Paylaş
Nasıl da kendilerini savunma tarzları birbirinin aynı... Nasıl da aynı sözcükleri kullanıyorlar... Sanki sözleşmiş gibiler. Ama bu sadece genlerinde var bence... Çünkü biri ABD’de olsa da diğeri Adana’da ya da İstanbul’da olabiliyor. Tabii tahmin ettiğiniz gibi erkeklerden söz ediyorum. Şu sanal alemde eşlerini (kendilerine göre) aldatmayan(!) erkeklerden...
Her ne kadar erkekler aldatmanın bir kadınla aynı yatağa girmek, sevişmek olduğunu düşünseler de asıl aldatma beyindedir. Eğer bir erkek, bir başka kadına (sanal alemde bile olsa) “Seni seviyorum, seninle olmak istiyorum” gibi, belki de o an için aklından geçen şeyler söylerse, bu da bir tür ihanettir. Çünkü bunları anlık da olsa hissetmektedir.
Ancak üzüntülerini, aldatılma duygularını biraz olsun hafifletebilirse, şunu söylemeliyim: Bu internet arkadaşlık siteleri kurulduğundan beri birçok erkek ve hatta kadının, böyle sanal arkadaşlıklar kurduğunu görüyorum. Her ne kadar erkek kendini “Canım önemsiz bir tür eğlence” diye savunsa da, ne yazık ki bazen bu sınırda kalmıyor.
O paylaşım, buluşmalarla ve görüşmelerle gerçek bir ilişkiye dönüşebiliyor.
İyisi mi, siz siz olun, sonradan çok ciddi sorunlar açabilecek bu tür önemsiz eğlencelerden uzak durun!
Beni aldattığını mesajlarından öğrendim
Ben eşi tarafından internet aracılığı ile aldatılmış hanımın 16 Aralık’ta yazdıklarını okuduğumda, “Acaba beni mi anlatıyor” diye içimden geçirmedim değil. Çünkü ben de aynı şeyleri yaşadım; üstelik 3’üncü çocuğuma hamile iken!
O kadar acıdır ki ben çocuğumuz için doktorlarda ultrason çektirirken, zor bir hamilelik geçirirken, şeker ve tansiyon sorunları yaşarken, haftada iki kez hastanelerde stres testlerine girerken, eşim yanımda yoktu. En kötüsü de 5 aylık hamileyken ultrasona girdiğimde, doktor bebeğimin sağ elini göremeyip de oğlumun sakat olabileceğini söylediğinde de eşim yanımda değildi.
Şunu size ağlayarak yazıyorum; eşimin internette yazıştığı kişi de yeğenimin iş arkadaşıydı. Okumak için bulunduğumuz kente geleceğinden, bizlerden bilgi alması için yeğenim tanıştırmıştı. Ve tüm olaylar bundan sonra başladı, önce yataklarımız ayrıldı. “Sen hamilesin, rahat uyu, dinlen” bahanesiyle laptop’u alıp misafir odasında yatmalar, içe kapanmalar, ilgisizlik, hamile olduğumu bildiği halde bir kere karnıma dokunmaması... Bunlar hep bir terslik olduğunu hissettiriyordu bana... Bir de karnıma krem sürerken odaya girip de “Aman iğrenç gözüküyor, kapat istersen karnını” demesi en acısıydı...
Eşime olan saygımı yitirdim
Ben çok çektim kimseye anlatamadım, geceler boyu ağladım. “Bir şey mi var, sorun ne” diye sorduğumda”, “Yok bir şey, sen kendi kendine kuruntu yapıyorsun” diyordu. Cep telefonuna gelen mesajları bulduğumda “Tanımıyorum, internette müzik sitelerine üye oldum, orada cep telefonu yazmak zorunlu. Eminim bu siteden birisi dalga geçmek amacı ile yazmıştır” diye geçiştiriyordu. Ama en kötüsü, ben 6 aylık hamileyken eşimin cep telefonuna gelen “Gecelerinin kırmızılı kadınıyım, beni rüyalarında hayal et” mesajıydı! Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Şu an oğlumun yüzüne bakıp da “Nasıl oldu da hamileliğim sırasında yaşadığım bunca sorundan sonra hâlâ hayatta kalabildi?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Tabii eşim yine kendini su yüzüne çıkaracak yalanlar buldu.
En son doğuma 1 ay kala her şey açığa çıktı. Yeni gelen bir mesaj nedeniyle mecbur kaldı her şeyi anlatmaya. Ben de ne yapacağımı düşünmek için iki gün arabada yattım.
Neden dersen ablacığım; ben yurtdışında yaşıyorum. Burada yalnızım, ailem yanımda yok, derdimi anlatacak kimsem ve gidecek yerim de yok.
Neyse... O iki günün sonunda karar verdik, bebeğim doğana kadar beraber aynı evde kalacaktık, ama hiçbir şekilde iletişim kurmayacaktık. Ayrı yatılacak, ayrı ayrı yemek yenecekti. Daha sonra yuvamızı bozmamaya karar verdik, ama ben olanları unutamadım, unutamıyorum. Affedemiyorum!
“Ya bunu sen değil de ben yapmış olsaydım” diye sorduğumda bana verdiği cevap “Kesinlikle kabul edemezdim” oldu. “Affedemezdim, biterdi” dedi. Kendini de şöyle savundu: “Ama ben kimseyle yatmadım ki, sadece yazıştım.”
Sevişmek midir
sadece aldatmak
Canım ablam, sadece yatmak mıdır aldatmak? Eşinden, çocuklarından, ailenden çalıp başkalarına ayırdığın zaman, ailenin yüzüne baka baka hiç umursamadan sayıp döktüğün onca mazeret, yalan değil midir? Hamile eşinle doktora gitmek yerine bilgisayarda tanımadığın kişilerle yazışıp sohbet etmek, bir anlamda flört etmek değil midir? Bu, aldatma değil midir?
Ben kendime yapılmasını istemediğim şeyleri karşımdakine yapamam. “Ben aslında istemiyordum, o kişi beni rahatsız ediyordu. Ben seni yeğeninin iş arkadaşı ile mi aldatacağım? Yurtdışında yaşıyorum, istesem burada kadın mı yok da internetten aldatacağım seni?”şeklindeki savunması ile gözümde her şey sıfırlandı.
Madem rahatsızdın, neden cep telefonunu değiştirmedin? Neden internet adresini silmedin? Neden engellemedin? Ama hiçbirine verecek cevabi yok ki...
Ben 16 yıllık evliyim ve eşime karşı hiçbir zaman en ufak bir yanlış yapmadım, onu küçük düşürmedim. Yani ben bunu hak etmedim. Şimdi ona güvenemiyorum, yaşadıklarım aklıma geldikçe çok ama çok üzülüyorum.
Sadece yatmak mı aldatmak oluyor? Konuşup bakışmak, ailene ayırmadığın zamanı başkalarına ayırmak da aldatmadır. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi eşine ve ailene yaptığın zaman bunun adı aldatmak değil de nedir?
Eşime söyleyebileceğim tek şey “Sen, beni ve çocuklarını aldatmadın aslında, kendini aldattın. Bizi değil kendini kandırdın”...
Dedim ya... Unutamadım, unutamıyorum, o olanlar aklımdan çıkmıyor. Durmadan kendimle savaşıyorum ama kendime olan saygımı da yitirmek üzereyim.
Eşime eskisi gibi sarılamıyorum, öpemiyorum, “Seni seviyorum” diyemiyorum. Çünkü bu saygısızlığı hak etmedim.
İşte benim hikayem bundan ibaret... Sadece sizinle paylaşmak istedim Allah sizi başımızdan eksik etmesin.
RUMUZ: USTACA YALANLAR
Paylaş