Dünyada aşı adaletsizliği

Virüs hayatlarımızı, ekonomimizi, psikolojimizi bozdu.

Ortaya çıkan mutasyonun doğurabileceği olası sonuçlar konusunda farklı yorumlar var.

Aşıların koruma oranları, koruma süreleri birbirinden farklılık gösteriyor.

Grip aşısı gibi her yıl aşı yaptırmak zorunda kalabileceğimiz söyleniyor.

Toplumsal bağışıklığın kazanılması için nüfusun en az yüzde 60’ının aşılanması gerektiği söyleniyor.

Kısacası aşı tüm dünyaya gerekli. Parası olana da olmayana da... Haberlerde görmüşsünüzdür bazı ülkeler ihtiyaçlarından fazla aşı alırken, bazı ülkeler aşı alamıyor. Bazı ülkeler aşılamaya başlamışken, bazı ülkeler sadece hayal ediyor, kimi ise bir yol arıyor. “Gücü olan, parası olan alır aşıyı. Hızla da vatandaşlarını aşılar” diyenleriniz olacaktır. Ancak dünyadaki adaletsizlikler sadece o ülkelerin insanlarından, iyi yönetilip yönetilmediğinden, tercihlerden kaynaklanmaz. Bu adaletsizliklere bazen başka ülkeler sebep olabilir, bazen ise tek başına belli bir coğrafya bile en ağır adaletsizliği yaşamanın nedenidir. İşte bu yüzden aşı adaletsizliğine isyan ediyorum. Keşke diyorum:

Keşke bunun küresel bir salgın olduğu unutulmasa...

Keşke ihtiyaç fazlası aşı alınmasına müsaade edilmese...

Keşke Dünya Sağlık Örgütü bunun olağanüstü bir durum olduğunu hatırlatıp tüm ülkelere bazı uyarılarda bulunsa...

Keşke parası olan parası olmayana yardım etse...

2021 HIZLI BAŞLIYOR

HEM Avrupa Birliği hem de ABD ile ilişkiler açısından 2021’in ilk ayları kritik öneme sahip. Bu ayın 20’sinde ABD’de Biden başkanlığındaki yeni hükümet işbaşı yapacak.

KILIÇLAR ÇEKİLMEYECEK

Türkiye güçlü bir biçimde diyalog arayışında olacak. Bununla ilgili son açıklama Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan geldi. Ahmet Hakan’a konuşan Akar, “Biden yönetimi ile şimdiden kılıçları çekmek doğru değil. Süreci görmek, ona göre bir yol yöntem belirlemekte fayda vardır. PKK eşittir YPG. Bunun anlaşılması lazım” dedi. Hem Akar’ın açıklamalarından hem de kulislerdeki bilgilerden hareketle beklentileri şu şekilde özetleyebiliriz:

Baştan kılıçlar çekilmeyecek. Restleşme yok. İki başkent de önce diyalog arayışında olacak.

Bunun işaretleri ABD başkanlık seçimi sürecinde de görüldü. Ankara arka kapı diplomasisini yine işletti. Türkiye’nin ABD ile iyi ilişkiler istediği mesajı verildi.

Biden’ın ekibinden de Ankara’ya Biden’ın bazı konuşmalarının seçim konuşması ve iç siyasetlerine yönelik olduğu mesajı verildi.

Biden hükümeti işbaşına geldikten sonra Washington-Ankara hattında yapılacak görüşmeler kritik olacak. İki lider ne zaman konuşacak, ilgili bakanlar ne zaman bir araya gelecek sorularının yanıtları önem taşıyacak.

ABD masaya S-400’leri birinci gündem maddesi olarak koyarsa, Türkiye’de PKK eşittir YPG diyerek “ABD’nin bir terör örgütüne verdiği destek kabul edilemez” diyecek.

AB İLE GÖRÜŞME TRAFİĞİ

Yeni yılın ilk günleri Avrupa Birliği ile ilişkiler açısından da hareketli olacak. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidardan verilen “reform ve AB ile güçlü ilişkiler” mesajlarının ardından birlik ile Türkiye arasında bu ay peş peşe görüşmeler yapılacak. AB komisyon ve konsey başkanlarının ocak ayı sonunda Türkiye’de olmaları bekleniyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dönem başkanı Portekiz ve İspanya’ya gidecek. Doğu Akdeniz, birlik ve Türkiye’nin ikili ilişkilerinin gündemde olacağı görüşmelerde reformların, demokrasi ve hukuk alanında atılacak adımların özel bir yeri olacağının da altını çizelim.