• Nekropsi @ Babylon, İstanbul, 03.04.2013, 22.00
• Hediye Güven @Ghetto, İstanbul, 04.04.2013, 21.45
KARIŞIK KASET:
Bu yazıyı hazırlarken nedense biraz nostaljik havadaydım. Aklıma Ankara’da yaşarken, taze öğrenci olduğum dönemler geldi. O zamanlar ne youtube, ne soundcloud, ne myspace vardı, hatta sadece Capital Radio vardı benim için. Capital Radio ‘yu sanki bir müzik grubuna hayranmışçasına takip edip, tüm programlarını-dj’lerini dinleyip, yarışmalara katılıp, telefonla “anında istek hattında” sürekli arayıp şarkı istediğim vakitlerimi hatırladım. Karışık Kaset’te bu havalara yakışan bir liste hazırlamak istedim. Bu sebeple listenin büyük çoğunluğunu 90’lar kıvamında şarkılardan seçtim.
Deezer’da ben de hesap açtım. Bu yazının Karışık Kaset’ini dinlemek isterseniz Deezer’da “Hkky” kullanıcısını arayıp 02.04.2013 tarihli listeyi dinleyebilirsiniz.
Keyifli dinlemeler…
1) Counting Crows – Mr Jones
2) Fool’s Garden – Lemon Tree
3) Third Eye Blind – Jumper
4) Joan Osborne- One Of Us
5) Alice Cooper – Poison
6) Guano Apes – Living a Lie
7) Alanis Morissette – You Ought To Know
8) Natalie Imbruglia – Torn
9) Ace Of Base- Happy Nation
10) Paula Cole – I Don’t Want To Wait
11) TLC- Waterfalls
12) Aaliyah – Don’t Know What To Tell Ya
13) Oasis – Wonderwall
14) Pulp- Common People
15) Placebo – Every You Every Me
16) Björk- Big Time Sensuality
17) No Doubt – Don’t Speak
18) Nirvana- Smells Like Teen Spirit
19) The Stills – Still In Love
20) Radiohead- Karma Police
Paylaş