Paylaş
Soru şuydu: “Hürriyet gazetesinin Kelebek ilavesinde bulunan Güzin Abla köşesinde, eşi ile internette tanışarak evlenen bir hanımın, evliliğinin daha ikinci haftasında eşinin internetten başka hanımlarla görüşmeye başladığını, gece gündüz bilgisayar başından kalkmadığını, eşinin kendisi ile hiç konuşmadığını ve ilgilenmediği anlatan bir mektup yayınlandı.
Güzin Abla verdiği cevapta: “Ben size sürekli söylemiyor muyum, internette tanıştığınız kişilere hemen güvenmeyin, evlenmeye kalkışmayın diye. İnternet tutkusu bazen insanları tıpkı bir uyuşturucu gibi avucunun içine alıyor. Bu genç adam seni yine chat yaparken, internette tanımadı mı? İşte bu alışkanlığı demek ki, seninle evlendikten sonra da devam ettirecekmiş. Hatta bu internet ve chat’laşmak uğruna işini gücünü de ihmal etmesi söz konusu. Onun en tutkulu aşkı bilgisayarı ve oradan elde ettikleri. Değişmesini beklememelisin....” yazmış.
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/9056196.asp?yazarid=50&gid=61&sz=24437
Medyada sıklıkla benzerlerine rastladığımız yukarıdaki örnekten yola çıkarak, sanal dünyanın bireyler, aileler ve toplum üzerine etkileri konusunda neler söyleyebiliriz?”
Bir iletişim sosyolojisi hocasının sütununuzu görmezden gelmesi bilimsel facia olurdu. Sizler toplumu daha iyi tanımamıza da yardımcı oluyorsunuz...
Bilginiz olsun istedim.
Prof. Dr. Osman ÖZSOY
Çok değerli hocam... Hiç tanımadığım böyle değerli bir öğretim üyesinin üniversite sınavı sırasında bana da sorular arasında yer vermesi beni inanılmaz mutlu etti. Sağ olun, zaman zaman bu tür bir motivasyona gerçekten ihtiyacım var. İşim çok zor, inanın. Ortamın çılgınlaşması, insanların giderek zorbalığa eğilim göstermesi beni çok mutsuz ediyor.
Bazen de değerimin pek fazla bilinmediği izlenimine varsam da, işte okurlarımın sevgisi ve güveni, bana ulaşan bu tür bilgiler ve örneğin sizin gibi değerli bir insanın bana verdiği önemi görmek beni tekrar yaşama bağlıyor. İşime tekrar büyük bir hevesle sarılabiliyorum. Üstelik bu gibi değerlendirmeler beni “sadece özellikle sosyoekonomik olarak alt düzeydeki insanların evlilik, aşk ve cinsel hayatları konusundaki soruları cevaplayan bir köşe yazarı” olarak görmek isteyen, hem beni hem de okurlarımı küçümsediğini sanan birkaç saygısıza da çok güzel bir cevap oluyor. Bu nedenle size tekrar tekrar teşekkür ediyor, sevgiyle selamlıyorum.
Annenizin eski bir okuruyum küçük kızımla ilgili sorunum var
Sevgili Güzin Ablacığım mı desem, sevgili kızı mı desem, bilemiyorum… Akdeniz’in küçük bir kasabasında fakir bir ailenin erkek çocuğuydum; babam annem ve kardeşlerimle yaşıyordum. Eskiden bizim çocukluğumuzda bayramlarda büyüklerin ellerini öpünce bize para verirlerdi. Ablamla ben de o paraları biriktirir, sabahleyin erkenden kalkar Saklambaç gazetesi almaya giderdik. Çünkü o gazetede “Güzin Abla” vardı ve biz onun yazılarını okumadan duramazdık. Üstelik o yazılarla ilgili yorum yapardık. Güzin Abla’yı ( yani annenizi) çok merak ederdik çünkü o dönemde resmi yayınlanmazdı… Ve aradan yıllar geçti ben hâlâ Güzin Abla köşesinde yayınlanan yazılarınızı içtenlikle okuyorum.
Şu anda 50 yaşındayım, benim 4 yaşında bir kızım var, bakıcıya gidiyor. Bu bakıcı da çok iyi biri ama biz eğitimli bir aile olmamıza nazaran kızımızın konuşmasındaki bazı terbiyesizce ve hoş olmayan sözleri yüzünden her türlü ortamda bizi bozmasına çok üzülüyoruz. Ne yapmamızı önerirsiniz?
RUMUZ: ÇOCUK
Annemden bana uzanan dostluğunuz benim için çok değerli sevgili okurumuz…
Sorununuza gelince, bu yalnızca sizin sıkıntınız değil çünkü çocuklar bırakın bir bakıcının konuşma tarzını, yuvada ya da okulda ne yazık ki, birbirlerinin konuşma tarzını benimsiyorlar.
Siz evde ne kadar dikkatli olursanız olun, özellikle de televizyon, çocuğun bazı istenmeyen sözcükleri benimsemesine yol açabiliyor.
Size, kızınız bu sözcükleri tekrarladığında asla aşırı tepki göstermemenizi, onu önemsediğinizi belli etmemenizi tavsiye edeceğim.
Aradan bir süre geçtikten sonra ona “biraz önce senden duyduğum şu sözcük, hiç hoş değil, terbiyeli cici kızlar bunları söylemez, büyükler de bunları söylememeli zaten, söylüyorlarsa, insanlar onları çok ayıplar” tarzında bir uyarıda bulunmalısınız.
Küçük kızınıza uyarıda bulunurken, her zaman hem eşiniz, hem de siz aynı tavrı takınmalısınız. Zaman içinde, iyiyi ve kötüyü kendi kendine ayırt edebilecektir, hiç merak etmeyin.
Paylaş