Ölüm kamplarına hayır

Kısırkaya’nın ne kadar büyük bir toplama kampı olduğunu, sokak hayvanları için nasıl bir tecrit merkezi olacağını hep birlikte kendi gözlerimizle gördük.
Doğal yaşam alanları, insanlar tarafından, beton yığınlarıyla yıllar önce ellerinden alınmış bu hayvanlara, sokaklarımızdaki kuytu köşeler bile yöneticilerimiz tarafından çok görülüyor.
Bizler, daha yanı başımızdalarken bile, sokaktaki hayvanların her türlü şiddete, tacize, işkenceye maruz kalmalarına; alınıp satılıp, dövüştürülmesine engel olmaya yetişemezken, onları, gözden ırak bu toplama kamplarında, öldürme, denek yapma, işkence gibi şiddete maruz kalmalarını nasıl engelleyebileceğiz?
Mevzuatın işaret ettiğinin aksine, sert rüzgârlara açık, kaygan toprak üzerine, uçurumun kenarına inşa edilmiş, 20 bin hayvanın şehirden kopartılarak kapatılacağı Kısırkaya’da hayvanlar, gönüllülerin erişiminden uzak, onlarla nasıl ilişkilenileceğini dahi bilmeyen çalışanların insafına bırakılacak.
Tecrit ve itlaf mantığıyla kurulan bu toplama kampında kimse duymadan, bilmeden yok edilebilecekler.
Üstelik Kısırkaya’daki toplama kampının, İstanbul’daki tek kamp olmayacağını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bizzat açıkladı. Anadolu yakasında da benzeri bir kampın Pendik’te inşasına kısa bir süre sonra başlanacağı müjdelendi!
Böylece şehrin her iki yakasında da, ormanlara terk edilmiş binlerce hayvan da önce tecride, sonra sistematik itlafa maruz kalacak.
Böylece şehrin en kadim sakinlerinden olan sokak hayvanları, kentsel dönüşümle, mega projelerle, şehir içi mahalli yerleşimlerin şehrin dışına doğru sürgününe kılıf sağlayan afet yasalarıyla ve 3. köprü, 3. havalimanı inşaatlarıyla, devasa bir şantiye alanına dönen şehir alanından tamamen silinmiş olacak.
Sokaklarda hayvan olmamasının, modernliğin ve batılılaşmanın bir göstergesi olduğunu dilinden düşürmeyen yöneticiler, batı medeniyetinin altında yatan katliam pratiklerini, soykırımla toplu imhaları taklide hazırlanıyor olabilirler. Şehirlerde, yeşil alanlar, ormanlar yok edilirken, binlerce, milyonlarca hayvanın da yok edilebileceklerini biliyoruz.
İstanbul Büyükşehir Belediye’ye ait Hasdal Barınağı’nda bir gecede öldürülen 70’e yakın yavru köpeği, açlıktan, birbirlerini yiyerek ya da delirerek ölmeleri için ıssız ormanlara atılan binlerce hayvanı, unutmadık...
Kısırkaya’da inşa edilen merkezin de iddia edildiği gibi, bir hizmet ya da düşkün hayvan bakım merkezi değil; daha önce eşi benzeri görülmemiş boyutta bir tecrit ve soykırım alanı olacağı ortada.
Kısırkaya tecrit merkezinin nasıl sonuçlar doğuracağını kamuoyuna açıklamak ve endişelerimizi, tek bir hayvanı, tek bir ağacı dahi gözden çıkarmayacağımızı, bu soykırım projelerine karşı çıkacağımızı bir kez daha haykırmak için yarın saat 13.00’de, bu defa İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Saraçhane’deki binası önünde olacağız.
Şehrin ve yaşamın talanına, ormanların ve şehir hayvanlarının topyekûn imhasına karşı çıkan, yaşamdan yana saf tutan herkesi hep birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
Tarih: 28 Şubat 2015 Cumartesi saat 13.00
Yer: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı önü, Saraçhane
Çağrıyı yapan kuruluşlar:
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri; facebook.com/HayvanOzgurlugu
Dört Ayaklı Şehir; dortayaklisehir.com
facebook.com/IstanbulKentSavunmasi
Sarıyer Dayanışması, facebook.com/Sariyer Dayanismasi
Kısırkayalılar Derneği; kuzeyormanlari.org
Yeryüzüne Özgürlük Derneği, yeryuzuneozgurluk.blogspot.com