Atıkla güzel olunabilir mi?

Muhteşem kasım, Black Friday, hatta gelmek üzere olan Cyber Monday gibi tüketim amaçlı çılgın alışveriş günleri üzerine moda ve sürdürülebilirlik kavramı arasında ciddi denge sorunu ortaya çıkmış durumda.

Haberin Devamı

Bu gıda sektörü için de geçerli.
Gereksiz büyüklükteki porsiyonlar, şuursuz yapılan market alışverişlerinden kaynaklı bir sürü çöpe giden malzemeler...
Peki gıda dahil tüm bu çöpe giden malzemelerin tekrar kullanılmasından ortaya çıkan yaratıcılıkla gardırobunuzun demirbaşlarına kavuşmaya ne dersiniz?
H&M modayı değiştirme çabasıyla bizi “atıkları giymeye” teşvik ediyor.
“Moda sektöründeki en büyük tüketim problemi ve fabrikalardaki uygunsuz çalışma şartları hep H&M’den kaynaklı, bu nasıl bir kavram kargaşası?” dediğinizi duyar gibiyim.
Dünya genelinde gelen tepkilere duyarsız kalmayıp, tüm bu şartları düzeltmek için yıllardır mücadele eden, tamamen geri dönüştürülmüş malzemelerden tasarladıkları modellerle, 2012 yılında ilk defa tüketiciyle buluşturdukları Conscious Exclusive koleksiyonu ile tüm markalar arasında öncü olan da yine kendileri.
Gezegenin şu anda içinde bulunduğu tehlikeli durumu tersine çevirmeye çalışıp, olumlu gelecek üzerine odaklanmaları, gıda mahsulü atıkları doğal liflere dönüştürerek yenilikçi kumaşlar üretmeleri, atığa odaklanarak yaratıcılığı ve sürdürülebilir modanın sınırlarını zorlamaları, tüketici olarak benim ayrımcılık yapmamı ortadan kaldırıyor.
Özellikle 2012 yılında, yılda bir kez çıkardıkları bu koleksiyon gamını yılda ikiye çıkarmaları ayrıca mutluluk verici çünkü kelimenin tam anlamıyla atıktan gelen güzelliği üzerimde taşımaktan kendi adıma gurur duyduğumu söyleyebilirim.
Artık sürdürülebilir modanın geleceği bu koleksiyonlara bağlı olduğu için moda ve güzellik kavramları da değişmeye başladı.
O yüzden atıktan elde edilen muhteşem materyaller ve günlük hayatımızın vazgeçilmezi olacak birçok farklı model ile karşı karşıyayız.
Ama en büyük haber H&M’in Stockholm ve Berlin’deki iki mağazasında kiralama hizmeti sunmaya başlaması.
İlk olarak koleksiyonun en kilit 6 parçası ile başlamışlar.
Hatta bazı ürünleri ise sadece kiralamaya özel olarak üreteceklermiş.
İşte bu büyük zincir markalar arasındaki dengeyi altüst edecek, devrim niteliğinde bir adım.
Eminim ki kiralama hizmeti hızlıca dünya genelindeki mağazalarına yayılıp, koleksiyon adetlerinin artırılmasıyla devam edecek.
Birkaç sene sonra kiralamada bekleme sırası oluşursa hiç şaşırmam.
Peki bize düşen ne?
En azından tüketimden çılgınlığından kaçamıyor olsak bile, giymediğimiz, küçük gelen, yıpranmış ne varsa mağazalardaki atık kutularını bu kıyafetlerle doldurmak.
Bu her şeyden önce dünya vatandaşı olarak hem kendimize hem de çevreye karşı görevimiz.

Yazarın Tüm Yazıları