Paylaş
Evet koronavirüs şu anda tüm dünyayı etkisi altına almış durumda.
Çin seferberlik ilan etti, 6 binin üzerinde insan öldü; 200 bin civarında ise tespit edilmiş vaka var.
Bu, dünya tarihinde görülmüş bir olay değil.
Koronavirüsünün tespitinin üzerinden 90 gün geçtikten sonra artık virüsün merkezi Çin’den Avrupa’ya sıçramış oldu.
Dünya sağlık örgütünün tespiti bu yönde.
Ve İtalya bu konuda en fazla zarar gören ülke oldu.
Almanya, Fransa, İspanya artık virüsten ölümlere sahne oluyor ve tablo git gide kötüleşiyor.
*
Ülkemiz ise bu konuda diğer dünya ülkelerine göre çok daha iyi durumda.
Geçen haftaya kadar tek bir vaka dahi görülmemişti Türkiye’de.
İlk vaka geçen hafta görüldü, Sağlık Bakanlığı hemen olaya el koyup hastayı ve yakınlarını kontrol altına aldı.
An itibarı ile Türkiye’de görülen vaka sayısı 47 kişi.
Bu vakaların çoğu yurtdışından ülkemize gelenler.
Hepsi de kontrol altında.
*
Bu süreçte ülkedeki muhaliflerin de, tüm dünyanın da kabul ettiği bir gerçek var.
Türkiye bu süreci çok başarılı atlatıyor.
Peki bu başarı nereden geliyor.
Elbetteki dünyayı etkisi altına alan bu virüsün Türkiye’ye gelme şansı hiç yoktu.
Ancak en son gelen ve an itibarı ile en az zararla bugüne kadar gelen virüs mevzusunda Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyük bir başarısı söz konusu.
Devlet her kesimden bu konuda övgüler alıyor.
Övgülerin başında ise Sağlık Bakanlığı geliyor.
Gerçekten de öyle.
Ama bu süreçte ortaya konan başarılı çalışmalar tepeden tırnağa kadar tüm kurumların başarısı.
Elbetteki başarının ve övgülerin aslan payı Sağlık Bakanlığı’na ait.
Bununla birlikte, bu işin bir silsile ve uyumlu bir çalışma sonucu ortaya çıktığını da asla unutmayalım.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere, virüsün dünyada ilk çıkış anından kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan Bilim Kurulu başarıda pay sahibi.
Elbetteki Ulaştırma Bakanlığı.
Düşünün ki virüs henüz Çin’deyken, bu ülke ile havayolu uçuşlarını durduran dünyadaki ilk ülke Türkiye oldu.
Haftalar öncesinde bu karar alındı.
Bu noktada Ulaştırma Bakanlığı’nın ciddi bir başarısı söz konusu.
İçişleri Bakanlığı da olayın güvenlik ve organizasyon kısmında son derece önemli bir yer tuttu.
Ülke sınırlarının güvenliği, güvenli ve doğru giriş çıkışlar için İçişleri bakanlığı devreye girdi ve her türlü önlemi aldı.
Düşünün ki, hafta sonu umre ziyareti için Suudi Arabistan’dan Türkiye’nin farklı şehirlerine gelecek tam 11 bin umreci vardı.
Devlet bu noktada devreye girdi.
Cumhurbaşkanlığı ve Bilim Kurulu’nun kararı ile ulaştırma bakanlığı devreye girdi; Türkiye’nin 81 iline gidecek olan ve umrecileri taşıyan uçaklar Ankara ve Konya havalimanlarına yönlendirildi.
Sağlık Bakanlığı devreye girdi, havalimanlarına yüzlerce ambulans ve sağlık görevlisi bir anda yığıldı.
Bunlar devam ederken Gençlik ve Spor Bakanlığı devreye girdi.
Ankara ve Konya’daki spor bakanlığına bağlı tüm Kredi ve Yurtlar Kurumlarını hazırladılar.
11 bin umre ziyaretçisi bu yurtlara yönlendirildi.
Öncesinde sağlık bakanlığı devredeydi ve 11 bin kişinin tamamının sağlık kontrolleri yapıldı.
Şüpheli görülenler hastanelere sevkedildi.
Kontrol altına alındı.
*
Bu süreçte tabii ki devletin hazırladığı kamu spotları hem televizyonlar hem de sosyal medyadan an ve an yayınlandı.
Vatandaşların bilinçlendirilmesi sağlandı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca neredeyse saat başı canlı yayınlarda ya da sosyal medya hesabı üzerinden olabildiğince açık ve şeffaf bir şekilde ülkeyi bilgilendirdi.
Ticaret Bakanlığı devreye girdi, koronavirüs nedeniyle fırsatçılık yapanların tepesine bindi, gereğini yaptı.
Velhasıl; devlet tüm kurumları ile virüsün ilk çıktığı günden bu yana hep uyanık, hep diri, hep bilimsel hep şeffaf davranarak dünyanın bile takdirini kazanacak hamleler yaptı.
Devlet tam anlamı ile müthiş bir ahenk içinde çalışıp ülkemizi bu virüs belasından olabildiğince uzak tutmaya gayret gösterdi.
Bu ahenk ve bu çalışma ayakta alkışlanır.
Paylaş