Paylaş
Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasileiro ve bu ırkların melezleri, yasaklı ırk ilan edilmiştir.
Yeni düzenlenen hayvanları koruma (aslında korumama) yasasında, “bunların beslenmesi, çoğaltılması, üretilmesi; sahiplendirilmesi, ülkemize girişi, satışı ve reklâmını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca, bu sözde tehlikeli köpeklerin sahiplerine kanunun çıkmasını müteakip üç ay içerisinde bu yasaklı ırkları barınaklara teslim etmek zorunluluğu getirilmekte.
Elindeki hayvanını teslim etmeyip beslemeye devam edenlere iki seneye kadar hapis ve para cezası geliyor.
Peki ama bunca hayvan hangi barınağa konulacak ve barınaklardaki sonları ne olacak? Bir yandan da barınaklar kaldırılacak, orman yaşam alanları düzenlenecek deniyor...
Gönüllülerin onlara ulaşması zorlaştırılıyor. Böylece köpekler ölüme mi terk edilecek?
Bence şahısların beslediği veya sokakta bakılan yasaklı dedikleri ırklar, ömürlerini sahipleri ile beraber, sokakta olanlar da sokaklarda tamamlasın.
Dışarıdan gelmesi, üretilmesi yasaklansın. Bu hayvanların barınaklara verilmemesi için lütfen herkes elinden geleni yapsın.
Hamiyet Şahİn
Her şeyden önce şu yasaklı ırklar hakkında düşüncemi söylemek istiyorum, ki bu düşüncemi Sayın Prof. Tamer Dodurka’nın ağzından da bir televizyon programında duydum.
Yasaklı ırk denen Pitbull örneğin; kaç dostumda yakından tanıdım onları.
Öylesine uysal ve sevgi doluydular ki, ama sahipleri onlara öyle bakıyordu. Saldırgan ve dehşet saçan köpekler olarak sunulan Pitbull cinsi çok güçlü çeneleri ve güçlü bedenleri nedeniyle dövüş köpeği olarak yetiştiriliyor, hatta silah gibi kullanılıp saldırgan hale getiriliyor.
Bunu yapanlar sahipleri demeye dilim varmayan kişiler. Bunda hayvanın ne suçu var?
Onu nasıl yetiştirirseniz öyle olur. Yeni düzenlemede yer alan “Deneyin amacını bildirmek şartı ile alınacak izin doğrultusunda, ya da başkaca bir seçenek olmaması halinde, hayvanlar bilimsel çalışmalarda, deney hayvanı olarak kullanılabilir” deniyor, yani “tıbbi amaçlar için, bir hayvanın organını, dokularını alabilirsiniz, tahrip edebilirsiniz.”
İşte evlerden, sokaklardan toplanacak bu ırklara mensup hayvanların ne yazık ki bu tür deneylerde kullanılma ihtimali çok yüksek.
O beğenmediğimiz ve yenilenmesini istediğimiz 5199 no’lu hayvanları koruma yasasının eski hali bundan daha iyi idi.
Örneğin orman yaşam alanlarının açılması, gözden ırak olmalarına, dolayısıyla da gönüllülerin onlara ulaşmasına engel olarak giderek yok olmalarına sebep olmayacak mı?
Hayatımızın bir parçası olan hayvanları ileriki nesillerimiz sadece resimlerden mi hatırlayacaklar?
Sürücüler göz göre göre köpeklere çarpıyor
Merhabalar, son üç gündür Kocaeli-Gebze yolu civarlarında gördüğüm manzaradan çok fazla etkilendiğim için size yazıyorum. Her gün işe gelirken yollarda arabaların köpeklere çarpıp hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam etmesi çok acı veriyor.
E-5’deki görüntü dışında şehir içinde de aynı manzaraları görmek mümkün. Umarım bu masum ve bir lokma ekmek için araçların altında can veren hayvanlar için bir şeyler yapılabilir. RUMUZ: HELİN
Şahit olduğun, hepimizin içini parçalayan bir görüntü. Ne yazık ki dünyanın her tarafında bu böyle. Sürücüler bırak hayvanları, insanlara bile çarpıp geçebiliyor. Bunun ne yazık ki bir çözümü yok. Bu zavallı canların doğal alanlarını ellerinden aldık. Onlar da hâlâ eskisi gibi özgürce dolaşmak istiyorlar.
Paylaş