Paylaş
Güzin Abla merhaba, ben 22 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ama pandemi nedeniyle gidemiyorum. Benim sorunum aslında pek çok yaşıtımda ve hemcinsimde var.
Hayat çok kısa. Belki önümde daha upuzun bir hayat var. Ama özellikle yaşadığımız şu kötü günler o denli hızlı geçiyor ki; şaşırıyorum, durup etrafıma bakmak istiyorum, “Ben hayatın neresindeyim” diye. Ama zaman öylesine hızlı akıyor ki, kendimi sürükleniyor gibi hissediyorum.
Bu hissettiklerimin normal olup olmadığını bile bilemiyorum. Ama dediğim gibi, hayat da çok kısa ve bir genç olarak tadına varmak için sadece tek bir şansımız var.
Bu iki denklem arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyorum kendimi.
Ergenliğin getirdiği o duygusal dalgalanmaları atlattım belki ama bendeki izleri hâlâ devam ediyormuş gibi hissediyorum. Bu yüzden de belki bir kız arkadaşım dahi yok.
Konuyu bağlamak istediğim nokta burası değil aslında. Bu çok lüksmüş gibi hissetmeye başladım yıllar geçtikçe. Veya herkese nasip olmayan bir durum gibi... Adını koymak bile benim için o kadar zor ki.
Hayatımın bir noktasında durup çevreme bakabilsem, hem kendime hem de etrafıma, o zaman beni bekleyen aşkı da bulacakmışım gibi hissediyorum.
Ne yapmalıyım Güzin Abla?
Bu kıskaçtan kendimi nasıl kurtarmalıyım? Kendimi hissettiğim bu sıkışıklık belki başkalarının başına da gelmiştir. ◊ Rumuz: A.
YANIT
Sevgili oğlum, duygularını çok iyi anlıyorum. Dediğin gibi senin durumunda, şu dönemde gerçekten ciddi bir bunalım yaşayan gençler çok fazla.
Birdenbire tüm yaşamımız altüst oldu.
Zaten iş bulma zorluğu yaşayan gençlerin bu konuda umutları tümüyle yıkıldı.
Okula devam edememek de büyük bir gerginlik. İster istemez korona günleri insanları büyük bir yalnızlığa sürüklüyor.
Biz ileri yaştakileri bile boğan ve karamsarlığa yönlendiren bu durum, elbette ki siz gençleri daha çok bunaltıyor.
Şu dönemde bir kız arkadaş edinsen de bu beraberlik pek kolay yürüyemez ki...
Kısıtlı zamanlarda buluşmak, görüşmek zorunda kalacaksınız. Baş başa gidip bir yerde oturma, bir çay içme, bir şeyler yeme imkanı bulamayacaksınız.
Sinema, tiyatro, konser artık hepimiz için hayal oldu. Ben bile nasıl özlemini çekiyorum, bir bilsen. Bu durumda bir arkadaşlığı nasıl sürdüreceksin?
Geriye ancak bilgisayar ve cep telefonu ile iletişim kurmak kalıyor. Bu da mutlu olmak, sevmek ve sevilmek için yeterli olabilir mi?
Sen de sabredeceksin sevgili oğlum. Hepimiz gibi sabredeceksin ve bu kötü günleri geride bırakıp, tekrar eski sağlıklı günlerimize dönmeyi bekleyeceğiz.
Ve siz gençler yine, bilgisayarınıza, cep telefonunuza sarılacak, eğitiminize de o sayede devam etmeye bakacaksınız.
Uzaktan eğitim gibi, uzaktan ufak tefek ilişkilerle yetinmeye çalışacaksınız.
Ne yapalım, işte bu yüzyılın belası da bizleri buldu... Ama sadece bizi de değil, tüm dünya ile aynı kaderi paylaşıyoruz.
Umudumuzu kaybetmeyelim. Her dert gibi, bu da geldiği gibi gidecek elbette. Yeter ki güçlü olalım, sağlığımızı da koruyalım.
Paylaş