O üniversiteli, ben ise ilkokul mezunu

Güzin abla, ben l7 yaşında bir genç kızım. Bundan üç ay kadar önce bir gençle tanıştım.

Onu inanılmaz sevdim. Yalnız aramızda dağlar kadar fark var. O genç üniversite talebesi, tıp fakültesinde okuyor. Ben ise ilkokul mezunuyum. Onun maddi durumu, ailesinin eğitim düzeyi çok iyi. Benim ise maddi durumum felaket. Ailem ise, basit bir Anadolu’dan büyükşehir göç etmiş; burada hayat mücadelesi veren bir aile. Aslında bu farkları şimdilik sorun etmiyor. Beni olduğum gibi sevdiğini söylüyor. Ama gelecekte ne olur bilemiyorum. Bir de üstelik ailem flörte, arkadaşlığa sıcak bakmayan tutucu insanlar. Bu yüzden onunla beraberliğime karşı çıkıyorlar. Büyük ihtimalle, onun ailesi de beni tanısa ve ailemin durumunu bilse, beni istemeyeceklerdir. Bütün bunlara rağmen arkadaşlığımız sürüyor. Herkes bu ilişkiye olumsuz bakıyor. Olmayacak iş diyorlar. Ve ben sevdiğim gençten vazgeçemiyorum. Siz ne dersiniz ?

RUMUZ: VAZGEÇEMEDİĞİM

Kızım iki aile düzeyi arasında farklılıklar olduğunda, artık bu evlilikler eskiye göre çok daha hoşgörüyle karşılanıyor. Aranızdaki eğitim farkına, gelince. Kızım, bu genci gerçekten seviyorsan, dediğin gibi her konuda anlaşabiliyorsanız, o da seni seviyor ve bu farklılıkları sorun yapmıyorsa, neden beraber olmayacaksınız ki? Ancak evliliğe karar vermek için üç ay çok az bir zaman. Biraz daha birbirinizi tanımalısınız. Bu arada madem bu genç adamı seviyorsun, onun yanında zor durumda kalmamak için sen de gayret göster, akşam okullarında, Açık öğretim liselerinde, dışardan ortaokul ve lise imtihanlarına girerek kendini eğitebilir, diploma alabilirsin. Çok kitap okuyarak, gazete dergilerden yararlanarak, televizyonun eğitim programlarını takip ederek kültür düzeyini yükseltebilirsin. Sevgi neler başarmaz ki? Bugün azimle 40 yaşından sonra üniversiteye girmeyi başarmış kadınlar tanıyorum ben. Sen de bütün bunların üstesinden geleceksin, inanıyorum.

Öyle yalnızım ki bir telefon sapığım bile yok!

Şu sıralar Oğuz Atay’ın güncesini okuyorum. ‘Sonunda insanlar bana bunu da yaptınız. Artık günlük yazıyorum. Beni anlayamıyor ya da istediğim gibi anlamıyorsanız bundan sonra günlüğüme yazacağım’ diyor. Ben de sana günlüğüme yazar gibi yazıyorum. Her neyse, bir de şu kalbime kızların da bizler gibi etten kemikten yaratıldığını, güzelliklerinin geçici, aptallıklarının baki kalacağını anlatabilsem. Düşün bir telefon sapığım dahi yok ne kadar bahtsızım.

RUMUZ: ASL_ ÖNYARGI OLUŞTURUR

sefiller_@hotmail.com>

Sevgili oğlum, böyle okuyan, şiir meraklısı bir genç görmek ne kadar güzel, çok sevindim. Yalnızlıktan söz ediyorsun, elbette senin gibi duygusal ve kültürlü bir gencin, kafasına ve ruhuna uygun birini bulması pek kolay değil, ama merak etme, telefon sapığın bile yok, diye üzülme, bundan sonra bu mail adresine dadanan pek çok genç kız olacaktır. Belki içlerinden biri ruhuna da uyabilir. Sevgilerimle.

Almanya’da kara sevdaya tutuldum

Merhaba abla ben 10 ay önce büyük ümitlerle Avrupa’ya gelmiş ve hüsrana uğramış biriyim. Gurbet insana dostunu da düşmanını da tanıtıyor. Geldiğim ilk günlerde biraz zorluk çekiyordum, Almancam yoktu. Annem Avusturya vatandaşı olduğu halde beni kursa yollamadı. Babam ben küçükken vefat etmiş ve annem de başkasıyla evlenip bu ülkeye yerleşmiş. Annem kocasını tercih etti. Ben de teyzemin evine yerleştim. Ne kadar da olsa teyzemin kocası da sonuçta el adamı, beni istemiyor. Bir de kara sevdaya tutuldum ama o Türk değil onun için ailem akrabalarım karşı çıkar, diye korkuyorum. Ben henüz hayatının baharında 19 yaşında bir gencim. Sevdiğimse Romanyalı ve 18 yaşında. Onunla evlenmeyi düşünüyorum. Fakat ailemin de beni bir kalemde silip atacağından korkuyorum. Bu yaşa kadar bana muhtaç olduğum şefkati gösteren olmadı. Bütün mutluluğu sevdiğim kızda buluyorum. İnşallah bu sevgi Ferdi Tayfur’un şarkısında ‘Hayallerim yarım kaldı’ dediği gibi olmaz. Benim de hayallerim dağların ardında kaldı, hepsi masal oldu. Ne dostum var, ne yardım edenim. Bu satırları yazarken içim yanıyor yüreğim burkuluyor ama ne yapacağımı bilemiyorum ablacığım.

RUMUZ: SEVDALILAR BENİ ANLAR


Seni ben de anlıyorum oğlum ama, ailen sana yardım etmiyorsa, annen bile sana destek olmuyorsa, gerçekten zor durumdasın, teyzene şükran borçlusun, ama tabii bir dereceye kadar onların yanına sığınabilirsin. Bir işe girip, bir yandan kendi kurs paranı kendin vererek, lisan öğrenebilirsin. Çalışırsan, kaldığın evdeki durumun da daha bir düzelir. En azından onlara ufak da olsa bir yardımda bulunursun. Biliyorsun, bugün her şey maalesef maddiyata dayanıyor. O zaman teyzene yük olmazsın. Biraz kendini toparlarsan, kendi evine çıkıp, sevdiğin kızla evlenebilirsin. O da çalışabilirse, yuvanızı sürdürürsünüz. Ama önce bir iş bulup çalışmak zorundasın.
Yazarın Tüm Yazıları