Paylaş
KUTLU OLSUN: Önce herkesin bayramını tebrik ederim. Bayram dileklerime gelince; birbirimizi sevmemiz hiç değilse saygı duymamız, ülkemizin ekonomik açıdan refaha çıkması, kutuplaşmanın, yalanın, dolanın son bulması, hukuk ve demokrasinin güçlenmesi, sağlık, huzur ve mutluluk... Bu yüzden de bayram yazımda biraz siyasetten, dış politikadan uzak durmak istiyorum.
***
Hürriyet’in başarılı foto muhabiri Selahattin Sönmez bir süredir hepimize mesleğimiz boyunca yaşadıklarımızı, acılarımızı, tarihi, nelere tanıklık ettiğimizi ve bu meslekle ne kadar yaşlandığımızı hatırlatıyor. Instagram’da açtığı ‘basın.enstantaneler’ isimli hesaptan, mesleğe başladığı günden beri tüm medya mensuplarının fotoğraflarını paylaşıyor. Kimi ayrımızdan ayrılmış, kimi mesleği bırakmış, kimi hâlâ çalışıyor. Başrolde bu kez “siyaset” yok, onların hayatlarını yaşayan gazeteciler var.
Selahattin 1987 yılında Rüzgârlı sokakta Ankara Ulus gazetesinde idari serviste çalışmaya başladı.
Sonra Günaydın gazetesinde karanlık odaya geçti.
1994 yılından beri foto muhabirliği yapıyor.
Tam 40 ödülü var.
30 yıllık arşivi var. Basın mensuplarının arşivi ise tam 25 yıllık.
Selahattin’e neden emekçileri çektin sorusunu yönelttim, şöyle yanıt verdi:
“Yıllardır elimde fotoğraf makinesi, her şeyi çekmeye ve belgelemeye çalışıyorum, görev sırasında muhabirler, kameramanlar ve diğer meslektaşlarım ‘Abi beni de çek, bizi de çek’ dediklerinde hiçbirini kırmadım.
Basın mensuplarına özel olarak açtığım sosyal medya sayfasında paylaşmaya başladım ve bu çok ilgi gördü.
Basın çalışanlarının hakları için yaptığı ve seslerini duyurmak istedikleri eylemlerde, basın açıklamalarında benim çektiğim fotoğraflar görsel olarak kullanılmaya başlandı.
Gelelim en çok etkilendiği fotoğraflara; şöyle anlattı:
“Biri bu... Ankara’da 8 yıllık eğitime hayır eylemleri sırasında güvenlik güçlerinin eylemcileri bırakıp biz gazetecilere saldırması ve üzerimizde cop kırmasıydı. Bu eylemler sırasında birçok meslektaşımız hem yaralandı hem ölümden döndü hem de dayak yedi.”
“Diğeri de bu... Ankara’daki Gezi Parkı eylemlerinde Toma’ların bize dönüp su sıkması ve gazetecilere gaz atmasıydı.”
Selahattin, “Fotoğraf çekmek benim için nefes almak” diyor. Sen hep nefes al Selahattin. Ellerine ve yüreğine sağlık.
Z KUŞAĞI VE YURTDIŞI EĞİTİM İSTEKLERİ
SON dönemde etrafımdan en çok duyduğum, “Çocuğum üniversiteyi yurtdışında okumak istiyor” cümlesi... Bu pahalılıkta kolay mı? Z Kuşağı’nın neden yurtdışı saplantısı var, ülkelerine yurtdışında okumaları faydalı olur mu, yani dönerler mi? Kafamdaki soruları Yurt Dışı Eğitim Danışmanı Ebru Doğdu ile konuştum.
İşte Ebru Doğdu’nun tüm başlıklardaki yanıtları:
İNGİLİZLERİN, İNGİLTERE HÜKÜMETİNDEN ŞİKÂYETLERİNİ DUYSANIZ, ŞAŞIRIRSINIZ
“Genelde dünyanın her yerinde her ülkenin vatandaşı kendi ülkesinin onun için yeterli olmadığı ile ilgili şikâyet eder.
İngiltere’de yaşayan bir vatandaş olarak burada da hükümetten nasıl şikâyetler ettiklerini duysanız şaşarsınız.
Sanırım Türkiye’deki gençlerin yetersizlik duygusu biraz daha baskın.
Başka kültürler tanımak amaçlı yurtdışı isteyen de var.
Ama temelinde bence gençlik ateşi dediğimiz risk alma isteği var.
Şu anda en trend ülke olarak İngiltere diyebilirim çünkü Amerika’daki Trump dönemi ve uzaklık, birinci sırada yer alan Amerika’yı ikinci sıraya geriletti.
Pound’un yüksek oluşu nedeniyle Avrupa ya da İskandinavya ülkeleri de tercih ediliyor.
KURLAR, SAVAŞ VE PANDEMİNİN ETKİLERİ
Pandemiye ve dövize bağlı artan maliyetlere rağmen her yıl Türkiye’den neredeyse 50 binin üzerinde öğrenci yurtdışında çeşitli eğitim programlarına gitmeye devam ediyor.
Son yıllarda kurlardaki artış nedeniyle görece daha uygun olan Rusya, Ukrayna gibi ülkelere talep çoktu. Ancak savaş nedeniyle bu seneden itibaren talep azalacaktır ve oralarda okuyan öğrencilerimizin farklı ülkelere geçişi ya da Türkiye’ye dönüşü olacaktır.
Yurtdışında okumak deyince akla sadece İngiltere, Amerika ya da Kanada geliyor ama artık dünyanın her yerinde daha uygun ücretler ile okumak mümkün. Doğru danışmanınız varsa maliyetler oldukça düşürülebilir.
Ancak yurtdışında herkesin burslu ve ücretsiz okuyabileceği en büyük yanlışlardan birisidir.
Yine de yurtdışında okumak bir hayal değil, hedeftir. Ulaşılması imkânsız değildir. Doğru danışmanlık, çok çalışma ile her şey mümkündür.
MUTLAKA ÜLKENİZE DÖNÜN
Yurtdışında eğitim çocukların kimlik gelişiminde, birey olarak var olabilmelerinde dolayısıyla da hayat başarılarının üst seviyelere taşınmasında çok yardımcı oluyor.
Son mesajım ise sevgili öğrencilere; yaşınız kaç olursa olsun başka bir ülkeye yerleşirken kalbinizdeki vatan sevgisini her zaman taşımanızı ve başöğretmenimiz Atatürk’ün dediğindeki gibi ülkenize alev almış kıvılcımlar olarak dönmenizi canı gönülden isterim.”
Paylaş