Mahallede 1 Mayıs

HER koyun kendi bacağından asılır ya, dün olup bitenler de en önce bana oldu.

1 Mayıs "cengáverler"inin (!) geride bıraktığı enkázdan söz ediyorum.

Buyrun bakalım, çünkü ikámet ettiğim mahalle şimdi kısmen tarûmar durumdadır.

Nitekim, artık bir müddet, fahiş etiketleri el yakan markete gitmek zorunda kalacağım.

Çünkü, ezelden beri alışveriş ettiğim ve fiyatları daha bir ehven olan mağazanın ne camı, ne çerçevesi, ne de kepengi kaldı. Yenileri takılana kadar, mafiş!

Her ne kadar yerli sermayeye olsa bile, "eylem koyanlar" (!) burasını da unutmadı.

***

SONRA, banka şubemin hem vitrini, hem de para dağıtıcısı tuzla buz oldu.

Eyvah ki eyvah, zira şimdi, aynı finans işletmesine ait ve sağlam durumda başka bir dağıtıcı bulacağım diye, şehir kazan, ben kepçe ve tabanvaya kuvvet, artık aran Allah aran!

Çünkü malûm, eğer başkalarınınkini kullanırsanız her defasında hesaptan komisyon kesiliyor ki, bir, üç, beş, buna maaş ve cüzdan mı dayanır?

Fakat Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek zorundayım.

Zahir görünümü daha az cazibeli olduğu, yahut da polisler çabuk yetiştiği için, küçük haytaların; daha doğrusu Vandal çırakların benim şubeye verdiği zaiyat, Sıraselviler’in aşağısındaki diğer bankaların durumuyla karşılaştırıldığında nispeten "hafif" (!) sayılabilir.

Ötekiler, 6-7 Eylül 1955 "pogrom"uyla yarışacak bir perişanlık sergiliyorlar.

Hele hele, berberden ahbap olduğum mahalle muhtarına ve diğer küçük esnafa ait dükkanların Akarsu’daki sefil haliyle kıyaslandığında, "sağlam" (!) bile addedilebilir.

***

SONRA, belki "Walhala" cinsinden ama demek ki o Vandalların bile Allah’ı var!

Meselá, Volkan’ın kahvesine hiç dokunmamışlar. Kılına hálel gelmemiş.

Eh, salaş çardak, topal masa ve muşamba iskemle falan, dış görünüm itibariyle asla "burjuva" (!) izlenimi vermediğinden, ne ilişecekler ki ? Bu kadar da insafsız değiller ya!

Nitekim, ortalık az yatıştıktan sonra, demin atılmış bombalardan genzimiz yana yana ve yukarı itilmiş gaz maskeleriyle enfes bir sürrealist tablo sunan fotoğrafçı, televizyoncu ve gazeteci taifesi arasında, refakatçimle birlikte aynı yerde çayımızı içerken, halimize şükrettik.

Öyle ya, ya arbede bizim eve kadar da tırmansaydı ve başımızı soktuğumuz mekán "devrimciler"le (!) aynasızlar arasında kalıp kim vurduya gitseydi, ne yapardık?

Yandı gülüm keten helva, gel de ev sahibine dert anlat ve sigortadan tazminat kopart!

***

İMDİİ, ben asla komplo teorisi kurmam ama, bazı şeyler de aklımdan geçmedi değil.

Sakın bu zibidi Vandallar 1 Mayıs’ı fırsat bilip etrafa saldırırken, aslında, öncüsü olduklarını iddia ettikleri "şanlı proletarya"ya yeni iş alanı açmayı tasarlıyor olmasınlar?

Çünkü ortada, camcısı, marangozu, boyacısı falan, şimdi bir bölüm esnafa gün doğdu.

Hayır, bunu söylerken, maskaraların o marangoz, camcı veya boyacıların çocukları olduğunu ve ebeveynlerine istihdam sağlamak için bunları yaptığını kastetmiyorum. Haşa!

Şıkıdım switşört kukaletalarını başlarına geçirerek ve sinye blucin ceplerinden telefon çıkartarak sağı solu taşlayanlar eğer "proleter"se (!), eh bu takdirde ben de Rockfeller’im!

(?) ve tekrar (?).

***

CİDDİ NOT: Sonu bağlayamayacağım, zira etraf yine karıştı ve helikopter pervanesi çatıya değiyor. Yemin ediyorum ki şu an, saat 15.32’de evin önünde arbede vuku bulmaktadır.

Tam eşikteki bir bombanın dumanı dış kapı altından içeri sızdığı için de, yüzümü ıslak havluyla örtüp ve kellemi mümkün mertebe sakınıp, kovanı daha uzağa atmaya çalışacağım.

"Allah yardımcın olsun" dediğinizi bildiğimden sizlere şimdiden teşekkür ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları