Para kazanılıyor da sevgi bulunmuyormuş

Sevgilim benimle evlenmek istedi, ben ise önce kendi ayaklarımın üzerinde durmak istedim. Bunun üzerine benden ayrıldı. Şu an istediğim noktadayım ama aşksız kaldım.

Haberin Devamı

Sevgili ablacığım, sana yazıyorum ama “Derdim çok büyük” diyemem. Kötü durumda milyonlarca insan varken buna dilim varmaz.
Derdim aşk ablacığım, hem de çok büyük aşk. Çok sevdim, çevremdekiler “Olmaz” dediler, sen eğitimlisin, mühendissin; o ise bir lise mezunu.
Ama seviyorum dedim ve direndim. Üniversite hayatım boyunca onunla görüştüm. Çok sevdim, çok sevildim. Başardım da herkese kabul ettirmeyi...
Derken üniversite bitti ve iş nedeniyle Ankara’daki hayatımı bırakıp İstanbul’a geldim. Bana “Gitme” demedi. Bende de saflık işte, daha çabuk evleniriz ben işe girersem diye düşünerek İstanbul’a geldim.
Bu sefer kavgalar başladı. Benim geri dönmemi istedi. Gururuma yediremedim.
Babamın vefat etmeden önce “Ayaklarının üstünde durmalısın kızım” lafı hep kulağımda. “İstanbul’da yapamadı, döndü dedirtmem” dedim.
İş bulmadan dönmeyeceğimi söyleyince sevgilim bu sefer nişanlanmayı teklif etti. “Nişanlım çalışmamı istemedi dersin” dedi, kendime yediremedim. “Nişanlısı istemiyor, bıraktı işi” demelerini istemedim.
Oysa ki onun himayesi altına girmek istemedim.
Ve işte böyle bitti ablacığım, benim gururum bizi bitirdi. Yalvardım yakardım, sapık gibi davrandım, arabasını çizdim, telefonla yüzlerce kez aradım, mesajlar attım... İkna edemedim.
Bitti tamamen.
Aradan yıllar geçti, o başkasıyla evlendi, bense çok istediğim gibi kendi ayaklarımın üstünde durdum. Bir şirkette yönetici oldum. Maaşım iyi, keyfim yerinde, kimsenin boyunduruğu altında değilim...
Ama aşksız kaldım.
Buradan genç kızlara seslenmek istiyorum.
İlişkilerinde aldatma, yalan gibi olaylar yoksa gurur yapmasınlar. Ev, araba, para kariyer, hepsi oluyormuş hayatta ama sevgi bulunmuyormuş.
Çok sevdiğimiz, sevildiğimiz ve bunun kıymetini bildiğimiz senelerimiz olsun hepimizin. Bana gelince... Gururumla baş başa kaldım. Her akşam ağlayıp bu aşkı mahvettiğime yanıyorum...
◊ RUMUZ: İbret olsun

YAZAR

Haberin Devamı

İşte bazen insan bir inat uğruna belki de hayatının şansını kaçırabiliyor. Ama bana kalırsa bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülük sürekli geriye dönüp, pişmanlıklar içinde olmasıdır.
Yaşanan yaşanmış, sen kariyeri, iş ortamını, zenginliği, refahı seçmişsin. Belki de onu seçseydin, çevrenin dediği gibi aranızdaki eğitim farkı, senin yükselme hırsın, kariyer yapma isteğin aranızda büyük uçurumlar yaratacaktı ve mutsuz olacaktınız. Çünkü o büyük ihtimalle senin yükselişini kıskanacak, senin yanında kendini ezik hissedecekti.
Sen ise eğer hayallerini gerçekleştirmeyip, yapmak istediklerini aşkın uğruna feda etmeyi seçseydin çok mutsuz olurdun. Hatta şu halinden bile çok daha mutsuz...
Şimdi takıntı haline getirdiğin bu adamı bir düşün, onunla evlenip, mesleğini ve ideallerini bir kenara attığını, basit bir işte çalıştığını, onun sana sağladığı yaşam koşullarıyla yetindiğini, hatta sorunlar yüzünden aranızdaki aşkın da çoktan eriyip bittiğini bir düşün...
Belki de seni kıskandığı için sandığından daha kötü davranacaktı sana. Erkeklerin büyük bir bölümü ne kadar severlerse sevsinler, eşlerinin kendilerinden daha başarılı olmasına kolay kolay katlanamazlar. Bunun acısını bir şekilde çıkarırlar. Örneğin çok basit, çok sıradan, eğitimsiz kadınlarla eşlerini aldatarak kendilerini daha iyi hissederler.
Artık geçmişi bir kenara atıp, kendi hayatına bakmalısın. Çok sevmiştim diye sızlanmayı bırakıp, yeniden sevebileceğini herkese, ama önce kendine ispatlayabilmelisin. 

Haberin Devamı

Tartıştığımız zamanlarda  bana geçmiş konuları açıyor

Sevgili Güzin Abla, ben 20 yaşındayım. Çok güzel bir genç kızım. İyi bir okulda okuyorum. Ailem de çok iyi.
Geçen sene bir ilişki yaşadım. Aramızda uzun mesafe vardı.
Bu yüzden görüşemiyorduk.
Onunla görüşemediğim için, ona yalan söyleyerek ilişkiyi bitirdim. Başka biriyle arkadaş oldum. Fakat gönlüm eski sevgilimde kaldı.
Şu an kendisine geri döndüm, yaptığım yanlışlar için ondan özür diledim. Mesafeyi sorun etmeyerek haftada 1 kez şehir dışına onu görmeye gideceğim.
Kendisi özrümü kabul etti. Şu an konuşuyoruz ama gerçek bir ilişki yaşamak istiyoruz.
Tartıştığımız zamanlarda bana geçmiş konuları açıyor ve ben bunu kaldıramıyorum.
Yaptığımın yanlış olduğunu biliyor ve ona hak veriyorum ama kendisinden de artık geçmişe takılı kalmamasını istiyorum.
Oysa sürekli geçmiş konular açılıyor, yaşadığımız şeyleri hatırlatıyor. Ne yapmalıyım?
◊ RUMUZ: Tükenmiş

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, aranızdaki arkadaşlık mı, ilişki mi, tam olarak anlayabilmiş değilim. Mesafeler diyorsun, önce bu yüzden ayrılmışsın o adamdan.
Ama şimdi mesafelere rağmen haftada bir gün onu görmeye gideceğim diyorsun.
Ondan özür dilemişsin, özrünü kabul etmiş. Buna rağmen sürekli seni suçluyor anlaşılan...
Bu kadar kendini ezdirmen doğru mu? Belki de bu mesafeler yüzünden beraberliğinizin yürümeyeceğini düşünmen doğruymuş. Belki de onu yeteri kadar tanımıyormuşsun, şimdi şu davranışlarına bakarak sana uygun biri olmadığını anlayabilmek mümkün.
Sanki dünyanın en büyük hatasını yapmışsın gibi seni sürekli hırpalıyorsa, buna sevgi denebilir mi?
Neden bu gence takılıp kalmışsın güzel kızım? Karşına bir başkası çıkıp, sana hayal ettiğin güzel bir beraberliği yaşatabilir. Ama önce sen bunun için çevrene fırsat vermelisin.

Yazarın Tüm Yazıları