Bayraklı ve Karabağlar halkı ne diyor?

YENİ iller, ilçeler... Bazı beldelerin kaldırılması... Yeni yerleşim birimleri oluşturulması...

Türk bürokrasi ve siyasetinin çeşitli dönemlerinde rastlanan türde gelişmeler...

Canım 12 Eylül öncesinde 67 il yok muydu Türkiye’de?

Bugün kaç?

Dedim ya; bu konular hep gündeme getirilir, hep de tartışılır.

AKP hükümetinin son olarak gündeme getirdiği düzenlemelerle İzmir’de de iki yeni ilçe oluşturuluyor.

Çok sayıda belde belediyesi ise tarihe karışıyor.

Konu dillerde.

Destekleyen de var, karşı çıkan da.

Ama... Konuya salt politika gözlüğü ile bakmamak gerek.

Anımsadığım kadarı ile Karabağlar için de, Bayraklı için de neredeyse 10 yıldan beri ilçe çalışmaları yürütülüyor.

Birçok milletvekili bu konuda teklif de hazırladı.

"Karabağlar ilçe olsun", "Bayraklı ilçe olsun" diye...

Olmadı. Şimdi yapılacak.

Karşı çıkanların gerekçesi; altyapısı hazır olmayan Bayraklı ve Karabağlar’da sıkıntı yaşanacağı.

Bu sıkıntıların halka zorluklar yaşatacağı.

Destekleyenler ise; "işimiz kolaylaşacak, biz bunu çoktan hak ediyorduk. İyi yöneticilerle hızlı bir gelişme yaşarız" diyorlar.

Tabii... Konuya "siyaset bulaştıranlar" da var.

Onlara göre de; "AKP Karşıyaka ve Konak’ı alamayacağını anlayınca bu iki yeni ilçeyi kurdu. Orada başarılı olacak. Böylelikle Büyükşehir için de avantaj elde edecek."

Böyle bir plan olabilir.

Ama... "Her plan başarılı olacak" diye bir kural mı var?

Kaldı ki; olaya salt bu pencereden bakmanın pek de doğru bir yaklaşım olacağını düşünmüyorum.

Unutulmamalı ki; birçok durumda "evdeki hesap çarşıya uymaz".

Üstelik AKP yönetimi de bunu bilecek kadar deneyimli.

Konu; siyasi bir karardır.

Ve kararı alanlar uygulamada kararlıdır.

Sonuçları daha sonra ortaya çıkacak.

Doğru mu? Yanlış mı?

Değer mi? Değmez mi?

Ama... Özellikle Bayraklı’da büyük tepki gösteren muhtarlar da dikkate alındığında bir "acaba?" sorusu da akıllara takılıyor.

Ve hemen buradan bir çağrışım:

Niye demokrasi denenmez?

Yani... Orada yaşayan insanların tercihi!

İlçe olmayı istiyorlar mı? Karşılar mı?

Yani... Referandum... Halkoyuna başvurma...

Bu çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilir.

Üstelik bu şekilde toplumun belirli kesimlerinde yaşanan gerginlik de ortadan kalkabilir.

Bu önerimi "çok lüks" bulanlar olacaktır.

Ona da saygım sonsuz.

Ama... Demokrasi bir ölçüde de insanların "özgürlüğü, seçkiyi ve etkisiz karar"ı soludukları rejim değil mi?

Özgürlüklerden niye korkalım? Referandumdan, halkoyundan...

Ve halkın kararına saygı duymak; en doğru yaklaşım değil mi?

Bakalım, ilerleyen günlerde neler yaşanacak?
Yazarın Tüm Yazıları