İlk göz ağrımı unutamadığım için sürekli aldatıyorum
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Merhaba Güzin Abla, yıllardır köşenizi okurum. Yanılmıyorsam bu köşe rahmetli annenizin idi sonra size geçti.
Yanılıyorsam lütfen düzeltin. Henüz 18 yaşındayken size, daha doğrusu annenize yazmıştım, o zamanki sorunumu paylaşmıştım. Bugün de yine size yazıyorum, o zaman annenizin tavsiyesini dinlemiştim. Sorun yine aşktı tabii... Bugün de yine aynı. Değişen bir şey yok. O zamanki ilk göz ağrımla şu veya bu nedenden evlenememiştim. Ama yaklaştığım her kadında, kızda onu aradım. Bulamadım. Bunun için de hep mutsuz oldum. Başımdan pek çok evlilik geçti. Halen de evliyim? Halen de karımı aldatıyorum. Ama para karşılığı kendilerini satan kadınlarla aldatmıyorum. Onlarla hayatım boyunca asla beraber olmadım. İşimden dolayı, kariyerimden dolayı bir yerlerde mutlaka birileriyle tanışıyor, bir yerlerde beraber oluyorum. Bazen bu gizli ilişkileri yaşadığım zaman “Manyak mısın nesin, evde gül gibi karın var. Ne işin var buralarda?” diye de kendime kızıyorum. Onunla da ilişkimi bazen hemen bitiriyorum; bir başka zaman yine bir başkasıyla yakınlaşıp, bu sefer onunla oluyorum. Varlıklı biriyim, çok güzel otellerde günümü gün ediyorum. Kendime ait lüks bir evim, oldukça da ciddi bir gelirim var. Yaşım henüz 40; bu serveti kendim kazandım. Dedim ya, eski bir göz ağrım vardı. Hep onun adaşlarını arıyor; buluyorum da? Şimdiye kadar birkaç adaşını tanıdım, onlarla da beraber oldum. Değişik ülkelere gidiyor, oralarda da kadınlarla beraber oluyorum. Hayatımda bazen 5-6 kadın birden oluyor. Eşim benden 15 yaş küçük; aslında güzel de bir kız. Tam bir Türk kızı. Her şeyimle ilgilenir. Valizimi hazırlarken benim iş toplantısına gittiğimi sanıyor, oysa ben yine çapkınlığa gidiyorum. Bir gün eşim: “Ya beni aldatıyorsan! Bari temiz kadınlar ile aldat da hastalık kapma” dedi birden. “Yok, canım daha neler, ben kim aldatmak kim, yapar mıyım böyle şey” diye gülümseyerek cevap verdim. Bazen gerçekten bu işleri bırakmak istiyorum. Ama bırakamıyorum. Ben oldukça yakışıklı ve bakımlı biriyim. Buna karşılık eşim biraz kilolu; acaba ondan mı? Yoksa eski sevdiğimi, ilk göz ağrımı unutamadığım için mi? RUMUZ: YOKLUĞUNDA BULDUM SENİ
Sevgili oğlum, sorunlarını hem annemle hem de benimle paylaşacak kadar bize güvendiğin için teşekkürler. Ancak sanırım, asıl sorun sende. O ilk göz ağrını unutamamışsın işte? Adını da koyamıyorsun. Bütün evliliklerinin ve çapkınlıklarının nedeni buna dayanıyor. Oysa o tam açıklayamadığın, “ şu ya da bu nedenden ayrıldık” dediğin neden her ne ise, gördüğün gibi çok boşmuş ve bütün hayatını alt üst etmiş. Her ne kadar sevgili Hülya Avşar, “erkek aldatır, aldatmalı da” diye bir laf attıysa da ortaya, ben normal, mutlu, kendinden ve gücünden emin, sağlıklı bir erkeğin aldatacağını düşünmüyorum. Aldatmak, işte mutlaka bir nedene dayanıyor. Ya eşini sevmiyor erkek, ya kendine güvenmiyor, ya da işte senin gibi, ilk göz ağrısını arıyor fellek fellek?. Sanki o beraber olduğun tüm kadınlarda ondan bir parça bulmak ister gibisin? Bana kalırsa durulacaksın? Durulacaksın da, bu arada sana bağlı, sana inanan, sana güvenen bu genç ve güzel eşini de kaybetmezsin inşallah. Bu daha ne kadar sürer sanıyorsun?
Hayattan iki beklentim vardı biri oldu ama diğeri olmuyor
Sevgili Feyza Hanım, ben 32 yaşında, hiç evlenmemiş, üniversite mezunu bir bayanım. Kendimi bildim bileli hayattan sadece iki beklentim vardı. Biri öğretmen olmak, diğeri mutlu bir yuva kurmak. Allah bana öğretmen olmayı nasip etti. Gerçi şu anda işsizim ama bir süre bir dershanede öğretmenlik yaptım. Ancak diğer isteğime bir türlü kavuşamadım. Birkaç kişiyle ciddi anlamda flört ettim. Fakat hepsi hüsranla sonuçlandı. Sevdiğim erkekler beni evlilik sözleriyle ümitlendirip hep yarı yolda bıraktılar. Bazen o kadar ümitsizliğe kapılıyorum ki, inançlı bir insan olmama rağmen intihar etmeyi bile düşünüyorum. Çünkü hayatımı yalnız geçirmek düşüncesi beni hayattan soğuttu. Ailem televizyondaki evlilik programlarına çıkmamı istemiyor. Son çare olarak size yazmaya karar verdim. Koskoca İstanbul’da benim de seveceğim, sevileceğim bir eş vardır herhalde. Belki de sizin sayenizde aradığım mutluluğa kavuşabilirim. Köşenizde bu tip mektuplara pek fazla yer vermediğinizi biliyorum. Ama, benimkini yayınlarsanız inanın çok mutlu olacağım. RUMUZ: HÜZÜN ÇIKMAZI e-mail adresim: isfahanek@mynet.com
Canım kızım; bu ne biçim düşünce? İnsan hiç evlenemedim diye canına kıymayı düşünür mü? Bunu senin gibi üniversite mezunu, aklı başında bir öğretmen hanıma hiç yakıştıramadım inan. Aslında gerçekten bu köşede ben bu tür mektuplara yer vermek istemiyorum. Ancak çok ender olarak, böyle ciddi gördüğüm insanların dileklerine yer veriyorum. Bunun nedeni ise, bu evlenme isteklerinin çok kolaylıkla istismar edilmesi, birtakım kendini bilmez insanlar tarafından maddi çıkar sağlamak için kullanılması. Senin gibi tertemiz ve inançlı insanları kandırmalarından korkuyorum canım kızım. Günümüzde insanların evlilikten giderek soğuduğunu, evlenmekten kaçındığını görmek de beni ayrıca çok üzüyor. Bunun başlıca nedeni maddi sorunlar? Ama eşlerin birbirlerine destek olmaları şartıyla, uyumlu evlilikler de görülüyor, şükürler olsun. Umarım seninki de böyle olur. Hayırlı haberlerini beklerim