Nefsimizi nasıl terbiye edelim

Anlat bana abla; bana insanların birbirlerinin acılarından ve üzüntülerinden nasıl zevk alabildiklerini anlat!

Bunu anlatamazsan, söyle nefsimizi nasıl terbiye edeceğiz, ihanet nasıl ayrılır yürekten abla? Kim sökecek o paslı çivileri yalanların içinden?

Kim kazandı abla bu dünyada ölümden başka?

O zaman ne olur yıkmayın mutlu yuvaları... Çok şey bilip de susmanın ağırlığını taşır nice gözyaşı dökmüş narin yürek... Kendilerini masum gören o insanlar; hayat tabii ki herkes gibi sizlerden de bir bedel istiyor. Hiç bedel ödemeden elde ettiğiniz, saçınızı süpürge yapmadan hazır marketten alır gibi aldığınız sahte mutlulukların bedeli olmaz mı? Siz düşündünüz mü hiç geceleri sıcak yatağınızda yalancı huzurla uyurken, yürekleri sızlayan nice gözyaşlarıyla bezenmiş kadının gecelerini, onlardan çalınmış sahte saatleri?

Dünyada nefret vardır, dünyada ihanet vardır, dünyada hüzün ve ayrılık vardır. Dünya yalancıdır.

Hani dişi kuşlar yapardı yuvayı... Geleceğin yeni nesli olarak ve bir dişi kuş olarak soruyorum bu insanlara, kendini haksız kazanca ortak görüp haklı çıkartan bu insanlara, yokluğa düşüp en derin acılarda boğulmaya mahkum değiller midir? O kalbi Allah size niye verdi? Niçin medeni bir hukuk devletinde yaşadığımız halde hırsızlıklar ve kötülükler gün geçtikçe dağ gibi büyümekte?

n RUMUZ: EFTELYA


Sevgili kızım, gün geçtikçe güzel duygu ve düşüncelerden uzaklaşıyor insanlar. Gün geçtikçe kötülükler, merhametsizlik, sevgisizlik yayılıyor bu dünyada. Ortalıkta artık seri katiller dolaşıyor, uyuşturucuyu çekip "zevk için öldürdük" diyecek kadar acımasızlar.

Bekir Coşkun’un inanılmaz güzellikteki 27 Ekim yazısını okuyun, okumadınızsa... O, bütün bunların nedenlerini anlatıyor...

Ben de ihanet konusunu söyleyeyim sana; kadınlar ve kızlar o kadar bencil ve rahat davranıyorlar ki, hemcinslerine verdikleri zararı düşünmüyorlar bile. Erkekler mi? Doğrusu ya erkekler bunu hep yapıyor. Ama kadınlar fırsat vermesinler, değil mi? Bana darılmasınlar ama, "hayır" demeyi bilemediklerini düşünüyorum.

Genç yaşta evlenip boşandım

Sevgili ablacığım, ben 25 yaşındayım ve bu genç yaşta başımdan bir evlilik geçti. Geçen yıl yapamadım, boşandım. Çünkü eve bakmıyor, benim paramı yiyordu. Bir de üstelik çapkınlık yapıyordu. Son iki yıldır zaten ayrı yaşıyorduk.

Şimdi ise benden iki yaş küçük bir gençle beraberim. Onunla çok iyi anlaşıyoruz. Benim hayatımla ilgili her şeyi çok iyi biliyor ve her şeye rağmen benimle evlenmek istiyor. Ne yazık ki burada da ailesi aramıza giriyor. Kendisi benim yaşadığım şehirde eğitimini sürdürüyor. Okulu bitirmesine iki yıl daha var. O, okul bitince evleneceğimizi söylüyor. "Ailem umurumda değil" diyor.

Onu bu kadar beklemem ne kadar doğru olur? Ya da ailesini gerçekten karşısına alırsa, doğru olur mu? Beni sevdiğini biliyor ama bana kalırsa, şimdi ailesinin desteğiyle yaşadığına göre, ailesinin sözünü ister istemez dinlemek zorunda kalacak.

n RUMUZ: GENÇ DUL


Canım kızım, başından gencecik yaşta kötü bir evlilik geçti diye, damgalandın mı? Kötü biri mi olup çıktın? Kirlendin mi, namusun mu lekelendi? Bu genç seni sevebilir, sen de onu sevebilirsin. Ailesinin bu tepkisi niye?

Eğer bir çocuğun olsaydı, belki evliliğiniz daha zorlanırdı, belki o zaman bir anlamda, aile evliliğin yürümeyeceğini düşünerek tepki gösterebilirdi. Çünkü o zaman ister istemez, eski eşinle görüşmek zorunda kalırdın. Ama bu da yok. Üstelik zaman zaman çocuk bile olsa, bazı erkeklerin o çocuğa babasından çok daha iyi baktığı, ona çok iyi bir baba olduğu da görülebiliyor.

Kızım, insanlar karşı çıksınlar da ne olursa olsun. Eğer bu gencin okumasını sağlamak için gönderdikleri parayı keserlerse, bilemem. Ama, eğer bu gerçekten dürüst bir erkekse, sana verdiği sözü tutar sanırım. Sen de iki yıl daha onu, sorun yaratmadan, olgunlukla bekle bakalım. Ailesi konusunda tartışmaya girmekten kaçınmalı, eğitimini sakin kafayla tamamlamasına destek olmalısın.

Kocamı hastalık derecesinde kıskanıyorum

Sevgili ablacığım, ben yeni evli genç bir kadınım. Kocamla sevişerek evlendik. Onu çok seviyorum ve çok kıskanıyorum. Onu kaybetmekten çılgın gibi korkuyorum. Ne yapayım da benden kopmamasını sağlayayım? Beni terk etmemesi için nasıl davranmalıyım? Başka kız ve kadınlara bakmasını engelleyebilir miyim? Belki de benim kıskançlığım hastalık derecesinde, ama o benim için o kadar değerli ve önemli ki, onsuz nefes alamam.

n RUMUZ: KUŞKU İÇİNDE


Her şeyden önce adamcağıza nefes aldırmalısın. Onun üzerine böylesine düşer, onu böyle inanılmaz bir şekilde kıskanırsan, adamın başkasına gitmeyeceği varsa da gider! Bir başkasına ilgi duymayacağı varsa da duyar! Bunu sakın unutma.

Hiç kimse, erkek ya da kadın hiç fark etmez, aşırı baskıya dayanamaz. Aşırı kıskançlık, en büyük sevgiyi bile kısa zamanda yok eder. Senin bu sözlerin bana bu genç adama korkunç bir baskı yaptığını düşündürdü. Bir kere, eşin bir eşya ya da cansız bir şey değil. Bunu unutma; o bir insan, duyguları var, düşünceleri var, istekleri var... Ve özgürlük onun en büyük hakkı. Seninle mutluysa neden bir başkasına ilgi duysun? Seni seçtiyse, demek ki seni seviyormuş. Seninle yuva kurmaya karar vermiş. O halde bu sevgiyi anlamsız kıskançlığın nedeniyle yok etmemelisin.

Küçük kıskançlıklar hoş gelebilir insana ama iş özgürlüğü kısıtlayıcı hastalıklı boyutlara ulaşırsa, kimse buna katlanamaz. Bunu unutma. Yoksa kendine güvenmiyor musun?
Yazarın Tüm Yazıları