Charli XCX’in ‘how I’m feeling now’ adıyla yayınladığı albümü baştan sonra karantina dönemine ait bir çalışma. Albüm ‘DIY’ (Do It Yourself) yani ‘Kendin Yap’ temasıyla hazırlandığı için de değerli bir çalışma. Tüm üretim sürecini 1.5 aylık bir süreç içinde sosyal medya hesaplarından hayranlarıyla da paylaşan sanatçı, şarkıların üretiminden, albümün görsel ve video çalışmalarına kadar her şeyi evindeki imkânları kullanarak tamamlamış. Albümün yayın tarihini de benzer şekilde nisan ayının başında ilan eden Charli XCX, bu zaman dilimini oldukça verimli kullanarak herhangi bir gecikme yaşamadan 15 Mayıs’ta yeni albümünü yayınlamış oldu. 11 şarkılık albüm dinleyeni alıp sürükleyecek muhtemelen çoğu zaman dans ettirecek bir dünya vadediyor.
Söz konusu albüm Charli XCX’in kendine has yarattığı elektronik pop türünde yepyeni bir örnek sunuyor. Bu anlamda albümü baştan sona dinlediğinizde Charli XCX’i takip edenlerin yüzünün güldüğüne eminim. Charli XCX’in dördüncü stüdyo albümü içinde hem çaresizliği, hem de kendi kendine yakalamayı başardığı mutluluğu ve huzuru yeni şarkılarında bizlere aktarıyor. Müzik sektörünün bu krizli dönemi nasıl atlatacağı henüz net bir şekilde bilinmezken, Charli XCX bilinmezliği kendisi için daha basit hale dönüştürmek istemiş. En iyi bildiği şey müzik yapmak olduğu için karantinanın kendisine sunduğu bu zamanı bir anlamda fırsata dönüştürmeyi bilen Charli XCX yeni albümüyle bir anlamda yeni bir akımın öncüsü de olabilir.
Yıldızlar: forever, 7 years, enemy, I finally understand, party 4 u, anthems, visions
Oscar’ımı Verdim Gitti: Claws, Forever,
Perfume Genius Yakıyor, Kavuruyor!
Dinlerken düşündüren, düşünürken de şarkılarına hayran kaldığım albümler beni tam anlamıyla mest ediyor. Perfume Genius’un yeni albümü ‘Set My Heart On Fire Immediately’ işte böyle övgüleri sonuna kadar hak eden bir albüm. Perfume Genius nam-ı diğer Mike Hadreas 5. stüdyo albümü için nefis bir iş çıkartmış.
Albümün künyesi resmen ünlüler karması gibi. Bruce Springsteen, Elthon John, Keith Richards, Eric Clapton gibi isimlerin sahne performanslarında birlikte çalıştığı Jim Keltner, Matt Chamberlain, Pino Palladino bu albümde Mike Hadreas ile birlikte çalışmışlar. Hadreas yeni albümünde farklı müzik türleri arasında ustaca gezinirken, bir çırpıda dinlenecek sonra tekrar dinlemek için merak uyandıracak bir çalışma sunmuş. Birbiri ardına benzer şarkılardan ziyade dinleyeni zinde tutacak, dalıp gittiyseniz uyandıracak usta dokunuşlar var yeni şarkılarda.
En son 2016’da yayınladığı nefis albümü ‘Kırık Kalpler Albümü’nün üzerinden 4 sene geçmişken, Sertab Erener’den yeni bir albüm haberi benim için bu haftanın en güzel olayı. Yeni albüm sanatçının 13. stüdyo albümü olacak. Yeni albüm ‘Ben Yaşarım’a ulaşmamız için biraz daha var ancak hemen öncesinde albümün çıkış şarkısı ‘Bu Dünya’ 15 Mayıs’ta yayınlanıyor.
‘Bu Dünya’nın sözleri Sertab Erener’e, müziği ise Emre Kula’ya ait. Özellikle yeni şarkının çıkışı için bu zor dönemlerin geçmesini beklemeden yayınlanacak olması bence çok kıymetli. Şarkının hem müzik sektörüne, hem de tüm müzikseverlere umut aşılayacağına inanıyorum. ‘Bu Dünya’nın kapak görseli illüstratör Sadi Güran’a ait.
Sertab Erener, şarkının lansmanı için bu hafta Perşembe günü özel bir tanıtım planlıyor. 14 Mayıs günü sanatçının Instagram hesabında saat 21:30’da hem şarkıyı ilk defa dinleme fırsatı olacak, hem de yayına katılanlarla mini bir söyleşi imkanı olacak. Yeni albüme dair detayları ilk defa bu canlı yayında Sertab Erener’in kendisinden öğrenme şansı beni sabırsızlandırıyor.
Son 3 senedir sürekli kapalı gişe olan ‘Sertab’ın Müzikali’ne şu sıralar yaşadığımız salgından ötürü ara verilmiş olsa da, bu dönemi verimli kullanan Sertab Erener yeni albümün kayıtlarını tamamlanmış. Özellikle bu albümde Sertab Erener’in sözleri ve Emre Kula’nın bestelerinin ağırlıklı olarak yer alacağı bilgisi çok kıymetli. Yeni albüme dair bu haber bile içimde merak ve heyecan fırtınası yaratmaya yeterli oldu. Yeni albümde ayrıca Ersel Serdarlı, Can Bonomo, Doğan Duru ve Sezen Aksu imzalı şarkıları da yer alıyormuş. Daha önce yayınlanan ‘Belki De Dönerim’ ve Sezen Aksu’nun yazdığı ‘Kız Leyla’ da ‘Ben Yaşarım’da yerini almış. Hepsi ve daha fazlası için bu Perşembe Sertab Erener’in Instagram canlı yayınında izleyip, detayları sanatçının kendisinden öğrenmek en iyisi.
Onurr’dan Yeni Şarkılar!
Senenin başlarında All Access Youtube kanalımda ilk Onurr’u konuk olarak ağırlamıştım. Elbette konu Sakin’den başlayıp sohbetin devamında Onurr’un yakın gelecekte yapmayı planladıklarıyla daha da renkli bir hale gelmişti. Kendi Youtube kanalını açmak üzere olduğunu belirten sanatçı, bundan sonra şarkılarını bu yolla paylaşacağını söylediğinde çok mutlu olmuştum. Videomuz yayınlandı, üzerinden birkaç ay geçti Onurr Youtube kanalını söylediği gibi açtı ve bizi resmen bir gizli bir hazineyle buluşturdu. Şarkılarının demoları, Sakin grubundan yayınlanmayan şarkılar, konser kayıtlarıyla Onurr’un Youtube kanalı resmen senelerin birikimini bir anda bizlere sunan bir geçit gibi oldu.
Salgının genel seyri alınan önlemlerle birçok ülkede daha iyi bir noktaya gelse de, müzik sektörü bahar ve yaz döneminde yayınlanacak olan albümlerin ertelenmesiyle kendi stratejisini çizmişe benziyor. Lady Gaga ile başlayalım; 6. stüdyo albümü ‘Chromatica’ büyük bir merakla bekleniyordu. Albümden ilk single ‘Stupid Love’ geçtiğimiz aylarda yayınlanmış ve haliyle dans pistlerinin aranan yüzü Gaga ve yeni albümü için herkesi büyük bir heyecan sarmıştı. Ve fakat gündem mart ayından beri salgın ile ilerlerken, önümüzdeki birkaç ay daha bu konu hayatımızda yer edeceği belli olduğu için, Mayıs ayında yayınlanması beklenen albüm şu an tarihi belli olmayan bir şekilde ertelenmiş durumda.
Benzer bir durum Alicia Keys için de geçerli. Önümüzdeki hafta yayınlanması beklenen sanatçının 7. Albümü ALICIA belirsiz bir tarihe ertelendi. Amerikalı sevilen grup HAIM ‘Women In Music Pt. III’ albümünü yazın henüz tarihi belirsiz bir döneme erteledi. Ertelendi ertelemesine ama bir yandan da başka bir aksilik olmazsa albümün Haziran’da çıkacağını da satır arasında itiraf etmişler. Kafalar biraz karışık anlayacağınız. Yeni albümlerinden çok güvendikleri ‘I Know Alone’ şarkısını daha fazla dayanamayıp geçen hafta ev çekimi dans dolu klipleriyle yayınladılar.
Alanis Morissette 8 sene sonra merakla beklenen bir albüm yayınlamaya hazırlanıyordu. ‘Such Pretty Forks’ adlı albümünden ‘Reasons I Drink’, ‘Smiling’ ve ‘Diagnosis’ single’ların yayınlayıp benim için yeni albüm heyecanını doruğa taşımıştı. 1 Mayıs’ta albüm yayınlanması planlanan tarihken o da Gaga ve Alicia Keys gibi belirsiz bir tarihe erteledi. The 1975 merakla beklenen ‘Notes on a Conditional Form’ albümlerini aslında Şubat ayında yayınlayacakken önce Nisan’a daha sonrada son güncellemeyle 22 Mayıs’a öteledi. Dünya devleri bu ertelemeleri yaparken acaba The 1975 bir son dakika güncellemesiyle daha ileri bir tarihe öteler mi? Bilemiyorum. Sanırım bu durumu 22 Mayıs tarihi yaklaşınca anlayacağız.
Aslında olay albümlerin yayınlanmasından ziyade bu büyük isimlerin yeni albüm sonrası çıkacakları dünya turnelerinin belirsizliği. Yeni albüm demek, konser ve turne demek olduğu için yazın ve sonbaharda konserlerin yapılması konusu pek de olası görünmediği için bu kadar büyük bütçeli çalışmalar gündemin, daha doğrusu hayatın eski düzeninde aktığı günlere öteleniyor. Muhtemelen yeni albümlere kavuşmamız biraz zaman alacak. Bu süre zarfında yayınlanacak olan yeni single’larla biraz daha kendimizi avutmaktan başka çare yok.
Ariana Grande & Justin Bieber Düeti Geliyor!
Bu Cuma Ariana Grande ve Justin Bieber’ın birlikte seslendirdiği ‘
Sular Dar’ın öncüleri ‘Bahçeden Çocuk Sesi Gelmiyor’ ve ‘Aslanın Ağzı’ geçtiğimiz haftalarda yayınlandığında albüm için sabırsızlığım bir kat daha artmıştı. 15 şarkılık albüm dolu dolu albüm dinleme keyfini net bir şekilde başta sonra sunuyor. İlk albümde olduğu gibi ‘Sular Dar’ albümün prodüktörlüğünü de Can Güngör kendisi üstlenmiş.
Albümün hazırlık süreci yaklaşık 3 yıllık bir zamana yayılmış. Söz ve bestelerin tamamlanması, düzenleme çalışmaları derken, stüdyo süreciyle birlikte bu seneye kadar gelmiş çalışmalar. Sular Dar’daki enstrümanların büyük çoğunluğunu kendisi çalan Can Güngör’e, yaylılar ve nefesli çalgılarda müzisyen dostları da katılmış. Tekrar tekrar dinlemeye doyamadığım ‘Aslan Ağzı’nda Can Güngör’e 5 koristin oluşturduğu bir çocuk korosu da eşlik etmiş.
Albümdeki ‘Güneşsiz /Sular Dar’ şarkısı dışındaki tüm söz, beste ve düzenlemeler Can Güngör’e ait. Albüme adını da veren ‘Güneşsiz / Sular Dar’ şarkısında sanatçıya sözlerde Büyük Ev Ablukada’nın Canavar Banavar’ı da eşlik etmiş. Ayrıca bununla da kalmıyor şarkıda Can Güngör’e Canavar Banavar ve Nilipek de eşlik etmiş. Diğer yandan albümdeki ‘Dışarıda Kış’ta da Melike Şahin vokaliyle şarkıya dahil olmuş.
Müzikal zenginliklerle dolu ‘Sular Dar’ın mikslerini Emre Malikler, Baran Göksu, Umut Çetin ve Can Güngör tamamlamış. Şen Bakkal Stüdyoları’nda kayıtları tamamlanan bu arşivlik çalışmanın mastering’I Hollandalı ses mühendisi Christopher Leary imzası taşıyor. Albüm fotoğrafları ise Zeynep Özkanca tarafından çekilmiş.
Albümün yayınlandığı gün ilk klip çalışması da eş zamanlı şekilde paylaşıldı. İlk video klip çalışması ‘Sesi Ver’ şarkısına geldi. Hikâyesi yine Can Güngör’e ait stop-motion formatlı çekilen klibi müthiş olmuş. Animasyon sanatçısı Zeynep Aslanoba karantina döneminde atölyesinde stop motion ‘Sesi Ver’ klibini hazırlamış. iki hayvan figürü üzerinden aşkı anlatan stop motion klip tamamı el yapımı bir çalışma.
Can Güngör’ün naif ve her şarkısında ayrı bir hazine saklı ‘Sular Dar’ı enine boyuna uzun uzun dinlemek, detaylara dalmak için başa alıp albümü tekrarlamak gerek. Albümdeki ince detaylar, her dinlediğim tekrarda bir başka şarkıda beni yakaladı. Bazen bir albümü dinleyip bitirdiğimde yol üzerinde dikkatimi çeken şarkılara tekrar döner birkaç kere daha dinlerim. ‘Sular Dar’ bu anlamda tüm albümü dinleyip bitirdiğimde resmen ‘beni şimdi bir kere daha dinle, bak bu sefer nasıl farklı şeyler göreceksin’ diyen bir yapıda. ‘Sular Dar’ın özellikle bu dönemde hepimize pozitif, umut dolu enerjiler aşılayacağına eminim.
Yıldızlar:
Global Citizen ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından düzenlenen One World: Together At Home konseri 1985’te Etiyopya’daki açlık krizinin önüne geçmek için düzenlenen Live Aid konserinden beri yapılan ve onlarca dünya yıldızının yer aldığı dev bir dijital konser olarak tarihte yerini aldı. Youtube üzerinden canlı yayınlanan etkinlik eş zamanlı olarak birçok televizyon kanalından da yayınlandı.
Lady Gaga’nın küratörlüğünü üstlendiği bu dijital konserin kadro gerçekten de inanılmaz uzun bir listeden oluşuyor. Taylor Swift, Billie Eilish, Alicia Keys, Celine Dion, Pharrell Williams, Elton John, Paul McCartney, Steve Wonder gibi isimlerin yanı sıra, Green Day’den Billie Joe Armstrong, Camila Cabello, Chris Martin, Lizzo, Jennifer Lopez, Sofi Tukker, John Legend, Sam Smith, FINNEAS, Shawn Mendes, Eddie Vedder, Usher gibi daha saymakla bitmeyecek onlarca sanatçı performanslarıyla bu konsere destek oldular.
Bu dev dijital konser sayesinde toplanan 127 milyon dolarlık yardım geliri, Covid-19 salgınında görev alan ve en önde bu hastalıkla mücadele çalışan sağlık personellerine, derneklere, bakım evlerine ve sağlık kuruluşlarına aktarılmasının yanı sıra hastalığın çözümü için yapılan çalışmalara da kaynak sağlayacak. Tüm yayını Youtube’dan izleyebileceğiniz gibi, dijital platformlardan da bu yardım konserine destek veren sanatçıların performanslarını dinleyebilirsiniz.
YENİ ÇIKIŞLAR
Çağrı – DİP
Çağrı’nın yeni single’I ‘Dip’ bu haftanın beni en mutlu eden müzik haberi oldu diyebilirim. Yeni şarkının detaylarına gelmeden önce biraz kaseti başa sarıp kısa bir Çağrı introsu yapmak istiyorum.
Kendisi çok da göz önünde olmayan ama müzikle bağı kopmayan sanatçılardan. Hatırladığım ilk vokali annesi Emel Müftüoğlu’nun ‘Mucize’ albümündeki ‘Kal Benimle’ şarkısında Emel Müftüoğlu ile birlikte seslendirmişti. Çağrı, bundan yaklaşık 9 sene sonra yayınladığı mini albümü ile esas benim radarıma girmişti. ‘Kapıyı Kapat’, ‘Gücüm Yok’ ve ‘Film Metni’ 90’lar pop temasına referanslı nefis şarkılarıydı. Özellikle bu üç şarkı o dönemlerde uzun süre tekrar tekrar dinlediğim şarkılardandı. Şimdi yeni single çalışması için bu yazıyı yazarken ‘Film Metni’ni yine döndüre döndüre dinledim.
Bu albümden sonra yayınladığı ‘Neden Mutlu Değilim’, ‘Bana Dokunma’, ‘Sensiz’ ve ‘Aferin’ şarkılarıyla müzik yolculuğuna devam etti. Eğer Çağrı için bir geri dönüş manşeti atılacaksa ‘Dip’ bu geri dönüşün meşalesini yakan şarkı olacak. ‘Dip’ sözü Sezen Aksu’ya bestesi Sezen Aksu ve Ozan Bayraşa’ya ait özel bir şarkı. Şarkının yapısı da Çağrı’nın önceki yayınladığı şarkılardan oldukça farklı bir kulvarda. Şarkının düzenlenmesinde yine Ozan Bayraşa yer alıyor.
Milano’daki Duomo Katedrali’nde seyircisiz olarak düzenlenen bu özel konser tüm dünyaya Youtube üzerinden canlı yayınla ulaştırıldı.
Coronavirüs salgını döneminde tüm dünyaya ve insanlığa sevgi, sağlık, umut ve şifa mesajları sunan bu eşsiz performansta Andrea Bocelli, ‘Panis Angelicus’, ‘Ave Maria’, ‘Sancta Maria’, ‘Domine Deus’ ve kapanışta ‘Amazing Grace’ eserlerini seslendirdi. Burada bir dip not düşmek gerekebilir, Andrea Bocelli, Duomo Katedrali organisti Emanuele Vianelli eşliğinde özel hazırlanmış repertuarı solo vokal ve organ için özel olarak düzenlenmiş versiyonlarıyla söyledi
Bocelli bu özel performansın kendisi için de ne kadar değerli olduğunun altını çizmiş. Bu zor dönemde özellikle tüm dünya bir bütün olarak bu salgınla baş ederken, böylesine sevgi ve umut içeren bir etkinliğin içinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirtmiş. Tüm dünyanın bir bütün olarak aynı anda yalnız olma hissini en tepede yaşarken, milyonların dualarında olmanın kendisini ne kadar duygulandırdığını belirten sanatçı sevginin büyük bir lütuf olduğunu ve kendisinin hayata karşı bir kez daha borçlu hissettiğini söylemiş.
Universal Music Group ve Sugar Music prodüksiyonuyla Milano şehri ve Duomo katedrali tarafından düzenlenen bu etkinlik canlı yayınlandığı geçtiğimiz Pazar akşamı 2 milyon anlık izleyiciyi ekranları ve bilgisayarları başına kitledi. Şu ana kadar toplam izlemenin 33 milyon civarı olduğu bu performansı henüz izlemediyseniz kaçırmamanızı tavsiye ederim.
HER HAFTA BİR RADİOHEAD KONSERİNE NE DERSİNİZ?
Son haftalarda sosyal medyadaki canlı konserler yavaş yavaş yerini daha profesyonel konser kayıtlarının yayınlanmasına bırakıyor.
Bütün hazırlıkları en ince ayrıntısına kadar düşünüp tüm müzik sektörünün hatta dünyanın merakla beklediği bir albüm yapsanız da birkaç ay içinde dünyada neler olacağını kestirmek o kadar da kolay olmuyor. Coronavirüs salgının tüm dünyayı etkisi altına almasından bahsediyorum. Dua Lipa tam da albümü için gün sayarken önce Çin’de başlayan salgın kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına aldı. Her gün yeni vakalar ve maalesef ölüm haberleriyle gündem çalkalanırken dans odaklı, disko kokan bir albümü yayınlayıp dünyaya neşe ve mutluluk dağıtmak epey güç. Dua Lipa ve ekibi albümün yayınlanmasını ertelemektense, bu dönemde insanlara pozitif bir etki bırakmasının daha önemli olduğunu düşünerek yayınlamayı tercih etmişler. İyi ki de böyle düşünmüşler! Şimdi herkes evinde ‘Future Nostalgia’ ile dans ediyor ve albümün dünya çapındaki dinlemeleri hiç de fena gitmiyor.
Dua Lipa ‘Future Nostalgia’ için Jeff Bhasker, Ian Kirkpatricj, Stuart Price, The Monsters & Strangerz gibi önemli prodüktör ve söz yazarlarını bir araya getirerek nostaljik ama disko temalı bir albüm hazırlamış. Albümün ilk single’ı ‘Don’t Start Now’ geçen senenin Kasım ayında yayınlandığında tüm listelerden olumlu tepkiler almıştı. Daha sonra sırasıyla ‘Future Nostalgia’, ‘Physical’ ve ‘Break My Heart’ single’larını yayınlayan sanatçı albümün yayınlanmasını da tahmin edilenden biraz daha öne çekti. Albümün öne alınmasındaki sebep maalesef tarihinden önce internete sızmasıydı. Gözyaşlarıyla Instagram profilinden bu duruma çok üzüldüğünü anlatan genç sanatçı, durum karşısında aksiyon almakta çok geç kalmadı ve kısa süre içinde albümü yayınladı. Coronavirüs salgını döneminde yeni albümü yayınlamanın dinleyicilerden güzel geri dönüşler almasını şu sıralar büyük mutlulukla karşılayan sanatçı bu sene yapmayı planladığı turnesini 2021 senesine erteledi. Bu salgın döneminde evinde izole olan İngiliz sanatçı, Tv programlarına evinden canlı bağlanarak tanıtım çalışmalarını sürdürüyor.
Eğer söylenenler doğruysa Dua Lipa ikinci albümü ‘Future Nostalgia’ için 60 şarkı kaydetmiş. Üstelik Nile Rodgers, Mark Ranson, Max Martin, Pharell Williams gibi büyük isimlerle de çalışmalar yapsa da bu şarkılar maalesef albümün final halinde yer almamışlar. Tam da benlik bir haber bu, ne olacak o şarkılar? Beni şimdiden bunun endişesi aldı bile. Belki önümüzdeki dönemde birer birer single olarak yayınlanırlar.
2018 senesinde çalışmalarına başladığı albümün final dokunuşlarını geçtiğimiz Şubat ayında tamamlanmış. Yeni şarkılarıyla herkesin kendi evinde dans etmesini, hatta sevdiklerine internet üzerinden bağlanarak dijital bir parti yapmalarını hayal ettiğini belirten sanatçının bence bu dileği özellikle bu zamanda gerçekleşebilecek en olası ve mantıklı istek. ‘Future Nostalgia’ bir dakika bir yerinde duramayan, kıpır kıpır, enerjik ve neşe saçan nefis bir dans albümü. Modunuzu düşük hissettiğiniz herhangi bir an albümden rastgele bir şarkı seçip havanızı değiştirmeniz çok kolay. Özellikle bu zor günlerde, böyle pozitif işlere bence hepimizin ihtiyacı var. Hayat eski rutinine dönene kadar şimdilik ‘Future Nostalgia’ ile evde dans etmeye devam.
Yıldızlar:
“House of Balloons”, “Thursday” ve “Echoes of Silence” albümleri ile hafızalara kazınan The Weeknd ardından yayınladığı “Kiss Land” ile artık Kanada’dan çıkıp dünyayı müziğiyle gezmeye başlıyor. Belki de daha sonralarda yayınladığı ve şimdilerde büyük bir pop star olmasının başlangıç noktası bu dönemlere denk geliyor olabilir. Justin Timberlake’in 20/20 Experience turnesinde 6 konser için sahne alıp, Hunger Games filmi için müzik yapıp, Beyonce’nin ‘Drunk in Love’ şarkısına remix yapması, Ariana Grande ile düet yapması, The Weeknd’in haklı yükselişinin en bilinen basamakları olarak sayabiliriz.
Elbette hayranlık kıskançlığı da beraberinde getiriyor. İlk albümlerindeki orijinalliğini pop kültürüne kaybetmesini eleştirenler olduğu gibi, yeni yeni The Weeknd’i keşfeden milyonlar da bu dönemde yükselişe geçti. 2015 senesinde yayınladığı ‘Beauty Behind The Madness’ ile hafızalara kazınan The Weeknd 1.5 milyonluk büyük bir satış başarısını bu albümle hanesine yazıyor. 2016 senesinde yayınladığı ‘Starboy’ albümüyle müziğine Daft Punk dokunuşunu katan Kanadalı sanatçı bence kariyerindeki en büyük adımlardan birini bu albümle yaptı.
Medyanın gözbebeği olan gönül ilişkileriyle de bir hayli manşetlerde olan sanatçı, yaşadığı inişli çıkışlı gönül dünyasının artından 2018 senesinde mini bir albüm daha yayınladı. Burası mühim çünkü “My Dear Melancholy” bizi 2011 senesindeki The Weeknd’e ışınlayan bir güzelliğe sahipti. Tıpkı o ilk albümlerindeki sound, ama daha modern ve bugüne adapte edilmiş haliyle karşımızdaydı. Ben bu albümün devamı gelir diye bekledim ve fakat gelmedi. Onun yerine nefis bir albüm ile buluştuk.
“After Hours”
2 senelik aranın ardından ‘After Hours’ ile The Weeknd daha büyük bir geri dönüş yaptı. 80’ler disko dokunuşlarını kendi tarzıyla ustaca harmanlayan sanatçı new wave, dream pop ve R&B türlerinde dolu dolu nefis bir albüm sunuyor.