Şimdi kime ne görev düşüyor?

Mart 2020’den bu yana dünyayı esir alan, binlerce insanı hayattan koparan Covid-19 salgınında farklı bir safhadayız.

Haberin Devamı

Özellikle son 2 ayda yaşanan vaka düşüşleri, ölüm oranlarının azalması, günlük vaka sayılarının 5 binli rakamlara kadar gerilmesi ile birlikte haziran ayında kısmi normalleşme başlamıştı.
Son olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin 14- 20 Haziran arasında Çin ve Almanya’yı geride bırakarak aşılama hızında en yüksek performansı gösteren ülke olduğunu duyurdu.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrasında temmuz ayı ile birlikte geçerli olacak yeni normalleşme sürecini açıkladı.
Buna göre, 1 Temmuz itibarıyle sokağa çıkma kısıtlamaları tümüyle kaldırılıyor.
Müzikle ilgili sınırlama saat 24.00’e kadar uzatılıyor.
Şehirlerarası seyahat kısıtlamaları ile şehir içi toplu taşımadaki kısıtlamalar sona eriyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarında normal mesai düzenine geçiliyor.
***
Bu durum, artık Türkiye’de neredeyse tam normalleşme başlıyor.
Umuyor ve bekliyoruz ki Türkiye ve tüm dünya artık mart 2020 öncesine döner.
Bir gün gelir, sıfır vaka, sıfır ölüm haberlerini alırız.
***
Pandemide olumlu gelişmeleri izlerken, insanın aklına da haliyle bozulan düzen geliyor.
İnanıyorum ki son 1,5 yılda pandemi ile yaşamak zorunda kalan insanlıkta düzeni bozulmayan hiç kimse yoktur.
Düzeni bozulmayan kurum, düzeni baştan aşağı değişmeyen ülke yoktur.
Ekonomisi olumsuz etkilenmeyen, zor günler geçirmeyen hiçbir ülke yoktur.
Artık herkes, her kurum ve her ülke bozulan dengesini düzeltmek için bundan sonra yeni çalışmalar yapacak, yapmak zorunda.
***
Pandeminin ilk haftalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü hep hatırlarım;
“Bundan sonra dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”
Gerçekten de daha bu salgın hastalığın ne olduğu, ne kadar etkili olacağı, nasıl sonuçlar doğuracağı bile belli değilken böylesine bir öngörü ile Erdoğan pandemi ve pandemi sonrasını tahmin etmişti.
Evet artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ve yine Erdoğan’ın bir sözü daha hep hafızalarımızda;
“Türkiye pandemiden en kârlı çıkacak ülke olacak”
Bu da bir öngörü ve büyüme rakamları, ihracat rakamlarını gördükçe, bu öngörünün de doğru bir tespit olacağı fikri de bende daha fazla belirginleşmeye başladı.
***
Tabi, böylesine bir salgın döneminde mücadele ederken de, bu süreçten kurtulurken de bu süreçten kârlı çıkmak yerinizde oturarak olmuyor.
Hem bugün, hem bundan sonraki günlerde daha çok çalışarak, daha fazla üreterek, tarıma, sanayiye, turizme ve maden zenginliklerimizi daha fazla gün yüzüne çıkararak bu süreçten avantajlı çıkarız.
Kimse kusura bakmasın, herşeyi devletten beklemeyeceğiz.
Herkes üzerine düşeni yapacak.
Hep birlikte çok çalışıp daha fazla katma değer katarak hem kendimizi hem ülkeyi daha fazla kalkındırmak için var gücümüzle çabalayacağız.
***
İşin doğrusunu isterseniz geride kalan 1,5 yıllık dönemde halinden şikayetçi olmayan kesimlerden birisi yerel yönetimlerdi.
Elbetteki bu pandemi döneminde üzerlerine çok iş düştü.
Ancak rutin çalışmaları dışında, ama büyük projeler, büyük yatırımları pandemi gerekçesi ile hep ötelediler.
Şimdi, daha fazla normalleşme ile birlikte artık yerel yönetimlerin yükümlülükleri eskisinden daha fazla artmış durumda.
Devlet ve özel sektör bu açığı kapatmak için mücadele verirken, artık yerel yönetimlerin de bu açığı kapatmak için daha fazla mesai harcaması gerekiyor.
Ertelenen projeler, bekleyen hizmetler.
Hepsi için artık tam vakti.
Bundan sonra toplumun tüm kesimleri hızlı ve yoğun bir şekilde üretmeye mesai harcamalı.
Pandeminin ortaya çıkardığı kayıplar, daha fazla çalışma ile ancak telafi edilebilir.

Yazarın Tüm Yazıları