Ah! Kosmos’un Yeni Dünyası: Beautiful Swamp

Geçtiğimiz haftalarda Ah! Kosmos’un yeni albümü ‘Beautiful Swamp’ yayınlandı. Albümün tüm detayları için Başak Günak ile bir araya geldik. Şarkıların hikâyesini, albümün hazırlık sürecini Başak’tan dinlemek daha keyifli olacak. Beautiful Swamp’ın tüm detayları bu söyleşide sizlerle:

Bastards’tan bu yana yaklaşık 3 sene geçti. Bu aradaki 3 yıl senin için nasıl geçti?

Aslında son üç yıl çok yoğun geçti. İlk albümüm ‘Bastards’tan sonra tiyatro, dans ve görsel sanatlar alanlarındaki sanatçılarla ortaklaşmaya devam ettim. Gizem Aksu, Çıplak Ayaklar, Gözde İlkin, BBT gibi sanatçı ve sanat gruplarıyla işler çıkardık. Bu çalışmaların yanı sıra single ve EP yayınladım. Mabel ile beraber yazdığımız Mavi’yi yayınladık. Yurtiçi ve yurtdışı konserler devam etti. Son bir buçuk senedir de yoğun olarak albüme odaklanmış haldeyim.  

Yeni albüm ‘Beautiful Swamp’ın kayıtları hem İstanbul, hem Berlin’de gerçekleşmiş. Kayıt sürecini biraz da senden dinleyelim.

Şarkılar oluştukça ve hangi şarkının albümde yer alacağına dair kararlarım belirginleştikçe şarkılar için kayıtlara başladım. Çello, erbane, asma davul ve bazı gitarları İstanbul’da kaydettim.  Benim çaldığım partisyonları ve vokal kayıtlarımı ise Berlin’de tamamladım. Albümün prodüksiyonu da Berlin’de gerçekleştirdim. İki şehirde kayıt sürecini tamamlamanın takvim açısından zorladığı anlar olsa da karar süreçlerime pozitif bir etki sağladığını hissediyorum.

Her albümün kendince bir serüveni oluyor, sen ‘Beautiful Swamp’ için nasıl bir rota çizdin.  ‘Beautiful swamp’ (Güzel Bataklık) adının ironi barındıran bir yanı da var sanki, albümün adına nasıl karar verdin?

Benim için albüme başlama süreci albümün ismini bulduğum anda başlıyor. İsmin bende bıraktığı his bu anlamda çok önemli.  İsimle birlikte hem albümde hangi şarkıların olacağına karar verebiliyorum hem de güçlü bir ilhamla üretmeye devam edebiliyorum. Bu albümde ilk olarak ‘Bataklık’ kelimesini kullanmaya karar vermiştim. Bu kelimenin birlikte getirdiği bir soru ilgimi çekti. “Bataklığı tanımlayan şey onun içeri çekiş hali midir, içine çektileri midir?” Albüme başladığım dönemde iç dünyamda çok iyi hislerde değildim. Fakat üretmeye devam ettikçe bir batma halinden ve karanlıktan öte daha ferah ve yumuşak bir yere çıkmaya başladım. Dolayısıyla albümün içindeki şarkılar gibi isim de bu kontrastı taşımaya başladı. 

Albümdeki üretim süreci ya da ortaya çıkışı seni en etkileyen/zorlayan şarkı hangisi?

En zor ‘It Rains Without You’ oldu. İlk başladığımda hissi bambaşkaydı. Fakat şarkıya her geri dönüşümde o ilk anda yakaladığım hisle bir daha aynı frekansta hissedemedim. Bu da şarkının sürekli değişmesine sebep oldu. 10 tane ve belki daha fazla versiyonu var. Tamamlandığını hissetmemi sağlayan şey introsuna karar verdiğim anda oldu.

Zor bir soru olabilir biliyorum ama bunu hep merak ediyorum, ‘Beautiful Swamp’tan sana özel olan bir şarkı seçsen hangisini seçerdin? Neden?

iki tane seçebilir miyim? Biri ‘It Rains Without You’. Duygusu kalbimde bir yere değiyor. İkincisi ‘Paradise’.  Ürettiğim en mutlu şarkı olduğu için (gülüyor)

Özgür Yılmaz, Elif Çağlar, Mabel Matiz, Barış Ertürk, Yasemin Özler, Burcu Yankın ile kayıtlar var albümde. Bu isimlerle nasıl bir araya geldin, hangi şarkıda kimle çalışacağına nasıl karar verdin?

Evet, hepsi üretimlerine hayran olduğum sanatçılar. Özgür ve Mabel’le hep bir muhabbet ve üretim içerisindeyiz. Parçalardaki enstrümanlara ürettikçe ve prodüksiyon ilerledikçe karar verebiliyorum. Bu albümde yer alan sanatçılarla da şarkılar olgunlaştıkça iletişime geçtim. Buluşabildiğimiz zamanları ayarlayıp denemeler yaptık. Seslerinin dahil olması benim için çok kıymetli.

ilk single ve ilk klip Wide oldu. Çıkış şarkısını ‘Wide’ olarak seçmenin özel bir sebebi var mıydı? Klibin hikâyesini ve Harun Güler ile çalışma sürecinden de biraz bahsedebilir misin?

Albümün genel yapısını düşündüğümde ilk şarkının hep ‘Wide’ ile olması gerektiğine karar verdim. Sanırım bana hissettirdiği güçlü bir taraf var. Compost Records ve dostlarım da benle aynı fikirde olunca öyle olmasına karar verdik. Harun’la çalışmak benim için çok güzel oldu. İşini çok seven, inanılmaz sahiplenen bir insan dolayısıyla çok rahat hissettim.

Prodüktör yanından ötürü bunu sormak istedim, üretkenliğini nasıl besliyorsun. Seni neler harekete geçiriyor?

Sürekli bir üretim halindeyim. Fakat özellikle albüme baktığımda beni en çok duygular harekete geçiriyor diyebilirim. Yoğun bir duygu geldiğinde üretebileceğim ve yalnız kalabileceğim bir alanda olabilirsem şarkı hissini çok rahat bulabiliyor.

Dünyada birçok şehirde de sahne alan bir sanatçı olduğun için seni en çok etkileyen performansını merak ediyorum. Henüz çalmadığın ama gidip çalmak için can attığın bir şehir/mekân var mı?

Sanırım hayatım boyunca unutamayacağım performans Barbican Theater’da Jonny Greenwood’un açılışını yaptığım konser olacak. Gerçekten son ana kadar heyecanı bambaşkaydı. En çok İzlanda’da çalmak isterdim.

Ah! Kosmos bir müzikal olarak hangi şehre benziyor deselerdi, içimdeki his %70 Berlin, biraz da Amsterdam derdim. Bir ayağın Berlin’de olduğu için Berlin-İstanbul hattının sana kattıklarını merak ediyorum.

Amsterdam’ı duymayı beklemezdim(gülüyor). Ben geçen albüm için birbirini tanımayan birçok insandan ‘Bastards’ın New York metrosu için yapılmış bir soundtrack albümü olduğuna dair enteresan mesajlar aldım. Hem de süreçte hiç oraya gitmeme rağmen böyle bir mesajla karşılaşmak enteresandı.

Berlin- İstanbul’un prodüksiyona yansımasından bahsetmeye dönersem, Berlin’de olduğumda çok yoğun prodüksiyon yapabiliyorum. Zaman ve mekanların hissi sebebiyle bana üretmeye için güzel bir his ve motivasyon veriyor. Ses olarak hangi şehre daha yakın olduğuma karar veremiyorum. ‘It Rains Without You’ ve ‘We Can’t Fall off a Mountain’ şarkıları bende İstanbul’un sokaklarında daha iyi rezone ediyor.

Ah! Kosmos’un canlı performansları da ayrı bir deneyim. Özellikle bu albüm için sahne detaylarını merak ediyorum, neler planlıyorsun? 25 Ekim’de Salon İKSV’de albüm lansman konseri var, sonrası için yurt dışı planları nasıl olacak?

Lansman konserinde albümde yer alan bazı müzisyen arkadaşlarımız konuk olacak. Konserlerde son bir senedir daha dinamik bir yapı yakaladığımızı hissediyorum. Konserlere yeni şarkılar eklemek, Özgür’le sahne için yeni şeyler denemek hep çok heyecanlı oluyor. Wide’ da aslında böyle bir süreçten tohumunu veren bir şarkı.  Yurtdışında konserler devam ediyor. Önümüzdeki ay Londra, Berlin ve Hannover var.