Paylaş
Kendall ve Kylie Jenner gibi Instagram’da hatırı sayılır takipçi sayısına sahip birçok isim, uygulamanın TikTok’laşmasına baş kaldırıp, sadece fotoğraf üzerine kurulu eski Instagram’ın geri gelmesini talep etti.
Bu talebi destekleyenlerden biri de benim.
Tabii bunu Z nesline sormak lazım.
Çünkü her şey onların etrafında döndüğü ve onlar için yapıldığı için bu başkaldırının pek işe yaracağını düşünmüyorum.
Jenner’ların isyanı üzerine Instagram’ın CEO’su Adam Mosseri yaptığı açıklamayla “Instagram’ın fotoğrafları desteklemeye devam edeceğini, fakat video odaklı bir uygulama olacağını” duyurdu ve konuya noktayı koydu.
Kısaca 10 yıllık Instagram, 200 yıllık fotoğrafçılığın önünde set koymuş oldu.
Şimdi soru şu:
Bu kadar yeni algoritmadan, yani video odaklı olmaktan kimse mutlu değilse bundan sonra ne olacak?
Ben gözlemimi söyleyeyim...
İnsanlar komik duruma düşüp, itibarsız olmaya başlayacak.
Hatta başladılar bile.
Şimdi ikinci sorumu soruyorum:
Sadece takipçi sayısının artması ve fazla like almak için insanların kendilerini bu hale düşürmesine değer mi?
İşte burada karakter özelliği ve zekâ giriyor devreye.
Herhangi bir caddede durup çantasını karıştıran veya elinde kahveyle bir sağa bir sola bakarak anlamsızca yürüyen insanlarla doldu Instagram.
Veya aniden bir yerden çıkıp dan dun yürüyenlerle. Bunun amacının ne olduğunu lütfen biri çıkıp anlatabilir mi?
“Instagram video ve reels’leri ön plana çıkarıyor” değil istediğim cevap.
Sorum, bu tarz anlamsız videolarda takipçiye ne anlatılmak istendiği...
Yani bu şekilde yürüyerek mal beyanında bulunmak mı isteniyor, “Düz yürüyebiliyorum” ya da “Ne güzel vücudum var” mı deniliyor?
Videoyu paylaşanlar kıyafet göstermek adına kendilerini mi sergiliyor?
Hangi amaca hizmet ediyor bu videolar?
Bence birçok kişiye acil olarak “Kral çıplak” diyecek bir arkadaş, aile dostu, danışman lazım.
Kaliteli içerikler üretip kıyafetlerini, aksesuvarlarını doğru bir şekilde videolu hale getirenler saygım sonsuz ama bunu düzgün şekilde yapanı da henüz görmedim.
Anlamsız yürüyüş videolarını sempatikliğiyle sevdiren bir tek Caroline Daur (@carodaur) var.
İşin daha vahimi, konuştuğum birçok kişinin, bunu istemediği halde yapması...
“Biz de mutlu değiliz bu düştüğümüz halden” diyenler bile oldu.
Peki bu nasıl bir psikolojik baskı ki, insanlar istemediği halde sistem ne dayatırsa yapacak duruma geldi?
Bir insanın hiç mi mantık süzgeci olmaz?
Narsist, sadece sayılarla takdir edilmeye odaklı, gösteriş meraklısı bir toplum haline nasıl getirildik?
Transhümanizm çoktan başlamış da biz mi farkında değiliz?
Bundan dönüş olacak mı?
Kafamda bitmek tükenmek bilmeyen deli sorular...
Değil eski Instagram algoritmasını, Instagram’sız hayatı bile özlüyorum.
Şimdi çok daha iyi anlıyorum büyüklerimizin “Bizim zamanımızda hiçbir şey yoktu ama her şey daha güzeldi” sözünün ne anlama geldiğini.
Sonra çocuklara bakıyorum.
“Sizin yaşlarınızdayken biz sokakta ne güzel oynardık” diyorum.
Aynı bizim büyüklerimize baktığımız gibi yüzüme bakıyorlar.
Kendi inisiyatifiyle karar veren son kuşak olduğumuzu görüyorum ve onlar adına çok üzülüyorum.
Paylaş