Paylaş
Sevgili Güzin Abla, ben Almanya’da doğup büyümüş, 20 yaşında bir genç kızım. Üniversitede bir gençle tanıştım. İkimiz de aynı bölümde okuyorduk. Derslerle ilgili çok sık konuşuyorduk, zamanla iyi arkadaş olduk.
Bu kişi hayatında üzücü olaylar yaşamış, aldatılmış ve ağır bir depresyon geçirmiş.
Beni sürekli arıyor, derslerle ilgili bir şeyler soruyordu. Günde 5-6 kez aradığı, hatta gece yarısı mesaj attığı bile oluyordu. Her seferinde gereksiz, basit sorular soruyordu.
Bir süre sonra aramaları sıklaştı ve bana iltifatlar yağdırmaya başladı. “Sen çok hoşsun”, “Şu gözlerin yeter” gibi şeyler söylüyordu.
Bir gün beni sinemaya davet etti, ben de bunu bir ilk adım olarak algıladım.
Bu arada yakın bir arkadaşım aramızda bir şeylerin olduğunu fark etmiş, ona benden habersiz açıkça sormuş benden hoşlanıp hoşlanmadığını. O da şaşırmış, gözlerini kaçırmış, net bir cevap vermemiş. “Çok güzel bir kız”, “Çok hoş ama biz sadece arkadaşız” demiş.
Arkadaşım bu söylediklerine inanmamış tabii, onun benden hoşlandığını düşünmüş. Ben de ona karşı bir şeyler hissettiğimin farkındaydım. Sürekli yan yana olunca ve bana bu kadar çok yaklaşınca, duygularımın karşılıklı olduğunu düşündüm. Ve ona hislerimi açıkça söyledim. Ama yanlış anlamışım, o beni sadece arkadaş olarak görüyormuş.
O Türkiye’de büyümüş ama şu anda Almanya’da okuyor. Güya Türkiye’de bir kıza, arkadaşça iltifatlar etmek normalmiş. Bana söylediklerini tüm arkadaşlarına söylermiş.
Sinemaya gideceğimiz gün “En güzel mini eteğini giy” demesi de normalmiş.
Modern Türk kültürüne göre davranışlarında anormal bir durum yokmuş yani...
Şimdi sana soruyorum Güzin Ablacığım, böyle bir kültür var mı? İnsan hiçbir şey hissetmediği birine, gece geç vakitte mesajlar yollar mı? Acaba geçirdiği ağır depresyondan izler mi kaldı? Ya da beni sırf derslerine yardım etmem için mi kullandı?
Çok kötü bir noktadayım. Önce beni kendine bağladı, sonra da “Sana karşı sadece arkadaşça duygular hissediyorum” dedi, çıktı işin içinden...
Ben mi yanlış anladım, yoksa yaşadığı acı tecrübeler yüzünden mi korktu?
Rumuz: Siyah Gül
Kızım, bu gencin gerçekten ilginç bir yaklaşımı olmuş. Kesin bir şey söylemek zor.
Bütün bu davranışları, sana karşı ilgisi olduğunu hissettiriyor, hissettirmesine de... Belki de o yakın arkadaşının araya girip, gereksiz yere ağzını aramasından hoşlanmamıştır. Bu yüzden sana kızmış olabilir.
Gerçekten neden bu kız aranıza girmiş ki? Erkekler böyle durumlardan hiç hoşlanmazlar.
Yapabileceğin pek bir şey yok, beklemekten başka. Bence hiçbir şey olmamış gibi, onunla normal arkadaşlığını sürdürmelisin. Her zamanki tavrını değiştirmemelisin.
Belki zaman içinde eski haline döner. Ancak onun depresif biri olduğu ve bu tutumunun sık sık tekrarlayabileceği ihtimalini de düşünmen lazım.
Aşığım ama o bilmiyor
Güzin Teyze, ben bir gence aşığım. Onu her gördüğümde kalbim duracakmış gibi oluyor.
Onun bir kız arkadaşı var. Ama annesinin arkadaşı bu ilişkinin ciddi olmadığını söylüyor.
Annesi de beni beğeniyor, “Keşke böyle bir gelinim olsa” diyor. Sevdiğim gencin annesinin bu düşüncelerinden haberi var mı, bilmiyorum. Ona her baktığımda yüzünde küçücük bir tebessüm oluşuyor.
Ama ilk adımı ben atamam ki... Ya ona açılınca beni reddeder de rezil olursam? Sence ne yapmalıyım?
Rumuz: Ne yapmalıyım?
Rezil olmak ne demek kızım? Bir insana ona ilgi duyduğunu belirtmek, bunu hissettirmek son derece normal. Bütün bir ömür boyunca “Keşke söyleseydim” diye pişmanlık duymaktansa, hislerini açıklarsın. Ya karşılık alır mutlu olursun ya da imkansız bir ilişki olduğunu anlayıp vazgeçersin.
Paylaş