BAŞLIĞI, ‘İslami nihilist’lerin son Hobar katliamından yola çıkarak koydum.
Suudi Arabistan’la ‘El Kaide’ arasındaki ilişkiyi saptamak için kullanıyorum.
Çünkü kimse şüphe duymasın ki, Riyad başkentli devlet özünde, Usame bin Ladin ve fasilesinden alçakların daima esas ‘ağababası’ oldu. Hálá da öyledir!
Hayır, bununla sırf, kabile kökeni Yemen’e uzanan meczup caninin aslında tüm ‘kariyer’ini (!) kılınç sancaklı ülkede yapmış olmasını çağrıştırmadım.
Kastettiğim şeyi, ‘Vehabianavatan’ Suudi Arabistan’ın tá en baştan beri, ‘El Kaide’ türü ‘kargalar’ı maddi, manevi ve mali açıdan beslemiş olması oluşturuyor.
* * *
ÖYLE, zira Mısır’ın ilk ‘Müslüman Kardeşler’ örgütünden, sonraki Cezayir’in ‘Silahtar İslam’ gruplarına; Bosna’nın paralı ‘Cihad’ lejyonlarından, Çeçenistan’ın terörist savaş ağalarına, Suudi devlet, tarihe kör bakan ABD’nin de zımni takdisiyle, Kuran adına ‘seri cinayet’ gerçekleştiren tüm şebekelere oluk oluk ‘yem’ akıttı.
Nedenlerine geleceğim ama her halükarda Riyad, artık ‘uygarlık çatışması’na dönüşen badirenin ve İslam’ın bu denli ‘ayağa düşmesi’nin en baş sorumludur.
Fakat bir yanda gırtlaklarından boğazlanan masum rehineler, diğer yanda kırk doları aşan petrol varili, aşiret krallığına dönüp ‘mehel olsun’ dememi engelliyorlar.
Çünkü, Mekke-i Mükerreme diyarında ciddi bir teşkilat yapısı ve kitle desteği bulunduğu anlaşılan ‘El Kaide’ burada daha da güçlenirse, tam bir kaos gelecektir.
En ‘komando’ (!) zaptiyesi bile canilerin tüymesine aval aval bakacak kadar fos çıkan ve Hacar Şiilerinden aşiret komplocularına dek zaten için için kaynayan Suudi Arabistan aniden tepetaklak yuvarlanırsa, biline ki, yandı gülüm keten helva!
Böyle bir ihtimal tüm yerküreye bedeli kestirilemeyecek ölçüde pahalıya patlar.
Şu an ‘ehven-i şer’ bir ‘reelpolitik’ zorunlulukla ‘karga’yı beslemiş olanı ‘kabulleniyorum’ (!) ama yalanım yok, aslında Suudi devletten tiksiniyorum.
* * *
EVET, bu aşiretler konfederasyonu beni sırf yeni zengin görgüsüzlüğü; riyakar ve sahtekar ‘ahlakçılığı’ (!); insanı aşağılayıcı ırkçılığından ötürü tiksindirmiyor.
Bilhassa ve bilhassa, ‘çöl Muhammediliği’ni tedricen hakimkonuma geçiren ve bugünkü ‘İslami nihilizm’i yaratan ‘Vehabilik’ ideolojisinden dolayı tiksindiriyor.
Açıkçası, ‘karga’yı beslemek için atmış olduğu ‘yem’ bana öğürtü veriyor.
* * *
MALUM İmparatorluğumuza da çok çektiren ve ilk tahlilini Eyüp Sabri Paşa’nın ‘Tarih-i Vehabbiye’de yaptığı ‘Vehabilik’ 18. Yüzyıl başında, Abdülvehhap bin Muhammed adındaki meczup ve soytarı bir Bedevi tarafından icat edilmiştir.
Minarede salayı ve kabirde duayı bile yasaklayan ve Gazali’ci ‘statik İslam’adenk düşen bu tarikat daha ilk andan itibaren katliam, şiddet ve yağma uygulamıştır.
‘Proto - Müslüman’ ve vahşi bir ‘kum uygarlığı’ kültüründe yükselmiştir.
Zaten, ancak neden sonra Arabi Yarımada’da hükümranlık sağlayabilmesi de, İngilizlerin en eli bıçaklı Suud kabilesini tahta oturtulması sayesinde gerçekleşmiştir.
Yorumunu deve kılı çadıra hapsettiği Kurani anlayışa ihraç imkanını ise sebil niyetine fışkıran petrol sağlamıştır. Muhammedi kitlelerin yaşadığı modernite krizi cuk oturunca da, yarı münevverleri ‘canım, geleneksel Selefilik’ diye tevile yeltense bile, bal gibi bir vahşet ‘Vehabilik’iTürkiye’de dahil her tarafa sirayet etmiştir.
Usame bin Ladin de o ‘pandoranın kutusu’ndan çıkmış bir ‘besleme karga’dır.
Tıpkı, şimdi Suudi Arabistan’a lanet okuyan ama özünde onun ‘Vehabi’ ideolojisinin uzantısı olduklarını göremeyen bizim bir bölüm ‘İslamcı’mız gibi.