Paylaş
Ben küçükken çocuklara pek ellettirmezlerdi sandıkları.
Ve o sandıklar çocuk aklımla beni hem tedirgin eder hem de büyülerdi.
Bir yanda radyo veya televizyon sesi, diğer yanda kendi aralarında konuşurken ellerinde tığ işi olan büyükler...
Otomatiğe bağlamış elleriyle hiç bakmadan ipe verdikleri o güzelim çiçek, geometrik desenler beni hayrete düşürürdü.
Asla ve asla anlayamazdım o kağıttaki matematiğin elde nasıl şekil bulduğunu.
En çok krem rengini mi yoksa kar beyaz tonunu mu severdim, hiç karar veremezdim.
Hâlâ da veremem mesela.
Şu an bile biri çok karakteristik, diğeri aşırı romantik gelir bana.
Yıllar içinde unutuldu gitti bunlar.
Evet, çeyizlerden bahsediyorum.
Anadolu kültürü olan, her kız çocuğuna evlenme çağına gelinceye kadar aile büyükleri tarafından yapılan tığ işi, el emeği göz nuru çeyizlerden...
Sonra yıllar geçti, o burun kıvırdığım tığ işi bir gün aile dostumuzun evinde belirdi.
Annem ve arkadaşının aylarca başından kalkmadan ördüğünü hatırlıyorum.
Hâlâ duvarda çerçeveli olarak duran, zanaatkar ellerden çıkan, son derece modern tasarıma sahip o başyapıt, gelinlik olarak karşıma çıkıverdi.
Evet, yanlış okumadınız, gelinlik.
O günden sonra her el işinin arkasında yatan hikâyenin, ortaya çıkan her eserin (ben büyük veya küçük hepsine eser diyorum) aslında ne kadar eşsiz olduğunu fark ettim.
Aslı Filinta farkı
Pandemiyle Türkiye’de sürdürülebilirlik ve ileri dönüşümün öncü ismi olan Aslı Filinta’nın tasarımları dikkatinizi çekti mi?
“Beni tanıdıkça seversin” yazılı tişörtleriyle genç neslin dikkatini çekmeyi başardı Aslı. Tasarımlarında kullandığı el işçiliklerini ve arkasında yatan hikâyeleri öğrendiğimden beri, Aslı benim için farklı bir yerde...
Tasarımlarında Anadolu kültüründen esinleniyor. Modanın hızlı tüketim çılgınlığının farkına varıp, sürdürülebilir moda için daha az üreten, ileri dönüştürmeyi kafayı takmış ilk Türk tasarımcı.
Kadınları destekleyen programları sayesinde satın aldığınız her parçanın gelirini, o tasarıma eli dokunmuş ihtiyaç sahibi kadınlarla paylaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde Instagram hesabında muhteşem bir parça yayınladı Aslı. Fiyatını öğrenmek için yazdım kendisine.
Sonra o tasarımın hikâyesini anlattı bana. Ekonomik olarak zor durumda olan kadınların çeyiz sandıklarından çıkardıkları parçaları bir araya getirmiş.
Hepsini o güzelim kadınlardan satın alarak toplamış.
Tasarımındaki her parça Anadolu kadınlarımız tarafından bir araya getirilmiş.
“Onu sıradan bir patchwork olarak düşünme, fiyat biçemiyoruz henüz” dedi.
Hatta “üretim aşamasını” kendi sosyal medyasında da yayınladı. İzlediğinizde göreceksiniz o kocaman masada el emeği, göz nuru çeyizlerin nasıl özenle bir araya getirildiğini.
Ben o günden beri hem kadınlarımıza destek hem de o parçanın hikâyesine ortak olmak için elbisenin sahibi olmaya çalışıyorum.
Bu sefer giymek için değil, her dolabımı açtığımda ne kadar değerli geleneklerimizin olduğunu bir kez daha görmek için.
Ama eğer Aslı Filinta’ya ait bir tasarıma sahipseniz, yapmanız gereken en doğru şey üzerinizde paralanıncaya kadar giymek.
Yoksa Aslı’nın felsefesini hiç anlamamışsınız demektir.
Paylaş