İBRANİ değil Arami kökenli olan bu kelime Yahudiliğin ölüm duasını tanımlar.
Salihleri yad eder ve Müslümanlığın ‘‘Fatiha’’sıyla benzeşir..
Dolayısıyla, en önce, ‘‘Neve Şalom’’ ve ‘‘Betyaakov İsrael’’ sinagoglarına düzenlenen kahpe saldıralarda hayatlarını yitirmiş Musevi ve Muhammedi yurttaşlarımızın ruhuna ‘‘Kadiş’’ ve ‘‘El Fatiha’’! Yaralılara da acil şifalar!
Rabb'ın gazabı ise masumları katleden alçakların üzerinde olsun!
* * *
O alçakların örgütsel kimliği ise artık üç aşağı beş yukarı kesinlik taşıyor.
Fakat buna gelmeden önce hemen şunu söyleyeyim ki, psikanalitik açıdan bakıldığında, cürmü işleyenler her halükarda ‘‘İslami’’ (!) yaftalı ‘‘nihilist’’lerdir.
İlk 19. asır teorisyenleri de Alman filozof Nietsche ve Rus yazar Pissarev'dir.
Yine Rus yazar Turgenyev ise ‘‘Babalar ve Oğullar’’da yarattığı roman kahramanı Bazarov'la söz konusu ‘‘hiçe inanç felsefesi’’ni (!) ‘‘meşhur’’ kılmıştır.
Çok özetlersem, ‘‘delirium’’ derecesindeki tepkisel ve hasta ruhiyatların meylettiği bu ‘‘nihilizm’’de, öldürmek dahil her şey mübahtır. Zira, her şey ‘‘hiç’’tir.
İşte, isterlerse kamyonetle infilak ederken kelime-i şehadet getirmiş olsunlar, sinagog kıyamının failleri de yukarıdaki ‘‘hiçe inanç’’‘‘nihilizm’’inin meczuplarıdır.
Onun Ortadoğu salçalı ve ‘‘Dar-ül İslam’’ patentli post - modern katilleridir.
Üstelik, Alamut Kalesi'nin Hasan Sabah‘‘haşişi’’lerinden beri aynı Ortadoğu ve aynı ‘‘Dar-ül İslam’’ toprağında böyle bir‘‘hiçe inanç’’ın maddi harcı vardır.
Dolayısıyla, gökdelenlere uçak saplayan bin Ladin'den, onun müridi olarak şehrimizdeki katliamı üstlenen canilere, hepsi ‘‘Müslüman’’ (!) etiketli ‘‘nihilist’’lerdir.
* * *
NİTEKİM, az bir yanılma payını saklı tutmak kaydıyla, saldırganların örgütsel kimliğini saptamak için de aynı bin Ladin'in ‘‘El Kaide’’sini işaretlemek gerekiyor.
Belki altyapı edinmek için bizim bazı alçaklarımızdan da ‘‘levazım’’ takviyesi görmüş olabilirler ama, hiç kuşku yok ki, kıyam buram buram Ortadoğu kokuyor.
Zaten, ‘‘İBDA-C’’ye yakın ‘‘Akademya’’ dergisinin dün internetten yaptığı açıklamayla sorumluluğu reddetmesi bir yana, bu dergiyi biraz izleyenler söz konusu örgütün böylesine eylemlere ‘‘İslami nihilist’’lerden farklı baktığını bilmektedir.
Kaldı ki, ‘‘Ebu Hafız el-Masri Tugayları-El Kaide’’ imzalı olarak ‘‘Kuds-ül Arabi’’ gazetesine gönderilen ve cinayetleri üstlelen mesajı nüansla karşılasak dahi, bizzat kahpeliğin yöntem ve içeriği ‘‘kaidesizlik’’, yani ‘‘El Kaide’’yi diye bağırıyor.
Unutmayalım ki, cinayet şebekesi ‘‘nerede Yahudi varsa katledin’’ fetvasını verdikten sonra, Tunus'un Cerba'sından Fas'ın Kazablanka'sına, hedef alınan Musevi ibadethaneleri nispeten ‘‘ılımlı’’‘‘Dar-ül İslam’’ devletlerinde bulunuyordu.
Eh, ‘‘Müslüman Muhafazakar’’lar iktidardaylen bile İsrail'e dost, ABD'ye yakın ve ‘‘anti semit’’ rezilliğe uzak duran bir Türkiye o ‘‘hiçe inançlı’’ların ‘‘çomaklamak’’ istediği ilk hedeflerden birisini şekillendiriyordu. ‘‘Arabi’’ olmaması da cabası…
Üstelik buradaki denkleme, New York'ta ikiz kuleler, Tanzanya'da ikili saldırılar ve İstanbul'da çifte sinagoglar, ‘‘El Kaide’’nin her şeye meydan okuyarak ve aynı anda farklı yerlere vurarak ‘‘kendisini ispatlamak’’ arzusunu eklemek gerekiyor.
Büyük ihtimalle, ‘‘Neve Şalom’’ ve ‘‘Betyaakov İsrael’’ kıyamlarının ülkemizde hiç denenmemiş intihar saldırıları olması ise hipotezi daha da güçlü kılıyor.
‘‘İslami nihilist’’lerin ‘‘hiçe inanç’’ına rağmen, katliamda hayatını yitiren Musevi ve Muhammedi salihlerimizin ruhuna tekrar ‘‘Kadiş’’ ve tekrar ‘‘El Fatiha’’!