Paylaş
BEN hayatım boyunca bu kadar saçma bir film izlemedim. Yazık olmuş harcanan paraya, verilen emeklere.
Türkiye'de yaşadığımız düzeysizliği bu kadar düzeysiz anlatan filmi izlerken Metin Akpınar'a üzüldüm.
Dünya çapında bir yeteneğin böyle bir filmde oynama talihsizliği beni uzun uzun düşündürdü.
Türk filmlerini izlerken yapımcının ve yönetmenin ayakları yere değmeyen öykülere neden yöneldiklerini bir türlü anlayamamışımdır.
Saçmalık ve mantıksızlık konudan başlar hep. Onun üstüne cılız sinema kültürü ve ilkel teknoji eklenir.
Dar bütçe, olanaksızlıklar ise işin tuzu biberi olur.
O zaman da ortaya çıka çıka Abuzer Kadayıf gibi ucube çıkar.
Nedense Türk filmciliği, üç beşi dışında oldum olası ham hum şarolopçuluktan, hap yap para kap cingözlüğünden bir türlü kurtulamadı.
Para kazanmak için emek vermeden, en ucuz yolları kullanma alışkanlığının nasıl iliklerimize işlediğinin son örneği de Abuzer Kadayıf.
Eğer bu kadro film yapma işini ilkeli bir anlayışla ele alsa, Abuzer Kadayıf gibi bir saçmalığı mümkün değil yaratmazdı.
Ne yapalım...
Biz Türkiye'de kültürün iyice yere yapıştığı bir dönemi yaşıyoruz.
* * *
İşte bu nedenle de uluslararası arenalarda Türk sanatçısı olarak çıkarabileceğimiz insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Ama içeride bol bol silahla yakalanan, kadın döven, sağa sola saldıran, küfreden, sahnede göbek atıp kırıtan veya bacak açan sanatçılar (!) yetiştiriyoruz.
Şu İbrahim Tatlıses'in suç karnesine bakın.
Geldiği noktayı her gün biraz daha hazmedeceğine tam tersini yapıyor.
Son olayda elleri kelepçeli adliyeye götürülürken utancından yerin dibine geçeceğine etrafa gülücükler dağıtıyor.
Dünyanın hangi toplumunda İbrahim Tatlıses gibi çelişkiler içinde olan bir şarkıcı var?
Bu Tatlıses'in suçu mu, yoksa ona bunca sabıkadan sonra hálá ‘‘Türkiye seninle gurur duyuyor’’ diye bağıranların mı?
Bunu iyi düşünmek gerekir.
Tamam, İbrahim Tatlıses, toplumun çok büyük kesiminin beğenisini, hayranlığını kazanmış bir sahne adamı.
Artık durulup oturması, bu sevgiyi taşıyacak olgunluğa erişmesi gerekir.
Nedense bunu yapacak bilinç düzeyini bir türlü yakalayamıyor.
* * *
Hiç kuşkusuz toplum olarak bizi bu noktaya sürükleyen neden, kültür düzeyinin giderek gerilemesi.
Bu da eğitim sistemimizin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
İnsanlarımızı bu çağın insanı olarak yetiştiremiyoruz.
Televizyonlarımıza bakın.
A'dan Z'ye kadar insanlarımıza kültürsüzlük, arabesklik aşılamıyor mu?
Hangi kanalda eğitici bir program var?
Televole kültürü, bir kanser gibi hemen her yeri sarmış.
Böyle bir toplumda doğal olarak en iddialı film çıka çıka Abuzer Kadayıf olarak çıkıyor karşımıza.
Zaten toplumumuzun hemen hemen tamamında arabesk yaşam egemen değil mi?
Bu yozlaşmanın içinde öylesine kaybolmuşuz ki, düzgün işleyen hiçbir kuruma tahammül edemiyoruz.
İşte Yekta Kara örneği...
İstanbul Opera ve Balesi'ni çağdaş çizgiye taşıdığı için bakanın ve genel müdürlerin hışmına uğradı.
Sanatsever başbakanımızın ise bu kıyıma kılı bile kıpırdamadı.
Bizim gerçek sanatla işimiz yok çünkü... Biz arabesk bağımlısıyız.
Bu illetten ne zaman kurtuluruz, onu ancak Tanrı bilir.
Paylaş