Bilim, kutsal ve evrim

BİRİNCİ olarak, bilimde "kutsal" yoktur. Olamaz.

İkinci olarak, o "kutsal"ın illá bilimle çatışacağına dair de bir kural mevcut değildir.

Ve nihayet üçüncü olarak, söz konusu bilim de "kutsallaştırılamaz".

***

BU takdirde doğru, evrenin iláhi bir el tarafından ve tamamlanmış olarak yaratıldığını vaaz eden din mitolojileriyle çeliştiği için, "bilimsel" bir "Evrim Teorisi" o "kutsal"lı sarstı

Bundan dolayı, "Türlerin Kökeni"nin yayınlandığı 1859 yılından beri tepki yağıyor.

Tabii burada dikkat, "sınanmamış veriler bilimsel olamaz" ilkesinden yola çıkan Karl Popper’in Darwin kuramını "metafizik bir araştırma programı" olarak nitelemesine rağmen, ben yine de aynı teorinin "bilimsel" olduğunu vurguladım.

***

ÖYLE, zira mikrobiyoloji, paleo-antropoloji ve paleo-arkeoloji, genetikbilim gibi son yıllarda dev hamleler yapmış olan tüm branşların daima "Evrim Teorisi"ni doğrular yönde bulgular sunması bir yana, Avusturyalı filozof "tecrübe ilkesi"ni geleceğe dayandırmıştır.

Oysa, geçmişe yönelik gözlem sınaması da bir şeyin "bilimsellik"ini doğrulayabilir.

Zaten sözünü ettiğim dalların gerçekleştirmekte olduğu şey de budur.

Kaldı ki, geçmiş-gelecek kavramını göreceli kılan "İzáfiyet Teorisi" hálá "kuantum fizik"iyle tam kesişmiyor diye bunlardan birinin "gayr-i ilmi" olduğunu söyleyecek değiliz.

***

ÖTE yandan, çoğu din mitolojisinde mevcut olan yaratılış efsanesine rağmen, oralardaki "kutsal"ın "evrimbilim"le (!) çeliştiğine dair bir kural da yoktur.

Burada belirleyici olan nokta o mitolojilerin nasıl okudunduğudur!

Eğer "Tekvin"i kesin dogma kılar ve Tanrı’nın evreni yedi günde yarattığını mutlak addederek Eski Ahid’deki metaforu görmezseniz, tabii ki Darwin’e de düşman kesilirsiniz.

Ancaak, insan ister maymundan insin, ister "Big Bang"e uzansın, "peki, ya daha öncesi ve daha ötesi" sorusunun ortadan kalkmadığını; dolayısıyla da bilimin o insanın fıtratındaki metafizik arayışları cevaplayamadığını bilerek, başta din, imani paradigmalardaki "kutsal"ı daha elástiki yorumlarsınız, "Evrim Teorisi"yle hiçbir sorununuz olmaz.

Nitekim de, önce Papa 9. Pius’un ağzından Darwin’i "Deccálin parmağı" (!) diye aforozlayan Katolik Kilisesi’nin daha sonra "teorinin ötesinde inandırıcılığı var" demesi, yukarıdaki elástikiyetle donanmış ve bu defa İsevi teolojiyi etkilemiş bir evrim değil de nedir?

Fakat buna karşılık, yobaz Amerikan Protestanlığına uzanan ve şarlatanlığı "bilim" (!) diye yutturmaya kalkışan "yaradılışçılar"ın sunduğu şey "bilim" (!) falan değildir!

Teoloji bile değildir ve ákide şekerine bulanmış en bağnaz teokrasinin tá kendisidir!

Hem Kûr’áni, hem içtihádi açıdan böyle bir sorun yaşaması gereken İslam bünyesinde de aynı familyadan "yaradılışçılar"ın peydahlanması ise akıllara sedá bir gelişmedir.

***

DİĞER taraftan, tabii ki "Evrim Teorisi" de dahil, bilim de mukaddes kılınamaz.

Onu kutsallaştırmak, tıpkı Charles Darwin karşıtı "yaradılışçılar"ın teokratik açıdan yaptığı gibi, bu defa da seküler açıdan, bilimi totaliter dogmayla donatmak olur.

Böyle bir yaklaşım ilmiyeti "ideolojileştirmek" anlamına gelir ki, sonsuz tehlikelidir.

Nitekim, hiç ilgisi yoksa bile yine de İngiliz alime mal edilen ve "sosyal Darwinizm" denilen böylesine bir "kutsallaştırma", nihayetinde, "aşağı insan" (!) katlini vácip gören bir "öjenizm"e ve ona ölüm gazı kusturmayı "doğal seçim" (!) addeden bir Hitler’e varmıştır.

Oysa tam tersine, "Evrim Teorisi"nin insanı ulaştırdığı en üst aşama hem yukarıdaki metafizik varoluş sorusudur, hem de o "aşağı olan"la (!) "dayanışma maneviyatı"dır.

Evet evet, "insanın evrimi", başta dini inaçlarla, yukarıdaki etik arayışın macerasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları