Talátçı hezimet

AYLARDIR, "5 milyon Türk Avrupa’da ayağa kalkıyor" diye yeri göğü inlettiler.

Afişi, ekranı ve kaşkoluyla, "bayrağını al, Berlin’e gel" diye bas bas haykırdılar.

Ne "büyük proje" böbürlenmeleri işittik ve ne "vatan fedaileri" edebiyatı dinledik.

Tekne kalıntısı ve tevellüd antikası "ricál"e mensup "katılımcı listeleri" okuduk.

Heyt ki heyt, işte Federal başkenti fethediyoruz ve işte, Speer ırmağını aşıyoruz.

*

SONRA, o 18 Mart cumartesi takvimi döndü; o "5 milyonun ayağa kalkmak" günü geldi; o "bayrağını alıp, Berlin’e gitmek" saati guguk dedi ki, heyecandan kıvranıyoruz.

Şüphe mi var, "ulusalcılar"ımız sayesinde Federal Cumhuriyet başkenti öyle "tarihi" (!) bir an yaşayacak ki, lánet "Duvar"ın yıkıldığı 1989 Kasım’ı bile hafızalardan silinecek.

Yani, tüm melánetiyle İmparatorluğu batırdıktan sonra Alman denizaltısıyla Berlin’e kaçan o İttihatçı Talát’ın 1921’de postu serdiği yer, şimdi bir "ah, vah" deryası olacak.

Büyük Friedrich’in Prusya şehri artık "Büyük Talát"ın (!) şehri diye anılacak.

Yüreğimiz patır patır, alestáda bekliyoruz.

*

BEKLİYORUZ da, hadi atma Recep, din kardeşiyiz misáli o "beş milyon"u geçtik.

Daha hadi, tam milyonu, yarım milyonu, çeyrek milyonu ve de yüz bini dahi geçtik.

Háttá, ora gurbetçilerimizin mini maçlarda bile şıpınişi topladığı on binciği de unuttuk.

Ama fotoğraflar ortada, sadece tek bir bin kişinin toplandığı bile pek çok su götürür.

Nitekim, kaçın kurrası Federal polis olsa olsa 700 kişilik bir grupçuktan söz ediyor.

Allahallah, yahu bu "tarihi" şafak vakti Türkiye ve Avrupa’dan özel uçaklar, trenler, otobüsler yola reván olacak ve "fedailer" (!) Talát’ın hortlağına susta durmayacak mıydı?

Hani neredeler ? Hangi kovuğa girdiler ve hangi deliğe sıvıştılar?

Yarısı memleketten, diğer yarısı "diyar-ı gurbet"ten teşrif buyurmuş cılız bir sen, ben, bizim oğlan kümeciği ki, in cin top oynayan "dev" (!) alanda parmakla sayılıyorlar.

*

İŞTE işte, "organizatör" (!) sıfatıyla tam kadro ve máaile hazır bulunan binde sıfır virgül küsurátlık "Karanlıkçı Maocular" partisinin bilûmum şef ve militanları oradalar!

Yine işte, düşmez kalkmaz bir Allah ve Rabb’ım göstermesin, "ikbal günleri"nde "militan" (!) demokrasi diye asıp kesen ve "laiklik zaptiyesi" değnek sallayan; şimdiyse dış kapının mandalından "cö" yapıp "Kemalist" yafta kullanan eski "ricál" de boy gösteriyor.

Sonra, Avrupa’da taşıma suyla kurdurtulan bazı "Atatürkçü" derneklerin ve uyarıya rağmen yine de tongaya basan tek tük "milliyetçi cenah" teşkilatlarının üyelerine raslanıyor.

Ve malûm, püf deseniz uçacak bunların tümü birden kendilerine "ulusalcı" diyorlar.

Zahir artık Ankara’nın suyu çıktı, hazretler Talát gibi bir lánetliyi Berlin’de "anma" ya yeltenerek ülkemize ve ulusumuza karşı yeni bir provokasyon daha hazırlıyorlar.

*

AMA yağma yok ve "ulusalcı"ların "Talátçı" tuzağı sökmedi. Yine şapüstü oturdular

Sırf, halen "Karanlıkçı Maocular"ın internet sitesinde durmakta olan "on binler meydanlara sığmadı" yalanını yüzlerine gözlerine bulaştırmakla kalmadılar.

"Fiyasko" kelimesi sıfır kalır, adıyla bile ülkemiz ve insanlık tarihinde tüyler ürperten bir komitacıya tapınan bu "neo-Talátçılar", milletimizin prestijini; devletimizin onurunu ve gurtbetçilerimizin esenliğini yok etmek girişiminde, yallah, tam bir "he-zi-met"e uğradılar.

Dolayısıyla, başta o gurbetçilerimiz, sağduyulu tüm insanlarımıza minnet borçluyuz.

Sonra da, soytarılığın bir sınırı var ve her meydan Berlin’deki gibi boş değil!

Büyük Mustafa Kemal’i İttihatçı Talát’la yanyana getirmeye yeltenen şu "ulusalcı" cüretkárlığın ipliğini yarın da tarihi çervede pazara çıkartarak, "hezimet"e mum dikeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları