Paylaş
1955 yılında, zamanın devlet büyükleri tarafından kurulan Ankara’daki Hayvanları Koruma Derneği’nin barınağı 1972 yılında büyük bir yangın felaketi geçirmişti.
Üyeler çekilmiş, dernek iflas etmiş, yanarak can veren 600 hayvanın ardından kalan 50 tanesinin de uyutulmasına karar verilmişti.
İşte o günleri derneğin ikinci başkanı Gamze Neer şöyle anlatıyor:
“Güzel bir karne getirmiştim ve babam tek kızını ödüllendirmek için yıllar öncesinden verdiği Disneyland’a götürme sözünü tutacaktı.
Tüm hazırlıklarımız tamamlanmıştı. Sadece köpeğimiz Bugi’yi bırakacak bir pansiyon arıyorduk. O akşam babam başı önünde, gözleri buğulu, Bugi’nin kayışını sımsıkı tutmuş bir şekilde eve gelip de koltuğa kendini atınca, önemli bir şeyler olduğunu sezmiştim.
Babam, anneme ‘Amerika gezisi iptal oldu. Bugün 1955’te kurulmuş bir derneğin, Türkiye’deki tek barınağına gittim.
Yangın çıkmış, 600 hayvan yanarak ölmüş. Geriye kalan 50 tanesini de portakal sandıklarının içine hapsetmişler.
Yangının kokusu hâlâ genzimde. O hayvanlar bu ağustos sıcağında orada mahpusken, ben sizi
Amerika’ya götüremezdim. Tüm parayı bu hayvanlara bağışladım’ dedi.
Babam kadar merhametli, duygulu ve bir o kadar da hayvansever bir insan olan annem, sevgiyle ve gözyaşları ile babama sarıldı.
Ertesi gün, evimize çok yaşlı bir hanım geldi... Müfide Hanım’dı.
Hayvanları Koruma Derneği’nin başkanıymış. Babamın ellerine sarıldı ve başkanlığı kendisinden almasını rica etti.
‘Beyefendi, sizi Allah gönderdi. Ben bugün bu 50 hayvanı uyutup, kalp ameliyatı olmak üzere hastaneye yatacaktım. Ne olur bu hayvanları yaşatın’ dedi.
İşte o gün Hayriye-Cemil Erkök çifti, bir soluk mavi ipek mendil içinde sakladıkları ve kendi düğünlerinde gelen altınları hibe ederek, geride kalan 50 hayvanın yaşam hakkı için HAYKOD Barınağı’na sahip çıktılar.
HAYKOD, Cemil ve Hayriye Erkök ile hayvanlar için sadece bir sığınak, bir barınaktan öte bizlerden başka kimsesi olmayan hayvanlar için kurulmuş pırıl pırıl bir yuva oldu.
Boks ve güreş federasyonu başkanı, daha sonra da müsteşarlık yapmış emekli iktisatçı sevgili Cemil Erkök’ü kaybettikten sonra Hayriye Erkök, hayatının bu en acı gününde dahi barınağa gidip evlatlarım dediği hayvanlarına kendi elleriyle yemek pişirmeyi, taşımayı ihmal etmedi.
Bunu tam 50 yıl boyunca, hastaneye yoğun bakıma kaldırıldığı gün dahil olmak üzere hayatının her günü yaptı.
Hayriye Erkök, Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunu bir resim öğretmeni olmasının ötesinde, çok başarılı bir ressam ve heykeltıraşken, hayvanlara duyduğu sevgi ve merhametle tüm kariyerini bir çırpıda silen, yüreğindeki sınırsız sevgiyi sadece hayvanlara değil, kimsesiz çocuklara, yaşlılara, engelli insanlara da sunan, onları evine alıp bakan, insanların mutlu olması için maddi manevi ne gerekiyorsa feda eden tam bir hanımefendiydi.
87 yaşına kadar bir kez olsun kendini övmeyen, 40 günlük bir bebekken kucağına gelen ve kimsenin sahip çıkmadığı boz ayı Meyvan’ı kendi canıymışçasına sahip çıkıp, büyütüp 28 yaşına getiren, temiz kalpli, sevginin, merhametin ve iyiliğin ta kendisiydi.
20 gün önce barınak dönüşünde merdivenlerden düşerek beyin kanaması geçiren Hayriye Erkök’ün, 19 gün yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetmesi biz hayvanseverleri çok üzdü.
Sevgili Hayriye Erkök’ün cenazesi 7 Haziran Salı günü Karşıyaka Mezarlığı’nda, 19 yıl önce vefat eden HAYKOD’un kurucusu eşi Cemil Erkök’ün yanına defnedildi.
Kurdukları bu önemli kuruluşun aynı doğrultuda yola devam etmesi ve 600 sevgili canın yaşaması için desteklerinizi eksik etmeyin, HAYKOD’u ayakta tutmaya yardımcı olun. Tüm hayvansever insanların başı sağ olsun. ◊ www.haykod.org adına Aynur Altun
YANIT
Sevgili Aynur Hanım, acınızı yürekten paylaşıyorum, Hayriye teyzemin ne muhteşem bir insan olduğunu çok yakinen biliyorum. Mekanı cennet olsun...
Onun hem hayvanlara hem de insanlara gösterdiği sevgi ve merhamet, adının unutulmaması için yeterli. Ama ben bu yazınızla onu bir kez daha okurlarıma tanıtmak istedim.
İleri yaşına rağmen yaz-kış demeden, bir gün bile şikayet etmeden hayvancıklarını kendi elleriyle beslemek için barınaktaydı, hâlâ çok güzel hayalleri vardı. Özellikle de HAYKOD Barınağı için...
Umarım bu hayallerini gerçekleştirmek bizlerin görevi olur.
İnanın, barınakta ardında bıraktığı 600 can, gözlerini kapıdan ayırmadan, onu hâlâ umutla bekliyor.
Paylaş