Paylaş
Üniversite 2’nci sınıf öğrencisi, 20 yaşında bir kızım. Hayatım boyunca hep ailemin yanında durdum ve onlara her açıdan destek oldum. Onlar da beni hiç yalnız bırakmadı ama onları anladığım gibi beni anlamadılar.
Lise zamanlarımda birkaç ciddi olay yaşadım. En önemlisi aileye olan güven kaybıydı.
Babam annemi aldatıyordu. Anneme bunu nasıl söyleyeceğimi dahi bilemiyordum. Bunları hep içime attım.
Sonrasında birini sevdim. Beni bıraktı, çünkü istediği gibi biri değildim. 4 sene boyunca tekrar tekrar geldi ve benden af diledi. Fakat affedemiyorum, bazen unutmak için affetmek gerekir ama yapamıyorum.
4 senedir kimseyi sevemedim.
Lisede pek sevilen biri değildim. Kimseyle konuşmayan, atılgan olmayan, çirkin denilebilecek biriydim. O zamanlardan beri dışlanmanın ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Pandemi sonrası okuluma kavuştum ve yurtta kalmaya başladım. Buradaki asıl amacım okumak ve ailemin yüzünü düşürmemekti. Yurdumdaki oda arkadaşlarım iyi insanlardı.
Fakat onların takıldığı yerlerde takılmayınca, hepsi bana cephe aldı ve benimle konuşmadılar.
Evimden uzaktayım, bir dostum var 6 yıllık ama ondan da uzaktayım.
Beni anladığını söylüyor ama hiç sanmıyorum. Herkes tarafından kenara atılmış gibiyim ve annemi çok özledim. Size yazabileceğimi hiç düşünmemiştim ama içimdekileri dökmek istedim.
Kimsenin kimseyi anlamadığı bu hayat okyanusunda çırpınıp duruyorum. Bazen ölmek istiyorum ve insanları, ailemi bu amaçsız varlıktan kurtarmak istiyorum. Sen söyle Güzin Abla ne yapmalıyım? Hayatımı neye göre şekillendirmeliyim?
◊ Rumuz: Hep dışlanıyorum
YANIT
Biliyor musun sevgili kızım, şu cümlen beni çok etkiledi: “Kimsenin kimseyi anlamadığı bu hayat okyanusunda çırpınıp duruyorum.”
Ne kadar gerçek ve ne kadar acı. Son zamanlarda gençlerden sürekli buna benzer ifadeler taşıyan mektuplar alıyorum.
Gerçekten de insanlar giderek bu kadar mı birbirine yabancılaştı, duyarsız oldu?
Elbette yıllardan beri bu işi yapmamızın bir nedeni de gençlerin sorunlarını paylaşabilecekleri, güvenebilecekleri gerçek birini bulamadıkları için bize yazmaları... Ama bu güvensizlik duvarı hiç bu kadar aşılmaz olmamıştı. Gençler artık bu iletişimsizlik yüzünden ölümü düşünüyor.
Sen de “Bazen ölmek istiyorum, ailemi bu amaçsız varlıktan kurtarmak istiyorum” diyorsun.
Her şeyden önce özgüvenini kazanmak için çabalamalısın. Bu duygu seni ailenden bile uzaklaşmaya, kendini işe yaramaz, amaçsız hissetmene neden oluyor.
Oysa bak ailenin istediği gibi üniversitede okumaktasın, onların gururu olmuşsun. Her ne kadar seni sevmediğini ve istemediğin düşünsen de peşinden ayrılmayan bir adam var. Belki de onun istediği gibi bir kız olmamak için özel çaba gösterdin, onu kendinden uzaklaştırmaya çalıştın. Keşke ona bir şans daha verebilseydin.
Belki insanlara karşı bu güvensizliğin de, baban yüzünden yaşadığın büyük hayal kırıklığı olabilir.
Ama sevgili kızım, insanlar hatalar yapıyor, onları sonsuza kadar mahkum etmemeli.
Annenin o olayı bilmediğinden emin misin, belki biliyordu ve babanı affetti.
Bu onların arasında yaşanan bir sorun. Bunu hayatını karartacak bir olay haline getirmemelisin. Bırak bunu onlar yaşasın. Sen kendine ve geleceğine bak...
Paylaş