Sevgili Güzin Abla, yazılarınızı sürekli takip ediyorum, gerek duygusal, gerekse mantıksal olarak çok güzel çözümler sunabiliyorsunuz. Ben de bu yüzden size fikir danışmak istedim.
Benim yakın bir arkadaşım 15 senelik evliliğini bitirmeye çalışıyor. Yakında 3’üncü mahkemesi var ve kocası onu boşamak istemiyor. Arkadaşımın evlilik süresi içinde defalarca dayak yediğini, ayrıca kocası tarafından başka kadınlarla aldatıldığını ben çok iyi biliyorum. Ama ne yazık ki kendisinin aldatıldığından haberi yok. Kendi geliri olan bu arkadaşım, parasını çok hesaplı tutarak, 2 çocuğuna ve kocasının savurganlığına rağmen 2 ev alabildi. Evlerden biri kendi üzerine olduğu halde, duyduğuma göre adam kendi üzerine olan büyük evi satıp parasını başkasının üzerine zimmetlemiş. Böylelikle satılacak olan evin parası boşandıkları takdirde, bu yeni medeni kanunla 2 eşit hisseye bölünecek. Boşanma raddesine gelmelerinin sebebi ise, arkadaşımın cep telefonunu, hiç tanımadığı bir erkeğin yanlışlıkla iki kere, üst üste aramış olması. Kocasının da bu yüzden cep telefonunu kırıp, kendisini döverek, dalağını yırtması. Arkadaşım iki çocuğuyla kiralık bir eve taşındı ve bu konuda hiçbir şey yapılamayacağını düşünüyor. Ben aynı fikirde değilim. Sizden izleyebileceği akıllı bir yol varsa, öğrenmek istiyorum. Çünkü ülkemizde özellikle son zamanlarda kadınların durumu iç karartıcı.
RUMUZ: ÖZGE ARKADAŞIM İÇİN
Sevgili okurum, bu konu avukatlık, tabii beni aşıyor. Genellikle yeni medeni kanunun, güya kadını korumak adına böyle beklenmedik sorunlar yarattığı da bir gerçek. Zaten davaları da sürdüğüne göre arkadaşınızın mutlaka bir avukatı vardır, sanırım. Bu konuyu her zaman güvendiğim Avukat Mustafa İnanç Bey’e (minanc@dertur.com) sordum. ‘Evlenirken (veya daha sonra) Medeni Yasa’da belirlenen ‘mal rejimlerinden’ herhangi birini seçmiş olmaları gerektiğini’ söyledi. Şu anda 4 ayrı mal rejimi ve hepsinin de ayrı ayrı hükümleri varmış. Tabii çözüm hangisini seçtiklerine bağlıymış.
Ayrıca, sanırım bu hanımın mutlaka bir avukatı olmalı. Ona bu konuda neden yardımcı olmadığını da açıkçası anlayabilmiş değilim.
Aşkımı itiraf edince büyü bozuldu
Güzin Abla ben lise öğrencisi bir okuyucunuzum. Sınıftaki kız arkadaşımla, yalnız arkadaşken her şey çok iyiydi. Bir gün ben dayanamayıp ona olan duygularımı açıkladım. Çok şaşırdı. Anladığım kadarıyla sevgim onu ürküttü. Bana çok soğuk davranmaya başladı. O güzel gözleriyle bana bakmayınca, o şirin gülümsemesiyle gülümsemeyince sanki böğrüme bir hançer saplanıyordu. Sonunda pes edip vazgeçtiğimi söyledim. Şu an eski muhabbetimize geri döndük. Ama ona olan duygularım hiç değişmiyor, hatta artıyor. Sizce bu iki yüzlülük mü? İlerde aşkıma cevap verebilir mi?
RUMUZ: LİSELİ AŞIK
Doğru yorumlamışsın oğlum, bu genç kızı gerçekten korkutmuşsun. Beklemediği bir şeymiş bu. Bu genç kız henüz flört için kendisini hazır hissetmiyorsa, bocalamıştır belki. Seni hep arkadaş olarak görmüş, öyle sevmiş... Ama madem çok iyi anlaşıyorsunuz, ilerde seni gerçek anlamda sevmemesi için bir neden yok. Ama üzerine çok fazla düşüp, onu zorlamamalısın. Hem neden iki yüzlülük olsun ki! Biraz sabır güzel oğlum.
Aldatılmak benim kaderim mi
Merhaba Güzin abla, belki bana da merhem olursun diye sana yazmaya karar verdim. İki sene kadar önce bir ilişkiye başladım. Nedense ilişkinin sonuna doğru o sevdiğin insan gidiyor, yerine sanki başka biri geliyor. Aslına bakarsan yaşadığım hiçbir ilişkiden pişmanlık duymadım, kaderde ne varsa o olur. Ama bu biraz da bizim elimizde sanıyorum. Neden bu erkekler mutluluğu yakalayacak kişileri bırakıp, günübirlik ilişkileri tercih ediyorlar? Acaba onları çok mu sıkıyoruz? Ya da onlar bizi anlar mı? Tuhaftır ki ben bütün ilişkilerimde hep aldatıldım. Sorunu kendimde mi aramalıyım? Artık biraz güvenmek istiyorum. Zaten hemen kimseye güvenemem, her şeyimi paylaşamam. Sadece zamanı bekliyorum. Bu süre içinde ise aldatılıyorum. Ne yapmalıyım sence?
RUMUZ: GÜVENMEK İSTİYORUM
Bu kader değil sevgili kızım, bu tamamen yanlış insanı seçmek, yanlış insanla karşılaşmak. Günümüzde ilişkiler o kadar yüzeysel oldu ki, aldatmak o kadar kolaylaştı ki... Artık insanlar, birbirlerine saygı duymayı unuttular sanki. Herkes gününü gün etmeye baktığından, erkekler de kadınlar da aldatılmayı hak ediyorlar mı acaba? Erkekler günübirlik ilişkileri kolaylarına geldiği için arıyorlar. Nasıl olsa bu tür ilişkiler kurmaları hiç de zor değil artık. İlişkinin başlangıcı her zaman heyecan verici olur. Karşılıklı iltifatlar, neşeli ve sorunsuz bir beraberlik, onları mutlu eder. Ama elbette daha derin, daha anlamlı ilişkiler arayanlar da yok değil. Önemli olan onları bulabilmekte. Umudunu kaybetmemelisin ama, karşındakini iyi tanımadan çok da fazla değer verme. Aldatıldığını bile bile de sürdürme ilişkini.