Ekran kuşu

HÜCUM şu cümleyle başlamıştı:

‘Başkanlık makamına oturan insan bu kadar da yaşlı olmamalı’.

Savunma falan değil, anında karşı hücum geldi:

‘Tecrübe ve olgunluk yoksunu rakibimin gençliğini eleştirmek nezaketsizliğini göstermeyeceğim’.

Her şey o an ve orada bitti!

* * *

YUKARIDAKİ diyalog; daha doğrusu polemik; hatta belki daha daha doğrusu ‘çuvaldızlaşma’, 1984 Amerikan seçimleri arifesinde gerçekleşmişti.

Zaten dört yıldır başkanlığı sürdüren Cumhuriyetçi Ronald Reagan’la, ona karşı Demokrat aday Walter Mondale kameralar önünde böyle ‘dalaştılar’.

Ve, rakibinin ‘ihtiyarlığına’ atıfta bulunmak gafletine düşen Mondale, tüm medyanın hanidir ‘iletişim dáhisi’ olarak nitelendirdiği Reagan’dan ‘ağzının payını alınca’, bu defa sandıklar önünde de aynı ağzını poyraza açtı.

Ah televizyon sen nelere kádirsin, yukarıdaki ‘süper gaf’ seçim kaybettirdi.

* * *

TAM yirmi yıl öncesinin vukuatına değinmem, önceki gece; yani bizim saatle dün sabah Florida’da bu kez ‘W’ rumuzlu George Bush’la Demokrat hasmı John Kerry arasında tekrarlanan yeni ‘ekran düellosu’ndan kaynaklanıyor.

Eh, işim gücüm yok da tartışmayı naklen izlemek için ‘sihirli kutu’ önünde horoz vaktini bekleyecek değildim ama, dün bütün istasyonlarda tekrar tekrar yayınlanan ‘çekişme’nin ana hatlarına şöyle alıcı gözüyle iyicene baktım.

Ve inanın ki ‘W’ rumuzluya duyduğum derin alerjiden ötürü değil, mümkün mertebe ‘nesnel’, ‘mesafeli’ ve ‘empatik’ davrandığım takdirde bile, yine de Kerry’nin kameralar önünde Bush’a ağır bastığı kanaatini taşıyorum.

Kabul, ‘fark attı’ diyecek kadar ileri gitmiyorum. Ancak, Bostonlu senatörün özellikle Irak konusundaki yaklaşım ve argümanları bana, Teksaslı kovboyun gayet harcıalem ve bildik ‘edebiyat’ına oranla çok daha ‘oturaklı’ geldi.

Tamam da, hariçten gazel okuyan bana öyle gelmiş, kaç para eder?

Acaba gelecek ay sandıkta başkanını seçecek olan ABD halkına nasıl geldi?

* * *

‘DÜELLO’nun hemen ertesinde dün yayınlanan ilk ‘mini sondajlar’ biraz yüreğime su serper gibi gözüktü. Çünkü onlar da benim gözlemimi doğruluyor.

İstisnasız hepsinde, kamuoyu cevapları, John Kerry’nin George W. Bush’tan ‘daha ikna edici’ performans gösterdiği yönünde şekilleniyor.

Aman aman, şeytan kulağına kurşun, inşallah öyledir?

Öyledir de, bu ‘teorik’ kanı seçim günü ‘pratik’ olarak ortaya çıkar ve Yeni Dünya’sı, Eski Dünya’sı ve bütün dünyası ‘W’ rumuzludan hayırlısıyla kurtulur.

* * *

SAKIN, ‘altı üstü bir ekran tartışması, ona mı ümit bağlıyorsun’ demeyin.

Evet evet, ona ümit bağlıyorum ya! Başka neye bağlayacak mışım ki?

Nixon’a karşı Kennedy’yi zafere kavuşturan tarihin ilk ekran düellosunu hatırlayın ve oradan yukarıdaki Reagan-Mondale ‘çuvaldızlaşması’na uzanın; buna, Turgut Özal’a darbe ertesinin ilk seçimini kazandıran üçlü tartışmayı ekleyin, sevsem de sevmesem de, çağımız dünyasında ‘kuş’ hep ‘sihirli kutu’dan çıkıyor.

Dolayısıyla, tekrarlıyorum ve de hadi hayırlısı, dün sabahki ‘bilek güreşi’nden sonra belki bu defa o kutudan John Kerry’nin ‘güvercin’ kuşu çıkar?
Yazarın Tüm Yazıları