Kaderi de yenmek...

Hayır hayır!

Haberin Devamı

 

Sıradan bir futbol maçı değildi dün izlediğimiz. Belki bir lanete meydan okumak, belki 15 yıla uzanan bir kaderi, bir futbol topuyla yenmeye çalışmak...
Rakip Kocaelispor değildi inanın!
Bir lanet, bir kara büyü...
Başka nasıl açıklanabilir Altay’ı bu finale taşıyan, dün de takımın en iyisi olan Furkan’ın 90’da 1 metreden boş kaleye atamadığı gol? Yılların tecrübesi Murat’ın üst direği döven penaltısı? Tek kale oynanan 120 dakikanın penaltılara gidişi?
Ama işte büyü de, lanet de bir yere kadar.
Böyle bir mücadele genç rakibe karşı 120 dakika baskılı oynayan adamların işiydi.
Böyle bir mücadele sakat ayağıyla 30 dakika sekerek sahada kalan yüreklerin işiydi.
Ve o yürekler dün sadece Altay’ı bir üst lige taşımakla kalmadı, 15 yıllık bir kaderi değiştirdi.

Haberin Devamı

Büyük zaferden de öte bir kazanımın altını çizmek gerek.
Kaderi yalnızlık olan bir şehirde bu kez yalnız değildi Altay...
Karşıyaka formasının üzerine Altay kaşkolu takan da vardı Antalya’da, üzerindeki Göztepe formasıyla siyah-beyaz tezahüratı yapan da...
Sözün özü kaybetmekten yorgun düşen bir şehir, kazanmak için tek yürekti dün.

Unutulmasın ki bu üst üste 5 play off finali kaybeden Altay’ın simsiyah kadere başkaldırısından öte bir İzmir modelidir artık.
Bu, yaşamın her alanında küme düşmeye mahkum edilen bir şehir için, dirilişe hangi yoldan gidilmesi gerektiğinin resmidir.
Bu, yerel rekabetin İzmir’in çıkarlarının önünde olmaması gerektiğinin göstergesidir.
Çünkü başka İzmir yok...
Kutlu olsun.

Yazarın Tüm Yazıları