Yapı stoğu gerçeğimiz

TÜRKİYE, 6 Şubat gecesi saat 04.17’de meydana gelen 7,7 şiddetindeki deprem, ardından Elbistan merkezli 7,4 şiddetindeki iki depremle birlikte büyük bir acıyla karşı karşıya geldi.

Haberin Devamı

Kahramanmaraş merkezli depremler, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde tam 10 il ve bu illere bağlı ilçeler ile köyleri vurdu.
Deprem sadece bölgeyi değil, Tüm Türkiye’yi hatta tüm dünyayı acıya boğdu.
Binlerce insanımız hayatını kaybetti, 100 bine yakın yaralımız var...
Şehirlerin neredeyse yok olduğu bir büyük felaketle karşı karşıyayız.
Deprem öylesine büyük ve şiddetliydi ki, belki de dünya çapında deprem gerçeğinin, deprem tarihinin yeniden yazılmasına, bugüne kadar bilinen tüm gerçeklerin bir kenara bırakılıp, deprem konusunun yeniden ve sıfırdan yazılmasına neden olacak kadar büyük bir facia ile karşı karşıyayız.
Bu tam anlamı ile asrın felaketi.
Böylesine büyük bir felaketi yaşarken, geride kalan 12-13 günlük sürede Türkiye akıl almaz şeylerle de karşılaştı.
Depremi değerlendirirken bir dostumun söylediği gibi, deprem insanoğlunun ne yüce bir varlık olduğunu da, insanoğlunun nasıl aşağılık bir varlık olduğunu da aynı anda bizlere gösterdi.
Ne yazık ki böylesine büyük bir acı yaşarken dahi, yağma, hırsızlık, yalan ve iftiraları da aynı anda gördük, elinde avucunda ne varsa depremzedelere gönderen yüce insanlığı da gördük.
Elbetteki bu süreçte olumsuz tablolar büyük bir azınlıktaydı, elbetteki Türk insanının ne kadar yüce ve asil bir toplum olduğunu daha fazla gördük.
Ama yağma, hırsızlık, yalan, algı ve iftiraları da görünce insan kendi kendine şu soruyu da sormadan edemiyor.
Neden böyle olduk.
***
Depremin teknik boyutlarını, depremin yüzeye çok yakın olmasından, yıkıcı etkisinin ne oranda oluğu gibi konular uzmanların işi.
Bu ve benzeri konularda zaten tüm kaynaklarda biliminsanları gerekli açıklamaları yapabiliyor.
Ama bizim dile getirebileceğimiz, söyleyebileceğimiz de bazı hususlar yok değil.
Bunların başında ise yapı stoğu gerçeğimiz geliyor.
Türkiye genelinde yapı stoğu ile ilgili gerçekler ve sorunlar artık herkesin malumu.
Ne yazık ki yapı stoğumuzun büyük bir bölümü eski.
Özellikle 1999’da meydana gelen büyük Marmara depreminden sonra özellikle yeni yapılan binalar konusunda yapılan düzenlemeler, son 15 yılda bu düzenlemelere eklenen yeniliklerle birlikte eskiye oranla yapı stoğumuz biraz daha iyileştirilmiş olsa da, ne yazık ki asla yeterli değil.
Türkiye genelinde belki de milyonlarca konutun hızlı bir şekilde dönüştürülmesi gerçeğini hepimiz biliyoruz.
Bu konuda bir yığın düzenleme olsa da,
Ne yazık ki bazı zamanlarda Kentsel Dönüşüm siyasi çekişmelerin arasında sıkışıp kalıyor.
Örneğin, Türkiye’de muhalefet kesimi son yıllarda Kentsel Dönüşümün adını Rantsal Dönüşüm koyarak bu konuda yapılmak istenen bir çok çalışmanın da önüne geçtiğine her birimiz şahidiz.
Son örneğini ise İstanbul Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu verdi.
Göksu Kahramanmaraş depreminden sonra yaptığı bir değerlendirmede İstanbul’da kentsel dönüşüm kararı almalarına rağmen CHP’nin tam 9 ayrı kentsel dönüşüm kararını mahkemeye taşıyıp iptal ettirdiğini belirtti.
Bu bile başlı başına kentsel dönüşümün siyasetin arasına nasıl sıkıştığının en bariz örneği.
***
Peki Orhangazi’de durum ne?
Yine bu satırlardan sıklıkla dile getirdiğimiz bir gerçek var; Orhangazi’nin şehir planı hiç bir kette olmayacak kadar kötü.
Kent estetiği, yapı stoğu ne yazık ki çok büyük sorunlu.
Bina stoğu konusuna gelince...
Şehir merkezine yakın noktalarda özellikle çok katlı binaların büyük bir kısmı eski bina.
Yani ortalama 30 ile 40 yıllık binaların büyük bir çoğunluğu şehir merkezinde bulunuyor.
Bunun haricinde olumlu söyleyebileceğimiz tek husus ise ilçenin yaşadığı konut alanı sorunundan dolayı bir çok bölgede eski binalar yıkılarak yerlerine yeni binalar inşa edildi.
Yeni yapılan binaların yeni deprem yönetmeliğine göre yapıldığını düşünürsek, bu konuda biraz iyimser olabiliriz.
Ancak yine de yüzlerce binamız eski.
Dolayısıyla da Türkiye’nin bir çok kenti gibi Orhangazi’nin de acil ve koşulsuz kentsel dönüşümlere ihtiyacı bulunuyor.
***
Kuzey Anadolu Fay hattının tam dibinde bulunan Orhangazi için gelecek son derece riskli.
Bugün Kahramanmaraş’ta yaşanan bu büyük felaketin, yarın bizim kapımıza gelmeyeceğinin de hiç bir garantisi yok çünkü.
O yüzden siyasi kavgaları kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak, Orhangazi için de bu şehrin söz sahipleri bir araya gelerek, şehrin riski binaları ile ilgili tespitler yapılması, yapılacak bu tespitlerin ardından da dönüşümün hızlı bir şekilde başlaması gerekiyor.
Bu konuların hiç kimsenin inisiyatifine bırakılmayacağı ve ağır aksak hareket edilemeyeceğini Kahramanmaraş depremi bizlere gösterdi.
Şayet geç kalırsak, gelecekte daha büyük acılarla karşı karşıya kalabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları