Bitmeyen kabus

Sinemada sizi koltuğunuza çivilercesine başlayan bir film adeta... Yedi dakikaya sığan karşılıklı iki gol, bunaltan bir Göztepe baskısı, tempo... Sonrası mı? O heyecanlı başlangıcın, ‘fragmanına aldanıp girdiğiniz, yarısında çıkmak istediğiniz bir filme’ dönüşümü.

Haberin Devamı

 

Bol gollü ama sönük, tatsız 90 dakika sonunda akılda kalan dört isim var. Her pozisyonda oyunu durduran, futbolu öldüren, ‘düdük çalmaya aşık’ bir hakem... Di Santo’nun golünde nasıl bir faul görüp de Atilla Karaoğlan’ı ekran başına çağırdığını anlayamadığım VAR hakemi Tugay Kaan Numanoğlu... 25 santim kısa olduğu Atınç’tan kafa topu alan, gol atan, çalım atan ve “Göztepe ne zaman böyle bir transfer yapacak” dedirten Kasımpaşalı Muleka... Ve Göztepe’nin her atağını bitiren, tek olumlu hareketi olmayan, ‘yutan eleman’ Tannane...

İnsan bazen teknik adamları anlayamıyor. Aynı fikirde değilim ama hadi tribünlerin ‘günah keçisi’ ilan ettiği Halil ve Soner’i kulübeye çektin. Peki Tannane’ye 73 dakika nasıl tahammül ettin be hocam!

Hepsini geçtim.

Haberin Devamı

Aynı anda iki sakatlık nedeniyle takım sahada 9 kişiyken, 3 kişi değişiklik için kenarda beklerken, oyunu durdurmayı, topu taca atmayı, yeniden 11 kişi olmayı kimse düşünmez mi? O esnada yenilen 3’üncü golün affı olur mu?

Yazık, çok yazık. Kasımpaşa yata yata, uyuta uyuta 3 puanı alıp gitti. Göztepe’nin alt grupta rakibi olan takımlara puan dağıtma alışkanlığı artık çile boyutunda. Mağlubiyet serisi uzadıkça uzuyor. Bu kabustan güneşli bir sabaha uyanmak mı? Sanki giderek zorlaşıyor.

Son söz...
Eğer Soner ve Halil ‘çete’ ise, bırakın bu çete oynasın!

Yazarın Tüm Yazıları