Paylaş
Pekin
DERİN uykusundan uyanırken sabah mahmurluğuyla esnemekte olan Çin'de, eskinin o dehşet narkoz maskesine tekabül eden Mao'yu yalnız iki yerde gördüm.
Birinci mekan Pekin'in ünlü Tiananmen Meydanı'daki anıt mezardı.
Neşeli taşra kalabalığıyla beraber ve görevlilerin kesin komutuna uyarak, cam fanusun içindeki sarı mumyanın önünden hızlı adım, hatta koşa koşa geçtik.
Dolayısıyla, avanaklığımdan yararlanıp beni otuz küsur yıl önce kolayca tavlamış olan çarıklı köylü erkan-ı harbine hakkıyla bakabilmek kısmet olmadı.
Pek de umursamadım. Altı üstü, içi doldurulmuş bir ceset... Bir put...
Lenin, Stalin, Dimitrov, Ho Şi Min, Kim İl Sung say say bitmez, komünist rejimlerin neden hep Eski Mısır firavunlarını örnek alarak ‘nekrofil’ bir ölü tapıcılığına özendiğini tekrardan düşünerek, kös kös dışarı çıktım.
* * *
DİĞER Mao Zedung ise yine devasa ve ruhsuz meydandaydı. Anıt mezarın tam karşısına düşen ‘Yasak Kent’in cümle kapısında duruyordu. Koca bir portreydi.
Malum, sonradan Kruşçov'la bozuşsa bile muhterem aslında SSCB döneminin Kremlin eşrafına özendiğinden, hayattayken bu girişin balkonuna çıkar ve kah önünden akın akın geçen ‘Halk Ordusu’ erlerini, kah ‘Küçük Kırmızı Kitap’ı sallayan ‘Kızıl Muhafızları’ teftiş ederdi. İmparator usulü temennah çakardı.
Ve yine tıpkı Moskova'daki gibi, kimin yıldızının sönüp, kiminkinin parladığı, parti organı ‘Rembin Rinbiao’ gazetesinde ertesi gün yayınlanan ve ‘balkon hiyerarşisi’ni gösteren fotoğraflarla anlaşılırdı.
Şu zat ‘Büyük Serdümen’in yakınında mı yer aldı, Allah ona mutlaka yürü ya kulum diyecektir... Tersine, filanca şahıs klişe kadrajında uzağa mı çekildi, eh birazdan siyasette de kızağa çekilecektir. Hatta, belki ipi çekilecektir.
Durum beklenmedik biçimde değişse bile ne gam...
Daha düne kadar ‘Başkan’ın en yakın silah arkadaşı ve varisi' diye takdim edilen Lin Biao apar topar Pekin'den kaçmaya mı kalkıştı, gelsin foto montaj!
‘Yasak Şehir’ törenindeki eski resimden O'nun kellesi derhal çıkartılır ve yerine hemen diğerininkini konurdu. Sorgu sual kimin haddineymiş...
‘Büyük Birader’ Mao'nun narkoz uykusu yıllarında Çin işte aynen böyleydi.
* * *
FAKAT Çin değişmiş! Hem de ne değişme... Öyle az buz cinsinden değil...
Ahali yatıp kalkıp 1978'de ‘dört modernleşme’yi, yani kapitalistleşmeyi başlatan Deng Şiaoping'e dua etsin, çünkü yukarıdaki iki istisnaya Şanghay'ın Bund rıhtımı üzerindeki heykeli eklesek dahi, bütün gezi boyunca Mao Zedung'a topu topu üç yerde raslamamız, ÇHC'in ‘Cüce Deng’den beri kişi putlaştırmayı noktaladığını; böylelikle de artık ‘reşit’ çağa girdiğini ortaya koyuyor.
Üstelik, bu bağlamdaki sembolik bir Mao'yu öz itibariyle, ecdada saygı üzerine kurulu Konfüçyüs felfesesi çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.
Zaten, konuştuğumuz ÇKP üyesi bir yönetici resmi söylemi tekrarlayarak ‘Onda yüzde yetmiş doğru, yüzde otuz yanlış vardı’ dese bile, biz sözü Zedung Bey'in muhalifleri önce mimleyip sonra ortadan kaldırmak için ellili yıllarda başlattığı ‘yüz çiçek açsın, yüz fikir yarışsın’ kampanyasında getirdiğimizde hemen en gevrek kahkahayı basıyor. Ardından ‘ah, ah, açtılar’ demekle yetinse bile, aslında ‘çiçekler biçildi’ demeye getirerek ‘kızıl dönem’i reddediyor.
Daha önemlisi, Komünist Partisi'nin 1921 yılında Şanghay'da ilk kongreyi yaptığı ve şimdi gayet sade bir müze olan eski misyon okulunu gezdiğimizde, müteveffa Doğu Bloku'nda asla raslamadığım bir gerçekçilikle karşılaşıyorum.
Zira, tüm komünist örgütlerdeki gibi kurucu on üç üyeden beşi daha sonra ‘dönek’ veya ‘hain’ damgası yemiş olsa bile, şimdi tabloda onların resimleri de yer alıyor. Saygılı biyografilerde ise aşağılayıcı bir ifade kullanılmıyor.
Nerede, dün göklere çıkartılanı bugün alçak küfürlerle yerin dibine sokan Maocu ikiyüzlülük, nerede şu anki Şanghay müzesinin objektif dürüstlüğü...
Nerede, Tiananmen Meydanı foto montajıyla adam kandırmaya çalışan Zedung yoldaş sahtekarlığı, nerede fi tarihinde ‘hain’ (!) ilan edilmişlerin resmini sergilemekten artık çekinmeyen günümüz ÇKP'sinin nesnel yaklaşımı...
Evet, fanus içindeki sarı mumyası dursa bile Çin Mao'yu çoktan gömmüş.
Yarın ölmüş Mao'nun diyarında gezinmeyi sürdüreceğiz...
Paylaş