Paylaş
Tüm gözler Türkiye’ye çevrilmiş olacak. Batı’nın amacı İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin bir an önce evet demesi. İlgili yasal adımları atan İsveç’in, iş uygulama ve idari karar vermeye gelince neredeyse hiçbir şey yapmaması, son olarak Kuran-ı Kerim’in yakılması Türkiye’nin kırmızı çizgileri. Üstelik bu konu sadece Türkiye’yi değil tüm İslam alemini haklı olarak rahatsız etti.
Bu yazının yazılmakta olduğu saatlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç Türkiye, Finlandiya, İsveç arasındaki üçlü daimi mekanizma toplantısındaydı. Türkiye hassasiyetlerini bir kez daha dile getirdi. Batı da Vilnius’a kadar baskıyı sürdürecek.
Bu nedenle Vilnius’da zirve öncesi de üçlü bir mini zirve düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da pazartesi günü bu üçlü zirvede NATO Genel Sekreteri ve İsveç Başbakanı ile bir araya gelmesi bekleniyor.
BRÜKSEL’DE ÖNEMLİ TOPLANTI
Gelelim Türkiye ile Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcisi Büyükelçi Serdar Kılıç’ın Brüksel’de katıldığı bir başka önemli toplantıya...
- Toplantı üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınırdan geçişlerinin sağlanabilmesi için yapılıyor. Örneğin bir Amerikalı, Türkiye’den Ermenistan’a ya da Ermenistan’dan Türkiye’ye geçemiyor.
- Ermenistan bu durumun çözülmesini, üçüncü ülke vatandaşlarının sınırdan geçebilmesini istiyor.
- Türkiye, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki diyaloğun sürmesi, Türkiye-Ermenistan diyaloğunda gelişmeler olması nedeniyle bu talebe karşı olumsuz değil.
- Sonuç çıkarsa iki ülke arasında yeni bir adım atılmış olacak.
ZELENSKİ BUGÜN TÜRKİYE’DE
Cumhurbaşkanı Erdoğan temmuzun ikinci haftasında Körfez turunda olacak. Ancak bunun öncesinde iki önemli yabancı devlet başkanı Ankara’ya gelecek. Bugün Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski Türkiye’de. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş sürerken, güvenlik nedeniyle son dakikaya kadar gizli tutulan ziyarette Erdoğan ve Zelenski’nin gündem başlıkları şöyle:
YENİ ESİR DEĞİŞİMİ YOLDA
- Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, savaşın sona ermesi için Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri.
- Rusya, 17 Temmuz’da sona erecek Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılıp uzatılmayacağı konusunda nihai kararı vermediğini açıkladı. Açıkladı ama Ankara’ya gelen bilgiye göre Rusya’nın anlaşmasının uzamasından yana olmadığı yönünde. Rusların istediklerini alamadıklarını belirten yetkililer, Rusya’nın tahılını ve gübresini satamadığına dikkati çekiyor. Üstelik de ambargo nedeniyle swift yapılamadığı için Rusya sorun yaşıyor.
- Dünya, iki ülke arasındaki esir değişimini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın (22 Eylül 2022) New York’taki Türkevi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile yürüttüğüm diplomasi trafiği sonucunda Rusya ve Ukrayna arasında 200 savaş esirinin mübadelesi bugün yapıldı” sözleriyle öğrenmişti. Nefes kesen esir değişimi hikâyesini daha önce bu köşede kaleme almıştım. Şimdi yeniden iki ülke arasında esir değişimi gündemde. Tahmin edeceğiniz gibi Türkiye yine iki ülke arasında önemli rol oynayacak.
MAHMUD ABBAS DA GELİYOR
Bu bölümü bitirirken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın bu ay içinde Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceğini de duyuralım.
TEHDİT SİYASETİ
TERÖR tehdidi.
Hastalık tehdidi.
Akran tehdidi.
Ulusal güvenlik tehdidi.
Gıda güvenliği tehdidi.
Savaş tehdidi.
Tehdit de tehdit...
Modern zamanlarda güvenlik o kadar öne çıktı ki... Demokrasiler de bundan payını alıyor. Oy kullanma alışkanlıkları değişiyor. Kazanımlarını kaybetmek istemeyenler ve rahatlarının bozulmasını istemeyenlerle, zenginleşmek ve daha rahat bir hayat peşinde koşanlar arasında bir çekişme, bir gerginlik var uzun zamandır. İşte iktidar olmayı hedefleyen siyasiler de oy verecek iki tarafın isteklerini gerçekleştirme yarışına girip popülist söylemlerini artırıyor. Biz gazetecilere de bu durumu analiz edip anlamak ve anlatmak düşüyor.
ALMANYA’DA SAĞ POPÜLİZM NEDEN YÜKSELİŞTE
Almanya için Alternatif Partisi (AfD), seçmenler arasında giderek daha fazla destek buluyor. Almanya’da geçtiğimiz hafta iki seçim başarısı elde etti. Peki, bu yükselişin sebepleri neler?
- Almanya’nın doğusundaki Saksonya eyaletine bağlı küçük bir kasabada belediye başkanlığı seçimi yapıldı.
- AfD adayı bağımsız rakibini yenerek Almanya’daki ilk AfD’li belediye başkanı oldu.
- Bu başarıdan birkaç hafta önce de yine Doğu eyaletlerinden Thüringen’e bağlı Sonneberg ilçesindeki ikinci tur kaymakamlık seçimini, AfD’nin adayı kazanmıştı.
- Sağ popülist parti, artık Alman seçmenlerin yüzde 20’sinin onayını alabiliyor.
- Almanya’daki analistler aşırı sağ değil, sağ popülist sıfatını özellikle tercih ediyorlar. Aslında bal gibi aşırı sağ.
- Lakin Nazi geçmişinden ötürü aşırı sağ söylemini dillendirmekten çekiniyorlar.
- AfD’nin popülist çizgisinin, Almanya’daki orta direk olarak tabir edilen kitlede de giderek kabul bulduğu endişesi hâkim.
- Siyasi analistler; iyi eğitimli, genç ve modern orta sınıf mensuplarının AfD’ye yakınlık göstermesinden tedirginler.
DEMOKRASİ İÇİN TEHDİT Mİ
AfD alenen ırkçılık propagandası yapmasına rağmen, çok sayıda Alman seçmenin AfD’ye oy vermesi bir kesimi endişelendiriyor. Boşuna demedik. Tehdit de tehdit, tehdit de tehdit diye... İşte o yüzden Almanya’nın iç istihbarat teşkilatı gözetimi altında bulunan parti, kısmen aşırı sağcı ve dolayısıyla anayasa karşıtı ve anti-demokratik bir siyasi hareket olarak sınıflandırılıyor. Yani tehdit olarak görünüyor.
PEKİ YA TRUMP DA MI TEHDİT
ABD Kongresi’nin Trump destekçileri tarafından basıldığı 6 Ocak saldırısını soruşturan komisyon, ABD’li aşırı sağcı grupların süreçteki rolünü ve bu gruplarla Trump’ın yakın çevresi arasındaki ilişki epeyce bir sorguladı. Komisyonun; Trump’ın destekçilerine Kongre’ye yürüme çağrısı yaptığı ancak hiç paylaşmadığı taslak bir Twitter mesajına ulaşması ise çok ilginçti. Demek ki koskoca ABD Başkanı bile ABD için bir tehdit olarak algılanmış ve teknik takibe alınmıştı.
TEHDİTLE MÜCADELE İÇİN GÜÇLÜ DEVLET ŞART
Neticede gerek Almanya gerekse ABD’de devlet mekanizmaları, ulusal güvenliklerine yönelik tehditleri Anayasal ve meşru çizgide kalabilerek bertaraf etme yetenekleri geliştirmiş. Türkiye’de de teröre ya da başka tehditlere bel bağlayarak siyasi alan açmak isteyenler, önce halkın, sonra da hukukun barajına takılıyor. Son seçimlerde bunu gördük.
Paylaş