SURİYE’DE YENİ SAYFA
Suriye’de BAAS Rejimi’nin sona ermesiyle yeni bir sayfa açıldı. Bu sayfanın açılmasındaki rolü nedeniyle dünyanın gözü Türkiye’ye döndü. Amerika Birleşik Devletleri deyim yerindeyse Ankara’ya çıkarma yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve Ortadoğu politikasının önemli aktörlerinden Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass Ankara’da temaslarda bulundular. Bass’ın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile yaptığı görüşmeler önemliydi. Ancak şüphesiz en dikkat çeken iki görüşme Blinken’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edilmesi ve Dışişleri Bakanı Fidan’la baş başa yaptığı görüşmeydi.
ABD VE TÜRKİYE HANGİ BAŞLIKLARDA UZLAŞTI?
Ankara, Suriye’de açılan yeni sayfa ile geçici hükümet konusunda ve bundan sonra izlenmesi gereken yol haritası konusunda prensiplerini en başından belirledi. Bu prensipler Amerikalılarla yapılan görüşmelerde de paylaşıldı. Bu prensipler konusunda iki ülke arasında görüş birliği oluştuğunu belirtip; şöyle sıralayabiliriz:
- Suriye Devleti’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği korunmalı.
- Suriye Devleti azınlıklar, farklı etnik yapılar dahil tüm halkı açısından kapsayıcı olmalı.
- Suriye Devleti teröre bulaşmamalı, topraklarında terör örgütlerini barındırmamalı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Afrika kıtasına çok sayıda ziyaret gerçekleştirdi, her ülkede verdiği mesaj “Bizim Afrika’ya bakışımız asla daha sonra bu topraklara gelen sömürgeciler gibi olmadı, olmayacak. Afrika kıtasındaki tüm ilişkilerimizde karşılıklı saygıyı, sevgiyi, kazan-kazan ilkesini temel alıyoruz. Birlikte gelişmeyi, birlikte yönetmeyi, birlikte zenginleşmeyi arzu eden bir anlayışla ilişkilerimizi geliştirmenin çabası içindeyiz” oldu. Bu mesajın yerine ulaştığı, Afrika’da savaşın eşiğine gelen iki ülkenin Ankara’da tam 7 saatin sonunda uzlaşmasıyla görüldü. Somali ve Etiyopya Cumhurbaşkanları yanlarında heyetleriyle sessiz sedasız Ankara’ya geldiler. Peki bu iki ülke savaşın eşiğine nasıl geldi? Denize ulaşmak isteyen Etiyopya ile toprak bütünlüğü kaygısı yaşayan Somali arasında yaşananları şöyle özetleyebiliriz:
* 1991’de Somali’den tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile Etiyopya arasında 1 Ocak’ta mutabakat imzalandı. Böylece Etiyopya denize ulaşım ve liman kullanımını içeren 50 yıllık bir hak elde etti.
* Bunun karşılığında Etiyopya Somaliland’ı bağımsız bir ülke olarak tanıdı.
* Somali yönetimi büyük tepki gösterdi. Kriz büyüdü. İki ülke birbirini askeri güç kullanmakla tehdit etti.
* Arap Birliği ve Afrika Birliği’nin yanı sıra birçok ülke araya girdi ama olmadı.
VE DEVREYE TÜRKİYE GİRDİ...
Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2024 yılı temmuz ayında iki ülke arasındaki sorunların çözümü için Ankara Süreci’ni başlattı, süreçte sayısız görüşme yapıldı. Önceki gün iki ülkenin lideri sessiz sedasız Ankara’da buluştu.
* Cumhurbaşkanlığı’nda her iki heyete de ayrı çalışma odaları verildi.
TERÖR DEVLETİ/DEVLETÇİKLERİ OLUŞMAMALI
CHP Lideri Özgür Özel, Suriye’de yaşananlara ilişkin “Esad reformları yapamadı, ülkesini demokrasiye kavuşturmadı ve çöktü” dedi. Esad’ın halkına zulmettiğini, muhalefeti bastırarak yıldırmaya çalıştığını söyleyen Özel “Rejimin eninde sonunda çökeceği belliydi” dedikten sonra “Türkiye, sınırlarında terör devletine, devletçiklerine izin veremez” ifadesini kullandı. Özel gelinen noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a üç öneri sıraladı:
1. “Türkiye, Suriye’nin kalıcı istikrarı için soğukkanlı ve yapıcı katkıda bulunmalıdır.
2. Türkiye oradaki askerlerinin güvenliği ve yanı başımızda terör devleti, devletçikleri oluşmaması için doğru bir tutum belirlemelidir.
3. Türkiye’deki sığınmacıların en kısa sürede ülkelerine dönecek ortamı sağlanıp, dönüş için teşvik edici hazırlıklar yapılması gerek.
* Türkiye’ye sınır ötesinden bir tehdit varsa buna yanıt vermek için zaten Birleşmiş Milletler şartının 51. Maddesi sıcak takip, meşru müdafaa ile bunların hepsini zaten olanaklı kılıyor.
Geliyorum diyen kriz Dera’da duvara yazı yazan çocukların tutuklanması ile adeta ateşlendi. Göz doktoru olan Beşar Esad’ın kendi gözleri adeta kör oldu. Çocuklar ve kadınlar dahil sayısız insan katledildi. Yıllarca süren bir iç savaş yaşandı. Suriye, terör örgütlerinin doluştuğu bir bataklığa, küresel ve bölgesel aktörlerin alan kapattığı bir toprak yığınına dönüştü. Uzunca yıllar hep “Esad Şam ve Halep’i elinde tuttuğu müddetçe hayatta kalmayı becerecektir” denilmişti. Sonuçta arkasında Rusya ve İran da vardı; bu yılın kasım ayının sonuna kadar.....
DENGELERİ DEĞİŞTİREN TÜRKİYE
27 Kasım’da başladı, 11 günlük ilerleyiş, son olarak Şam’a girilmesi ve Beşar Esad’ın kaçmasıyla son buldu. Bir devir 11 günde kapandı. Esad devrinin kapanmasında şüphesiz en etkili ülke Türkiye oldu. Sahayı sürekli gözleyen, terör örgütüne koridor oluşturtmayan Türkiye yaptığı hazırlıklar sonucunda, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın sahaya tam anlamıyla inmesi ve organizasyonuyla Suriye muhalefeti 11 günün sonunda Şam’a girdi. Şimdi yeni bir süreç başlıyor. Bu süreç de kolay değil, üstelik soru işaretleri de taşıyor.
ESAD’IN SON DAKİKA MANEVRALARI İŞE YARAMADI
Doha’da Türkiye, Rusya, İran Dışişleri Bakanları Astana zirvesi kapsamında bir araya geldiler, sonra bölge ülkelerinin de katılımı ile daha geniş bir toplantı daha yapıldı. Esad’ın son dakika manevralarına rağmen, Rusya’dan ABD’ye kadar birçok ülkeye mesaj göndermesine rağmen Doha’daki toplantıya tüm aktörler Esad’sız Suriye gerçeğini kabul ederek gelmişlerdi.
“HALKINA KONUŞAMAYAN BİR İSİM LİDER DEĞİLDİR”
Bir yanda da Ukrayna’da savaşan Rusya’nın Lideri Putin’in Esad’ın bir liderlik yapamadığı mesajını iletmesi sürecin en dikkat çekici anlarından olsa gerek. Rusya’ya göre bir lider halkının karşısına çıkamıyor, o halk da onu dinlemiyorsa artık lider değildir. Esad’ın kalmasını en çok isteyen İran bile Doha’da artık bunun imkânsız olduğunu görmüştü. Rusya için bir diğer önemli husus ise 300’ün üzerinde kadın ve çocuktan oluşan Rus vatandaşının Halep’ten çıkarılması. Bu talep bizzat Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a da iletildi.
HTŞ NASIL MEŞRU MUHALEFET OLACAK?
Maratonu, iç ve dış gelişmeleri CHP’nin Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile Hürriyet’in geleneksel sabah kahvaltısında konuştuk. Gündemdeki en sıcak başlık Suriye konusunda Türkiye’nin muhatabının Şam rejimi olması gerektiğini belirten Veli Ağbaba şöyle devam etti:
‘CHP TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SINIRDA ETKİLİ OLMASINI İSTEMİYOR’
◊ “CHP rejimle görüşülmesini, bölgenin normalleşmesinin sağlanmasını ve mültecilerin bir an önce dönüşünün sağlanmasını, yeni olası göç dalgalarının engellenmesini istiyor.
◊ CHP de adı HTŞ, YPG olsun terör örgütlerinin Türkiye sınırlarında etkili olmasını istemiyor.
◊ Suriye’nin geldiği hale ve sahada bulunan aktörlere bakınca, Suriye sadece Türkiye’nin meselesi değil. Bunu tek başına üstlenmek Türkiye’ye de haksızlık.”
‘BAHÇELİ’Yİ ANLAMADIK’
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan ile ilgili çıkışının nedenlerini anlamadıklarını ifade eden Veli Ağbaba, MHP Lideri’nin “Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz bunun sonuçlarına değil şahsınız, yedi ceddiniz en ağır şekilde katlanacaktır” sözlerine de değindi:
Uluslararası ilişkilerde de kullanılan terim, içinden çıkılmaz, yüksek gerilimli durumları anlatır. “Meksika açmazı bozuldu” ifadesi ise bu tür bir gerilimin sona erdiğine veya durumun çözüldüğüne işaret edebilir. Suriye’de Meksika açmazı yeni aşamaya geçti, silahlar çekildi, saha toz duman. Bu aşamaya gelinmesinde, Rusya-Ukrayna savaşında Rusya’nın askeri ağırlığını Ukrayna’ya yönlendirmesi, İran-İsrail çatışmasında İran’ın milislerini Suriye sahasında azaltması, İsrail’in doğrudan Suriye’yi hedef tahtasına koyması, Beşar Esad’ın Türkiye’nin çağrılarına yanıt vermemesi ve dolayısıyla muhalefetle inatla uzlaşmaması, topraklarının büyük kısmına terör örgütlerinin hakim olması etkili oldu. Türkiye Suriye’de İdlib ile fitili yanan yeni sürecin başlaması ile ilgili olmadığını bizzat açıkladı.
SURİYE’DE FİTİL NASIL ATEŞLENDİ?
Peki Suriye’de fitil nasıl ateşlendi? Aslında göz göre göre gelen bir süreçti. Bu yüzden de Ankara bir süredir sahayı derinlemesine gözlem altında tutuyordu.
* İdlib’de rejimin ve destekçilerinin sivilleri vurması son damla oldu.
* Meksika açmazında tüm silahlar ateş alınca, saha karıştı.
* Bu süreci öngören, sahayı takip edenler, sürece önden dahil oldu. Sonrasında ise ilgili aktörler de bir şekilde sahaya indi, inmeye çalışıyor.
TÜRKİYE’NİN ÖNCELİĞİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir süre önce şu iki önemli cümleyi söylemişti:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Türk heyetiyle beraber biz de Brezilya’daki bu önemli zirveyi yerinden izliyoruz. Ağırlıklı olarak Filistin’deki son gelişmelerin değerlendirileceği ve ana teması “Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen” olan zirveden renkli notları da aktaralım:
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan burada hoş bir sürprizle karşılaştı. 15 yıldır Brezilya’da yaşayan ve Brezilyalı Vanessa Eker’le evli olan MÜSİAD Brezilya Başkanı Umut Eker çocuklarıyla beraber Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için Rio de Janeiro’daydı.
- Eker’in 11 yaşındaki oğlu Servet Marcus Eker, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Brezilya’nın efsane futbolcusu Pele’nin 1950’li yıllarda kullandığı formasını hediye etti. Baba Eker’le daha sonra yaptığımız sohbette ailenin Pele’nin formasını uzun uğraşlar sonucunda satın aldığını ve Erdoğan’a hediye etmeye karar verdiklerini öğrendim.
- Eker çiftinin 13 yaşındaki kızı Morganna Yağmur Eker de Erdoğan çiftinin Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ve eşi Rosangela Silva tarafından karşılanmasını resmetti ve bu resim de dün Erdoğan’a Yağmur tarafından hediye edildi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’la G20 temasları öncesinde yaptığımız kısa sohbette bu hoş sürpriz de gündeme geldi, Erdoğan Yağmur ve Servet kardeşlerin hediyelerini gülümseyerek aktardı.
Brezilya’da yaşayan Servet Marcus ve Morganna Yağmur kardeşler Erdoğan’a forma ile bir resmini hediye etti.MÜSİAD Brezilya Başkanı Umut Eker, çocuklarıyla birlikte Erdoğan’ı karşılayanlar arasındaydı. Eker, daha sonra yaptığımız sohbette Pele’nin formasını uzun uğraşlarla aldıklarını anlattı.
BREZİLYA’DA MÜZİĞİ DUYAN DANS EDİYOR
- Brezilya’yla özdeşleşen bir kavram daha var: Samba. Neşeli ve hızlı bir Latin Amerikan dansı olan samba Brezilya’daki festivallerin de olmazsa olmazı. Samba müziği başladığı an Brezilyalılar da dans etmeye başlıyorlar.
İhmal var mı yok mu, gereken yapıldı mı yapılmadı mı, sistem nerede tıkandı, neden kimse imdat çığlığını gerekli yerde atmadı, attıysa o çığlık neden duyulmadı? Biz bu soruları sordukça vicdanımız küllerle boğuluyor. Tüm bunları konuşmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ı aradım. Göktaş, bakanlık olarak da ayrı bir inceleme başlattıklarını açıkladı:
- “İzmir’deki 5 çocuğumuzun hayatını kaybettiği olayla ilgili başlatılan soruşturmayı da yakından takip ediyoruz.
- Biz de ayrıca Bakanlık olarak konuyu derinlemesine inceliyoruz.
- Bir ihmal çıkması durumunda gereğini en sert şekilde yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
- İlgili bütün kurumların da aynı yaklaşımı benimsemesini bekliyoruz.”
Bakanın açıklamalarından yola çıkarak, bu incelemenin eve 18 kez gidilmiş olması, tutulan raporlarda acil önlem alınması önerisinin yer alıp almadığı, bu öneri yer aldıysa Bakanlık’ta ya da sistemin nerede takıldığı ve neden üst düzeye kadar taşınmadığı konularını kapsadığını söyleyebilirim.
GÖKTAŞ: ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU, TÜRKİYE GENELİNDE ÇALIŞMA BAŞLATIYORUZ