Paylaş
20 yılı kapsayan çalışmaların sonucuna göre tüketime en yatkın olanları şöyle tanımlıyorlar: “Zenginliğe, imajına, sosyal statüsüne ve diğer çeşitli maddi değerlere öncelik veren insanlar, dostluk, memnuniyet, deneyim kalitesi, başkalarını önemseme, toplumla, çevreyle ilgili aidiyet ve sorumluluk duygusu gibi yaşamın temel değerlerini vurgulayanlara göre hayatlarından daha az memnun.”
Hayatımın en mutsuz dönemlerinde kendimi alışverişe vurmuş ve bu sarmaldan yıllar sonra çıkabilmeyi başarabilmiştim. Çevrenizde deli gibi alışveriş yapan birini görüp takip edip ve içten içe hasetleniyorsanız, “Neden onda var, bende yok” diye üzülüp boşuna kendinizi kötü hissetmeyin.
Bilin ki alınanların arkasında çok ciddi bir mutsuzluk ve büyük bir boşluk yatıyor. Ben onlara üzgün ruh gözüyle bakıyorum.
Daha çok doğada vakit geçirip hayvanlarla iletişim içinde olun.
Sevdiklerinizle kaliteli vakit geçirip son derece sade bir hayat düzenine geçip bunlarla ruhunuzu beslediğinizde nasıl da huzura erdiğinizi fark edebilirsiniz.
MUTLULUK SON ÇIKAN ÇANTADA DEĞİL
“Tüketim kültürünün” ne kadar gereksiz olduğunu da kendiniz deneyimleyebilirsiniz. Mutluluk son çıkan çantaya sahip olmakta, en yeni tasarım kıyafeti giymekte veya herkeste olan mücevheri takmakta değil.
Özellikle sosyal medya platformlarının patlamasından sonra artan “tüketim kültürü” birçok dengeyi değiştirdi.
Son zamanlarda yolunu kaybetmiş birçok kişinin bu sebepten dolayı acı çektiğine şahitlik ediyorum.
Her fırsatta kendinizi insanlardan uzak, sessiz, sakin ortamlarda bulmak istiyorsanız, hiçbir sosyalliğe dahil olmak istemiyorsanız, elinizdeki telefon size fazla gelmeye başladıysa, Instagram’a ve diğer sosyal medya içeriklerine tahammülünüz kalmadıysa, kaliteli sohbeti özlediyseniz, sizi yoran değil aksine sadece size huzur veren kişilerle yan yana olmak isteğinize karşı koyamıyorsanız... Hayırlı olsun, çağın hastalığına yakalanmış ruhunuzun yardım çığlıklarıyla karşı karşıyasınız.
Bundan sonra iç sesinizi dinleme vakti gelmiş demektir.
Mutluluğa giden ilk adımı attığınız gün inanın bana, arkası çorap söküğü gibi gelecek.
Sonrası büyük bir huzur.
Paylaş