Paylaş
Şimdilik deme nedenim, bu kararın İstinaf ya da Yargıtay’dan döneceğine olan inancımdır. (İddialı olacak ama dönecek diyorum.) Bunu söyledikten sonra, gelelim neler olduğuna ya da olmadığına... Yargılama sürecinde bir kere mahkeme başkanının değiştiği de göz önünde bulundurulursa, siyaset kulislerinde birçok iddia, teori havada uçuşuyor. Üstelik yargı kararının ardından hem iktidar hem de muhalefette şaşkınlık yaşanıyor. Nasıl bir sonuç doğuracağını kimse bilmiyor. Ben de Ankara’nın dehlizlerine indim ve sorulara yanıt aradım. Birbirinden farklı yanıtları, yapılan hesapları sizlerle paylaşacağım. Ancak bir uyarıyla... Rahmetli Süleyman Demirel’in söylediği gibi Türk siyasetinde 24 saat çok uzun bir süre, seçime kadar her şey en az üç kere değişebilir. Bu nedenle kendi adıma hüküm cümlesi içeren sözleri sarfetmeyi doğru bulmuyorum. Bu yüzden kulisleri paylaşıp yorumu siz değerli okurlarıma bırakacağım.
ERDOĞAN’IN STRATEJİSİ NE
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasetteki tecrübesi tartışılmaz. Adeta “Bir şiir okudum ve her şey değişti” dedirtecek kadar, güçlü bir hikâyesi olan Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun da kimine göre benzer, kimine göre hiç alakası olmayan bir mağduriyet yaşamasını ister mi? Yoksa yargı kararıyla, başka bir siyasi zekâ ile mi hareket eder? Kimi “Akıl tutulması” dedi, kimi “Tarih tekerrür ediyor” diyerek ezberlenmiş argümanları tekrar etti. Sloganist sözler yerine stratejist bakış açısı ne diyor? AK Parti derin kulislerine inelim:
- “Siyaseti bu kadar bilen bir isim, hesap yapmamış olabilir mi? Bu nedenle yargı kararının sonuçlarına bakmak lazım.
- Geri plana düşmüş olan Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı yine ön plana çıktı.
- Bunun tam tersi yönde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ise arka plana düştü.
- 6’lı masa konsensuse yakınken farklı bir noktaya geldi. CHP’de bir süredir alttan devam eden, genel başkanlık yarışı her an açığa çıkabilir.
- CHP’nin başkanlık yarışı yanı sıra İYİ Parti’nin adaylık konusunda üstü kapalı fikri de gözler önüne serildi.”
AK Parti derin kulislerini Erdoğan’ın iki sözünü hatırlatarak bitirmek isterim: “Son 16 yılda sadece muhalefetin zihniyetini değiştiremedik” (2019) ve “Bir konuda başarısız olduğumuzu görüyoruz. Tüm çabalarımıza rağmen ülkemizdeki büyük dönüşümden muhalefetin nasiplenmesini sağlayamadık.”
MHP’NİN BAKIŞI
Şimdi buradan MHP’nin derin kulislerine geçiyoruz. Karardan bir gün önce Erdoğan ile MHP Lideri Devlet Bahçeli görüşmesi üzerine de spekülasyon yapıldı. MHP’li üst düzey bir kaynağım, “İlgisi yok” dedi. MHP’nin resmi bakış açısı “Yargı kararına saygı” çerçevesinde. Peki ya derin kulisler:
- “Bir mağduriyet yarattı. Ancak zarar getireceği kadar yarar da getirir. İstanbul seçimi gibi başlarda bir hava yaratabilir.
- Ancak masa bunu seçimlere kadar taşıyamaz.
- Görüntülerden sonra tartışılması gereken 6’lı masanın içine düştüğü anlaşmazlık. Akşener koşa koşa gidip sarıldı ama lider Kılıçdaroğlu Almanya’da idi.
- İki belediye başkanını kim kolluyor belli oldu, bu adaylık tartışmasını büyütür.
- Erdoğan’ın durumu ile İmamoğlu’nun durumu benzemez. Erdoğan şiir okudu, İmamoğlu ise YSK üyelerine hakaret etti.
GÖZLER MASADA, CHP AÇISINDAN DURUM
CHP mahkeme başkanındaki değişiklikten yola çıkarak, iktidarın yargıya müdahale ettiğine dikkat çekiyor. CHP derin kulislerinin tespitlerine gelince:
- İktidar siyasi yasak verecek. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimlerine İstanbul Büyükşehir Yönetimi’ni eline almadan gitmek istemiyor.
- Siyasi yasak gelirse, cumhurbaşkanlığı seçimi aynı zamanda İmamoğlu için de bir referanduma döner. Arkasında durduğu aday kazanır.
- Ceza almazsa bu saatten sonra masada doğal olarak Ekrem İmamoğlu’nun da adaylığı gündeme gelebilir.
- Süreç uzar, İstinaf ve Yargıtay kılıç gibi bekletilirse ona göre bir strateji oluşturulmalı.
- Bu durumda olması gereken Kılıçdaroğlu ve Akşener’in başbaşa görüşmesi ve strateji belirlemesidir.
- Bu karar İstanbul örgütüyle büyükşehir belediyesini ve altı masayı birbirine yaklaştırmıştır.
İYİ PARTİ’DEKİ HAVA
Kurmaylarına “Ben hemen yola çıkıyorum” diyerek İstanbul’a giden İYİ Parti Lideri Meral Akşener, konuşmasıyla ama en çok İmamoğlu’na sarılmasıyla dikkati çekti. Kurmaylarına göre Akşener, “hesapsız, kitapsız, duygusal, içinden geldiği” gibi hareket etti. Akşener’in bu tarafını yakından tanıyanlar bilirler. Peki derin İYİ Parti kulislerinde ne deniyor?
- “Aday değişti, analizleri için henüz erken çünkü 24 saatte çok şey değişebilir.
- Yine de mağduriyet yaratılmıştır, bu durumda İmamoğlu’nun adaylığı ön plandadır. Önünde durulması da zordur. Kılıçdaroğlu’nun da böyle bir durumda hayır diyeceği düşünülmüyor.
- İmamoğlu aday olabilir, Kılıçdaroğlu ise genel başkan olarak kalabilir.
- Diğer yandan siyasi yasak ihtimali de düşünülerek, hangi liderin nerede, nasıl siyasi atak yaptığı da önemli ve süreçte belirleyici olabilir.
- Yine de en iyi seçenek Akşener- Kılıçdaroğlu arasında görüşme yapılarak, strateji belirlenmesindedir.”
Benden bu kadar... Dedim ya bu süreçte hüküm cümlesi kurmuyorum, bunun için henüz erken. Ancak bizi siyaseten yakıcı bir kış bekliyor. Bitirirken CHP Lideri’nin neden duruşma günü Almanya’ya gitmeyi tercih ettiğini anlamayan ve bilmeyen CHP’liler olduğunu da söyleyeyim. Hangi lider olursa olsun, iktidar ya da muhalefetten, bazı tercihleri ya da yol haritaları bilinçli değil yönlendirmeye dayalıysa tek bir uyarım olur. Bir gün herkes Brütüs’üyle yüzleşmek zorunda kalır.
Paylaş