Kaşıntı!

Futbol tabela üzerinden okunan bir oyun... Hele hele Türkiye’de. Kazanan her zaman haklıdır.

Haberin Devamı

 

Bu pencereden bakıldığında Göztepe bulutların üzerinde. Öyle ya! 3 hafta önce biri çıkıp da “Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa üçgeninden 9 puan gelir” dese, o arkadaşın iyimserliğine şapka çıkarırdık! Ancak üst üste 3 galibiyet geldi, Göztepe ‘tam 35’ puana ulaştı.

Bu bölümle ilgili hem teknik ekibi hem de oyuncuları tebrik etmek boynumuzun borcu...

 

Ancak...

Dünkü galibiyetin ağzımızda ekşi bir tat bıraktığını da belirtmek gerek.

Rakip sahaya 4 eksikle çıkmış... Ki bu eksiklerin ikisi Hodzic ve Thelin gibi hücumdaki başrol oyuncuları... Üstüne üstlük o Kasımpaşa henüz 15. dakikada 10 kişi kalmış. Böyle bir tabloda Göztepe’den ne beklersiniz?

Ev sahibi olarak, eksik rakibine karşı net bir oyun üstünlüğü kurmasını, pas yaparak gardını düşürmesini... Göztepe 10 kişiye karşı 10 dakika sonra tabelayı değiştirdi değiştirmesine. Ancak skordaki üstünlüğünü oyuna taşıyabildi mi derseniz, maalesef hayır.

Peki ne yaptı Göztepe?

Kaşındı!

Haberin Devamı

Uzatmalar hariç 75 dakikayı 10 kişi oynayan rakibe karşı verdiği pozisyonlarla kaşındı!

Oyunu ele almayı, üst üste 6-7 isabetli pas yapmayı beceremeyerek kaşındı.

65 ile 70. dakikalar arasında önce Adis’in ikiye bir, sonrasında Esiti’nin üçe iki pozisyonlarda bomboş arkadaşlarına pas vermek yerine bencilliği tercih etmesiyle kaşındı.

Yetmedi, maçı bir türlü cebe koyamadığı için 10 kişi kalarak kaşındı.

Neyse ki İrfancan kalesini kapatmayı başardı, korktuğumuz başımıza gelmedi.

İşler iyi giderken uyarmayı severim.

Göztepe’de oyun esnekliği sağlanabilmiş değil. Evet, Göztepe’nin alameti farikası geçiş oyunu. Ligde bunu en iyi yapan takımlardan biri. Ancak dünkü gibi pas oyununa ihtiyaç duyulan anlarda, bunu da oynayabilmek gerek.

Bir diğer sorun Adis Jahovic... ‘Kıymetlimiz’, bir an önce gol atma isteğinin zaman zaman egoistliğe dönüşmesine izin vermemeli!

Gelelim bir diğer ‘kıymetlimiz’ Peter Zulj’a... Avusturyalı’da bariz bir küskünlük göze çarpıyor. İlk 2-3 maçında hem rakibi hem kendi taraftarının şaşkına çeviren o büyülü sol ayağı ve zekası sanki biraz dağınık. Ha, “Yeni transfer olduğun bir takımda muhteşem bir başlangıç yapmışken hocan seni kulübeye çekse dağılmaz mısın” diyenlere de “Hayır” diyemem açıkçası!

Evet, 3’te 3 çok güzel.

Haberin Devamı

Ama işler yolunda giderken özeleştiri yapmak bilin ki, en güzeli.

Yazarın Tüm Yazıları