Mustafa Kemal’in dindarlığı konusunda şüpheye düşenlere

Yarın 10 Kasım. Yüce Atamızın ölüm yıldönümü...

Haberin Devamı

Bizler kalbimizde yaşatıyoruz ama birileri onu genç kuşaklara başarısız, yalnız ve dinsiz bir lider olarak göstermeye çalışıyor.
İşte bu yazıda, ünlü bir bilim adamı, bir tarihçi ve aynı zamanda “Mustafa Kemal’i anlamak” adına konferanslar veren bir eğitimci, Çanakkale Savaşı’nın kahramanını anlatırken, bir yandan da gizli kalan bazı bilgileri aktarıyor.
Gazi Mustafa Kemal’in dindarlığı konusunda şüpheye düşenlere de ışık tutuyor...

Mustafa Kemal’in seccadesi

Canakkale Savaşı’nda Türk Mehmetçiği sadece emperyalizme karşı savaşmıyordu.
Ayrıca karşılarında emperyalistlerin kandırıp cepheye sürdükleri Müslüman askerler de vardı.
Çanakkale’ye getirilen Hint Müslüman askerler, kiminle savaşmaya gittiklerini bilmiyordu...
Güya Müslümanlıklarına herhangi bir “müdahil” olmadığını göstermek için “mescitli gemiler” oluşturulmuştu İngilizlerce. Hint Müslümanlar, dindaşı Türklerle savaşmaya gittiklerinden bihaber.
Bu gerçekler, Selanik’teki İngiliz Başkonsolosluğu’ndan Dış İşleri Bakanlığı’na yazılan belgede var.
Hint Müslüman askerlerin ramazan ayında oruç tutmalarına müsaade edildiği, yiyeceklerin İslami esaslara göre hazırlandığı propaganda ediliyordu.
Aynı belgede, sıkı sansür nedeniyle bu Müslüman askerlerin hem savaş hem de kimlerle savaşacakları hakkında bilgileri olmadığı anlatılıyordu. İngilizler, işte bu tür hilelerle Çanakkale’ye getirilen sömürge askerlerle Türk vatanını işgal etmek istiyorlardı.
Güney cephesinde Osmanlı askerleri Bağdat’tan ayrılırken artlarından bakan Araplar, gelecekte kendilerini koruyacak bir başka gücün olamayacağını bilerek endişelerini gizleyemiyorlardı.
İngilizler tarafından organize edilen bu mescitli gemi gibi Arap şeyhlerini satın alarak Türkleri arkadan hançerlemenin vereceği sonuçlar, ileride son derece ilginç bir taktiğin gizemini ortaya çıkaracaktı.
Öte yandan Mustafa Kemal’in dindarlığı hakkında ileri geri konuşanların iftiralarına cevap olacak nitelikte bir olayı burada sırası gelmişken hatırlatmak isterim.
“Tarihin Yıkılmaz Kalesi Çanakkale” adlı eserde zaferden sonra Mustafa Kemal’e hediye edilen iki seccadeden bahsediliyor.
Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal’in ve Türk varlığının milli şuurunun ortaya çıkmasına vesile olmuş kahramanlık destanlarıdır.
Bu kahramanlığın hatırası olarak, o zor fakat başarılı günleri hatırlatmak amacıyla, Mustafa Kemal Atatürk’e, Elazığ Valisi Sabit Bey tarafından hediye edilen iki seccadenin üzerlerine, Çanakkale Zaferi’ni hatırlatması için Çanakkale haritaları işlenmişti.
Bu incelik Gazi Paşa’yı son derece memnun etmişti.
Mustafa Kemal, seccadelerden birini Latife Hanım’a verir, yatak odasında namazını kılması için. Bir tanesini de çalışma odasındaki dolabına koydurur.
Ve kimsenin olmadığı saatlerde seccadeyi serer, üzerine diz çöker, derin tefekküre dalar, Elmalılı Hamdi Yazır’a yaptırdığı Kuran tercümesini okur.
Gazi Paşa, din tüccarlarını düşünerek ibadetini hep saklı tutmuştur toplumdan. Dini kullanarak milleti aldatmamıştır.
Eğer dini kullanmak isteseydi, kendisini rahatlıkla “halife” ilan ederdi. Ve o zaman da Gazi Paşa’ya kimse “dinsiz” diyemezdi.
Ama bunu yapmadı. İbadetin de kabahatin de gizli olması gerektiğini anlatması kadar mükemmel bir davranış olabilir mi?
Prof. Dr. Ramazan Demir

Yazarın Tüm Yazıları