Paylaş
Başkomutan sıfatına sahip Cumhurbaşkanı, Hatay’da brifing alırken asker parkası giymişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanatçılar, gazeteciler ve sporcuların da katıldığı Oğulpınar Karakolu’ndaki programa sürpriz yaparak, kamuflajlı üniforma ile katıldı.
Sürpriz dedim çünkü haberimiz yoktu. Karakola önce biz gittik. Cumhurbaşkanı’nın konuşacağı kürsünün arkasına geçmemiz istendi. Sporcular, sanatçılar ve gazeteciler o kürsünün arkasına geçtik, beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra kamuflajlar içinde önde Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen yanında Genelkurmay Başkanı geldi. İlk saniyelerde bir sessizlik ardından da “Vay, Cumhurbaşkanıymış, çok yakışmış”, “Aa kamuflaj giymiş, tam üniforma” gibi sesler yükseldi.
Edindiğim bilgiler çerçevesinde şunu söyleyebilirim...
Kamuflajlı askeri üniforma, Cumhurbaşkanı’nın “Başkomutan” sıfatı taşıması sebebiyle tercih edildi.
Diğer yandan Oğulpınar Karakolu kritik bir noktada, güneyden İdlib’e, kuzeyden Afrin’e bakıyor. Cumhurbaşkanı’nın “Başkomutan” sıfatıyla kamuflajlı üniforma ile mesaj vermesi bu sebeple de önemliydi.
ÖZEL DİKİM ASKERİ ÜNİFORMA
Kamuflajlı askeri üniforma Cumhurbaşkanı için özel dikildi. Askeri dikimevi yani ordunun üniformalarını diken Genelkurmay Başkanlığı’nın kendi bünyesindeki dikimevi Cumhurbaşkanı’nın ölçülerini aldı. Üniforma Genelkurmay Başkanı ve ordu komutanlarının giydiği üniformanın aynısı.
Ama bazı farklı özellikleri var:
* Göğüs bölümünde Recep Tayyip Erdoğan yazıyor.
* Sağ kolunda Türk Bayrağı var.
* Sol kolunda ise Cumhurbaşkanlığı forsu var.
ABD BAŞKANLARININ ÖZEL ÜNİFORMALARI
ABD başkanlarınınkine benzer özel bir üniforma ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan için dikilmiş oldu.
Bu arada ABD başkanlarının üniformayı ne zaman giydiğine de bakıldı. Ben de küçük bir araştırma yaptım.
ABD başkanlarının giydikleri de özel üretim askeri üniformalar. ABD’de başkanlar benzer durumlarda ordu malı özel ceketler giyiyor.
Donald Trump giydi. Örneğin bir önceki Başkan Obama, ABD hava kuvvetlerine ait ceket giymişti, isimlik kısmında “Barack Obama” ve “Başkomutan” yazıyordu.
Eski Başkan Bush da üzerinde “Birleşik Devletler Ordusu” yazan bir ceket giymişti.
OĞULPINAR KARARI NASIL ALINDI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanatçılar, sporcular ve gazetecilerin Oğulpınar Karakoluna’a yaptığı ziyaret çok konuşuldu, çok konuşuluyor.
Birlikte gitme kararının nasıl alındığını merak ettim, öğrendim. Sınırda bir karakola birlikte gitme kararı Cumhurbaşkanı’nın doğum gününde alındı. Cumhurbaşkanı, şubat ayındaki doğum gününde sanatçılarla bir araya gelmişti. O görüşmede sanatçılar gruplar halinde karakollara gittiklerini, askerlere moral vermek için ziyaretler yaptıklarını anlattılar. Cumhurbaşkanı, sanatçılara duyarlılıkları için teşekkür etti; ardından da “Bir kere de beraber gidelim” dedi. Sonrasında da Oğulpınar organizasyonu yapıldı.
DAVET EDERLERSE ONLARLA DA GİDERİZ
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, salı günü grup toplantısında, “Toplanmışlar bir grup güruh, davul zurna şarkılar kıyamet! Bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin bulunduğu sokaktan geç ve yaylalar türküsünü söyle bakalım” demişti.
Bu sözler üzerine önce ziyarete katılan sanatçılar harekete geçti. Kendi aralarında yanıt niteliğinde bir açıklama kaleme alıp, ziyarete katılan tüm sanatçıların imza atmasına karar verdiler. Ben de sabah hem Yavuz Bingöl ile hem de Hülya Koçyiğit ile konuştum. Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıtlarını sizlerle paylaşıyorum.
Hülya Koçyiğit: Ben daha önce de askerleri ziyaret etmek için karakollara gittim. Yanımızda hiç kimse yoktu. İçimizden geldiği için gittik. Moral vermek için gittik. Bu sefer bir başarı var. Ama tabii şehitlerimiz de var. Biz hem Afrin nedeniyle tebrik etmek için gittik. Hem de şehitlerimiz olduğu için. Yani ‘Yanınızdayız’ dedik. Amaç bu, bunun dışında hiçbir düşüncemiz, gayemiz olamaz. Neden eleştiriliyoruz anlamak mümkün değil. Başkaları da gidebilir, başkaları da moral verebilir.
Yavuz Bingöl: Kemal Bey’e o sözleri yakıştıramadım. Kendisi de gidebilirdi. Mesela Fazıl Say’ı, Edip Akbayram’ı, Zülfü Livaneli’yi alsın, bizi de çağırsın. Biz de gidelim. Hep beraber olalım. Amaç bu. Bizi davet ederler ise onlarla da gideriz. Biz daha önce de birçok defa gittik, bağımsız tek başımıza gittik.
GİTMEYENLER ‘ARANMADIM’ DİYENLER!
Bir de gitmeyenler, aranmadım diyenler var. Listelerin hikâyesini de anlatacağım. Önce uzun yıllardır arkadaşım Poll Production’ın sahibi Polat Yağcı... Özellikle 15 Temmuz’dan beri birçok organizasyona imza attı, bazılarında birlikte çalıştık. İnsanlığı ve organizasyonlardaki titizliği ile tanıdım. Bu tip organizasyonlarda davetli listesini tabii ki tek başına belirlemiyor. Sonuçta Cumhurbaşkanlığı Protokolü ile çalışmak zorunda. Bu sefer de aslında kapsamlı bir liste hazırlandı. Sanat dünyasından yaklaşık 200 kişiye davetiye gönderildi. Hatta bunun 100’ünü TRT hazırladı. Sonuçta 200 sanatçı yoktu. Yani gelmeyenler hayli kalabalıktı. Hatta geleceğini bildiren 25 isim son anda uçağa binmekten vazgeçmiş.
Benden söylemesi...
Paylaş