Sevgili Güzin Abla, erkek arkadaşımla yaklaşık 1,5 senedir birlikteyiz ve ben ona deliler gibi aşığım.
Bu nedenle, siz de takdir edersiniz ki, en değer verdiğim şey olan bekaretimi 2 ay evvel ona vermekte hiç sakınca görmedim. O, ilişkimiz için daha iyi olacağını söyledi ve onu kaybetmekten korktuğum için bu cesareti gösterdim.
Ablacığım, lütfen bana yardım edin. Aramızda bir problem var. Sevişirken, erkek arkadaşım arkasını ellememi istiyor. Ben bundan utandığım halde yapmak zorunda kalıyorum. O zevk aldığını söylüyor, yapmak istemediğimde ise sevişmemiz çok gergin oluyor, o zaman benimle olmaktan zevk almadığını düşünüyorum.
Bilmem erkek arkadaşım acaba hemcinslerine mi ilgi duyuyor? Bir yerlerde bastırılmış duyguların bu şekilde açığa çıkabileceğini okumuştum. İnanın bu konuyu kimseye açamıyorum, bunu yazarken dahi utanç içindeyim.
Çevremde danışabileceğim kimsem yok. Köşenizde verdiğiniz bilgiler birçok konuda biz gençleri aydınlatıyor. Kimselere söyleyemediklerimizi siz dinliyor, yardımcı oluyorsunuz. Yoksa ben gizli bir eşcinselle mi beraberim?
RUMUZ: UTANÇ
Güzel kızım, 1.5 yıldır birlikte olduğun genci ilişkiye girmeden önce yeteri kadar tanımadın mı? Beraber olduğunuzdan bu yana, ondaki bu değişik istekler, sende uyanan bu endişe elbette ki ilişkinize zarar verir. Sen onu ne kadar çok seversen sev, onun sana karşı duygularını iyi tartamadın mı acaba? Bu sadece değişik bir fantezi de olabilir, onun açısından...
Ama eşcinselliğe bir eğilim de olabilir, gerçekten. Ama bunu kesin olarak anlaman pek de kolay değil.
Aslında çevresine, arkadaşlarına, görüştüğü kişilere bir bak, onları tanımaya çalış... Sevdiğin genci de biraz daha iyi anlasan iyi edersin. Onunla konuşmalarında bu konulardaki düşüncelerini bir öğren bakalım. Ama şurası kesin ki, madem bir beraberlik yaşıyorsunuz, istemediğin, hoşlanmadığın hiçbir şeyi yapmamalı onun da yapmasına izin vermemelisin.
İki kişi arasındaki özel ilişki sırasında, mutluluk ancak her iki tarafın da hoşlandığı davranışlarla elde edilir. Tek taraflı asla olmamalıdır. Bunu da ona söylemekten kaçınma. Ne demek; benimle olmaktan zevk almadığını düşünüyorum. Sen onun sevgilisiysen, seni zorlayamaz. Kendini esiri gibi görmemelisin.
Artık annemle birbirimizi sevdiğimizden daha çok eminiz
Sizin sessiz okurlarınızdan biriyim. Ve sizi çok seviyorum; tıpkı rahmetli anneniz Güzin Hanımı da çok sevdiğim gibi. 35 yaşındayım, benim de yıllar içinde kendime dair sorunlarım oldu ama çok şanslıydım ki, çevremde bunları paylaşabileceğim değerli dostlarım ve ailem vardı her zaman. Yine de sizin köşenizi okuyarak hem kendime pay çıkarmaya çalıştım hem de toplumdaki insanlar hakkında fikir sahibi oldum. Varlığınızla harika bir yol gösterici ve annesiniz. İyi ki varsınız.
11.11.2008 "Sevgi dili" rumuzuyla yazan hanıma verdiğiniz cevabınızı okudum. Her zamanki gibi çok doğru ve güzel şeyler yazmışsınız. Ama benim size bir önerim olacak, eğer kabul ederseniz tabii. Lütfen o önerilen kitabı (5 SEVGİ DİLİ - GARY CHAPMAN) alın ve okuyun. Hatta çevrenizdeki kadın-erkek, büyük-küçük herkesin okumasını da sağlayın.
Sevdiklerinize, yakınlarınıza hediye edin, uzak-yakın tüm çevrenizdekilere de okumalarını önerin. O kitap yaşı ve konumu ne olursa olsun her kişinin bir ya da iki tane sevgi dili olduğundan bahseder. Bu sevgi dilleri kısaca 5 adet başlık altında toplanır.
1) Nitelikli beraberlik 2) Onay sözleri 3) Fiziksel temas 4) Armağan verme 5) Hizmet davranışları.
Hani hep şaşırırız ya, "Aynı ailede, aynı şartlarda büyüyen çocuklardan biri mutlu, güvenli ve başarılı, diğeri tam tersi güvensiz, mutsuz, başarısız olmuşsa ’neden’ diye... İşte bu kitap bunu da çok iyi anlatıyor. Benim kütüphanemin başucu kitaplarından biridir.
Anneme bile okuttum ve şimdi daha güzel bir ilişkimiz var artık annemle. Birbirimizin sevgisinden ve birebirimizi sevdiğimizden eskiye göre çok daha eminiz. Bu kitabı alıp okuyunca ne demek istediğimi ve size yazan o hanımefendinin ne demek istediğini daha iyi anlayacaksınız. Sonsuz saygı ve sevgilerimle...
RUMUZ: PINAR
Sevgili okurum, elbette bu tür konularla çok yakından ilgileniyorum. Beni ilgilendiren her türlü kitabı okumaya çalışıyorum. Öğrenmenin yaşı yoktur, bunu çok iyi bilirim.
Zaten zaman zaman kendimden yaşça küçüklerden bile öğreneceğim şeyler olduğunu görüyorum. İnsan ölünceye kadar hep öğrenmeye devam etmeli. Yaşamın bir kuralı da bu bence... Öneriniz için teşekkür ederim. Ben de size naçizane, bizim zamanımızın çok değerli düşünürü Erich Fromm’un "Sevme sanatı" kitabını öneririm, beğeneceğinizi umuyorum.
Onunla yaşadıklarımı acaba nişanlımda bulur muyum
Merhaba Güzin Abla, ben çok mutsuzum. Çünkü nişanlıyım. Ama işyerimde çalışan bir hanıma aşık oldum. Ben de aynı yerde işçiyim. İlk önceleri sadece arkadaştık, sonra nasıl oldu bilemiyorum; giderek ona çok bağlandım. Daha sonra da yakınlaştık... Hatta birlikte olduk.
Kendisi benim nişanlı olduğumu biliyor ama bana: "Seninle olamayacağımı biliyorum, seni hep seveceğim" diyor. Ben de onsuz olmak istemiyorum diğer yandan da nişanlıma acıyorum.
Onun yanında başka bir erkek görünce çok kızıyorum. Bu yüzden bazen tartışıyoruz da yine de sadece gözlerine bakmak bana yetiyor. Her gece yanında olmak istiyorum. Nişanlım yanımda değil onunla yaşadıklarımı acaba nişanlımda bulabilecek miyim? O bana "Ben sana hiç kızamıyorum" diyor. Onu gördüğüm anda hemen sarılıp öpesim geliyor. Onu hiç bırakmamayı düşünüyorum. Bir akıl ver lütfen.
RUMUZ: ÇOK SEVİYORUM
Sevgili oğlum, madem onunla bu kadar yakınlaşmışsınız, madem onu bu kadar sevmişsin, henüz nişanlılık dönemindeyken ayrıl, nişanı boz. Böyle başkasını severken, ona aşıkken, bir başkasıyla evlilik düşünülür mü?
Nişanlına acıyormuşsun... Neden? Sonuçta o da kendine göre bir başkasını bulur, evlenir. O da mutlu olur. Sen de... Yoksa böyle bir evlilikte ikinizin de mutlu olabileceğini mi sanıyorsun?
Senin aklın bu kızda olacak. Hatta belki onunla ilişkini evli olmana rağmen sürdüreceksin ve çok büyük bir hata yapmış olacaksın.