Meğer yıllardır ilişkiyi tek başıma yürütüyormuşum

Hayatın bütün darbelerini almış, bütün çirkinlikleriyle karşılaşmış, türlü iftiralara uğramış, hayatta tek başıma yaşama mücadelesi veren, bağdaşamayan bir anne babanın, saygılı yetiştirilme baskısı altında büyümüş mutsuz ve karamsar kızıyım. İlkokul çağında çalışma hayatına başlamış, evin geçim sıkıntısı ve hayat zorluklarını tamamen üstlenmiş olduğumu hatırlatırsam, kendimi hiç de 25 yaşında hissettiğimi söyleyemem. Türlü psikolojik çöküntülerin bir arada olduğu bir an, biriyle tanıştım ablacığım. Tamam, dedim işte benim hayatımı paylaşmam gereken kişi. Nitekim de yanılmadığımı onunla geçirdiğim zamanlarda daha iyi anladım, ona baktığımda sanki kendimi görüyordum, o kadar iyimser bana o kadar değer veriyordu ki, sonunda hayatımızı birleştirmeye karar verdik. Aileler araya girinceye kadar hiçbir sorunumuz yokken; aslında gülüp geçilmesi gereken problemlerin ardı arkası kesilmedi. Onu sevdiğim için ailesinin nişanımızda bile ortaya döktüğü türlü rezaletlere göz yumdum, hep sustum, görmezlikten geldim, alttan aldım; bütün bunlar yetmedi elti gün yüzüne çıktı. Çok basit, söz edilmesi bile utanç verecek konular yarattı, yine sustum.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, her yaptıklarının ardından benden özür beklediler, nişanlıma baskı yapıp, kendilerinden tehditle zorbalıkla zorla özür dilettirdiler. Sabrımın son demlerini yaşadığım bir an, konuşmak için gittiğim kayınpederimin ve kayınvalidemden yemediğim hakaret kalmadı. Yanlarından ağlayarak ve nişan yüzüğünü çıkarmış olarak ayrıldım. Onlarla aynı binada oturacağımız için bu beraberlik yürümezdi. Nişanlımın da bütün olaylarda beni haklı gördüğünü söylediği halde, sessiz kalması duygularımın değerini yitirmesine neden oldu. İlk ayrılığımız da değildi, ama en uzun ayrılığımızı yaşadık: 40 gün! Tekrar geldi af diledi, pişman görünüyordu. Bu kez son dediğim belki 10. kez ona şans verdim, sevdiğim için, benim ailem bütün olanlara rağmen benim görüşüme saygı gösterirken, o bunu ailesiyle paylaştığında evden ayrılmak zorunda kaldı. Nişanlım olgun bir yaşta olmasına rağmen ne yazık ki hiçbir sözüne saygı gösterilmiyor. Şu an çok çıkmazdayız ve ne yazık ki maddi gücümüz kira bedelini ve geçimi kaldıracak düzeyde değil, psikolojik çöküntü içindeyiz ikimiz de. Sağlıklı düşünemiyorum bile ne yapmam gerektiği hakkında, sizce direnmeye devam etmeli miyim? Yoksa sevgimi onun ailesine feda mı etmeliyim? Görüşlerinizin benim için önemi büyük...

RUMUZ: ÇARESİZ

Sevgili kızım gerçekten en önemli endişenin "Ya evlenince nişanlım bana sahip çıkmazsa" olduğu görülüyor. Çünkü bana göre bu genç adam oldukça pasif ve ailesi tarafından baskı altında tutulmuş, kişiliği tam gelişmemiş biri. Ailesine asla karşı gelememiş. Şimdi ise hayatının en önemli karar anında da karşı çıkamıyor. Onun için üzülmedim, desem yalan olur. Seni çok sevdiği halde, ilişkisi ve sevgisi için mücadele veremiyor. Gerçekten evliliğinizin zor koşullarda yürüyeceğini görmek için falcı olmak gerekmiyor. Ama sanırım, evliliğinizi pek çok kadın gibi sen sırtlayıp yürüteceksin. Yine de nişanlın, sevginin gücüyle, birden kişiliğini kazanıp, bir mucize de yaratabilir.

Yaza girerken vücuduma bir mucize gerekiyor

Sevgili ablacığım, 30 yaşında bir anneyim. Bebeğimin doğumundan sonra hamileyken aldığım kilolarımın çoğu kaldı. Ne yazık ki, vücudum oldukça şekilsizleşti. Herkes "Bir yıl içinde verirsin bu kiloları, merak etme" diyordu ama olmadı. Şu anda evlenmeden önceki halimden tam 8 kilo farkım var. Kilodan daha da önemlisi, karnım, kalçam ve bel bölgemde yağlar birikti. Diyetle birkaç kilo verdimse de, bu yağlar çözülmüyor. Umutlarım tükendi. Yaza girmek üzereyiz, ben bu yıl da mayo giymekten kaçınacak mıyım? Vücudumun şekillenmesi için bir mucize gerekiyor galiba. Bildiğiniz bir mucize yöntem ya da diyet var mı?

RUMUZ: KAYBOLAN UMUTLAR

Sevgili kızım, hamilelik sonunda ya da 30 yaşından sonra kadınların çoğunun vücudunda spor ve diyetle eritilemeyen yağ birikimleri vardır. Ne kadar diyet yaparsan yap ya da jimnastikle kan ter içinde kalırsan kal, bunları eritmek hiç de kolay olmuyor. Bu yağlar duyduğum kadarıyla, giderek ilerleyen teknoloji sayesinde özel yöntemlerle eritilebiliyor ancak. Bir yandan bir diyetisyenin özel diyetini uygulayacaksın ama bir yandan da bazı güzellik enstitülerinde uzmanlar tarafından uygulanan yağ parçalayıcı ya da eritici bazı özel aletlerle bu diyeti tamamlayıp, vücudunu şekle sokacaksın... Örneğin en çok duyduğum Ultrashape, bölgesel zayıflama tedavisi, yağ hücrelerini parçalayarak etkili ve başarılı bir şekilde sonuç alan güvenli ve ameliyatsız vücut şekillendirme yöntemi. Yöntemi, ses dalgaları ile inatçı yağ dokularının kırılması. Bu sayede daha ince ve daha estetik bir vücut elde edilebiliyor. Bildiğim kadarıyla bu yöntem ağrısız, acısız, rahat bir işlem... Ayrıntılı bilgi edinmek ve size uygun olup olmadığını anlamak için www.bolgeselzayiflama.com/ sitesini inceleyin.

Çocuk işçiler konusunda panel

Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kartal Şubesi, 21 Nisan Pazartesi (bugün) Kartal Atalar Kültür Merkezi’nde, saat 14’te düzenlenen bir panelde ülkemizin çok ciddi bir sorununu masaya yatırıyor... Sosyal alanda yürüttüğümüz eğitim ve sağlık hizmetleri ışığında, derneğimizin 80. kuruluş yıldönümünde çocuk ve genç işçiler sorununu ele aldık. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Ulusal Program Koordinatörlüğü’nden, Çalışma Bakanlığı’ndan, TİSK Çalışan Çocuk Program Koordinatörlüğü’nden, konuşmacıların katılımı ile gerçekleştirilecek "Çocuk ve Genç İşçi" konulu panelimize ilginizi bekliyoruz.

Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kartal Şubesi Yönetim Kurulu

Tel: 0216 389 25 23

Türkiye’nin bu en eski ve en tanınmış yardım derneğinin, gerçekten ülkemizde istismara çok açık olan, çocuk işçiler konusunu ele alması ve bu konuya dikkat çekmesi çok değerli ve önemli bir çalışma. Kendilerini kutluyor, ilgilenip, konferansa katılmanızı diliyorum.