Hadi Uluengin: ‘Cool’ insanlar alemi

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Clinton'un kanape arkasına iliştiği, Ecevit'in de biraz alestada durduğu fotoğrafla birlikte kopan patırtı beni ‘İnsanlar Alemi’ kitabına götürdü.

‘Kaşifler Alemi’, ‘Hayvanlar Alemi’ ve ‘Yeryüzü - Gökyüzü’ başlıklarıyla birlikte dörtlü bir bütün oluşturan ve ilk baskısı 1939 yılına uzanan bu kitap Faik Sabri Duran imzasını taşısa da aslında tercüme bir derlemedir.

Hepsini birden ‘Cumhuriyet aydınlanması’ çerçevesinde irdelemek gerekir.

Nitekim, kuşağım öncesine uzansa bile okuma yazmayı söktüğüm an elime tutuşturulan yukarıdaki dört cilt formasyonumda hayati rol oynamışlardır.

Bilhassa da ‘İnsanlar Alemi’ !..

* * *

ÇÜNKÜ onun sayesinde öğrenmişimdir ki, Yeni Kaledonya ahalisi yere yatarak selamlaşır. El sıkma geleneği de derebeyine kulluk bildiren köylüye uzanır.

Çöl kabilelerinde ise ikram edilen kahveyi bitirmemek hakaret addedilir.

Onun sayesinde öğrenmişimdir ki, Üsküdar ziyaretlerinde büyükbabamın elini sevgiyle öpmeme rağmen bu adet Arabidir. Cava İslamı'nda geçerli değildir.

Ve ‘İnsanlar Alemi’ kitabı sayesinde anlamışımdır ki, bana ‘terbiye’ diye öğretilen şey müthiş görecelidir. Kültürde, zamanda ve coğrafyada değişir.

Evrensel ‘terbiye’ yoktur ve benimkisi de mevcutlardan tek bir tanesidir.

* * *

HANİ şu klip televizyonu ‘vicey’lerinin durmadan tekrarladığı ve yetişkin gençlik grubunun dil pelesengi ettiği ‘cool’ (kul) sözcüğü var ya, ‘laubali’den ‘samimi’ye uzanan bir skalada ve ‘rahat’ın tüm varyantlarını kullanarak anlam üretin, bu kelimeyi tercüme mümkün değil. Aslında tercümeye de ihtiyacı yok.

‘Cool’, bir hal ve oluş tarzı! Bir mevcudiyet biçimi! Bir hayat şekli!

Çin'den Maçin'e ve Hint'ten Rind'e, seremonyal şekilciliği umursamayan ve Hatice'ye değil neticeye bakan yeni ‘İnsanlar Alemi’ne ‘cool’ damga vuruyor.

İsyankar güfteyi ritmle ehlileştiren rap müzikten şirket yönetim kurulu toplantısında kravat fora eden patrona; ekranda aşk mektubu yazan internet sitesinden Ecevit karşısında kanapeye ilişen Clinton'a, çağımızda evrensellik kazanan yegane ve yegane ‘terbiye’yi ‘cool’ biçim oluşturuyor.

* * *

İNKARI yok, ‘cool’ hal ve oluş tarzı köken itibariyle Yeni Dünya'lı.

Çünkü malum, durağan ve hiyerarşik Avrupa'ya oranla çok daha devingen ve eşitlikçi olan ABD toplumu, kuruluşundaki özgürlükçü ruhtan dolayı şekilciliği fazla umursamamış ve ‘rahat’ insani ilişkileri daima ön plana çıkartmıştır.

Bu ‘rahatlığın’, aynı kültür aidiyetini taşımasına rağmen oturmuş burjuva Avrupa'yı bile bazen ‘irkilttiği’ düşünülürse, amir önünde düğme ilikleyen ve kolektif bilinçaltında el pençe divan duran bizim toplumumuzu ‘şoke etmesini’ ve onun tarafından ‘normal’ addedilmemesini haydi haydi anlamak gerekir.

Fakat ‘normal’ nedir ?

‘Normal’ Üsküdar'da büyükbaba eli öpmek midir, yoksa eline davranıldığı takdirde kendisine hakaret edildiğini düşünecek Japonun, benim müthiş ifrit olmama ve sahtekar bulmamama rağmen yerlere kadar eğilerek selamlaması mıdır ?

‘Normal’, ‘itaat toplumu’ refleksiyle diz üzerine kol bitiştirip mumya gibi oturmak mıdır, yoksa karşınızda bacak bacak üstüne atmış insanın sizin bu halinizi görünce gayet içten bir ‘kabız mısınız ?’ sorusu yöneltmesidir ?

‘İnsanlar alemi’ndeki ‘normal’ tanımı ve ‘terbiye’ kavramı çok izafidir.

Ancak, ‘Amerikan kültür emperyalizmi’ diye popo yırtmak da faydasızdır.

Vakıa ortadadır ve gidişat ‘cool terbiye’nin ‘normalleşmesi’ yönündedir .

Kaldı ki bana sorarsanız, ‘saygı’ adına baston yutmuş bir hazırolda susta duran ‘itaat toplumları’nın, klip televizyon ‘vicey’leri ve internet siteleri mektupları sayesinde ‘cool’leşmesi, özünde hiç de fena bir şey değildir.

Şüphe yok, ‘İnsanlar Alemi’ndeki yeni hayat ‘cool’ mecralara akmaktadır.



Yazarın Tüm Yazıları